ÇAĞDAŞ
Yemekten önce geleceğimi söylemiştim ama şirketteki toplantı fazlasıyla uzadığı için yemeğe anca yetiştim. Eve adapte olmuş gibiydi. Evin kokusu onun kokusuyla dolmuştu. Eve girmemle o şekerli ahududulu kokusu ciğerlerimi doldurmuştu. Ortalıkta yoktu. Büyük bir ihtimal odasındaydı. Onun yanımdaki oda da kalmasını söylememle biraz şaşkınlığa uğrasa da fazla bir tepki vermedi. Ben salona geçtiğimde nefis yemekler beni karşıladı. Fazlasıyla güzel gözüküyorlardı. Yusuf’un bana hoşgeldiniz demesiyle gözlerimi masadan alıp ona yöneldim. Fazlasıyla olgun bir erkekti yaşıtlarına göre. Aynı ablası gibiydi. Hoşbulduk dedim cevap olarak nasıl olduğunu sorduktan sonra Işık gelmeden masaya geçtik oturduk. Yemekler hakkında yorumlarını öne sürüyordu bende onu dinliyordum. Işık gerçekten yaşına göre fazla tecrübeliydi bu yemek işlerinde Yusuf’ta bunu geçmişteki yaşadıkları trajikomik olaylar eşliğinde anlatıyordu. Biz masaya geçtikten birkaç dakika sonra Işık merdivenlerden zıplayarak indi. Tuhaf biriydi. Yeri geldiğinde fazlasıyla çocuk olabilme potansiyeline sahipti. Bana kısa bir bakış atıp yemeklerin başına geçti servis yapmaya başladı. Yaptıklarının tadını gerçekten merak ediyordum . Vermesiyle yemeye başlamam bir oldu. Çorba gerçekten lezzetliydi. Kafamı çorba kasesinden kaldırdığımda onun meraklı gözleriyle karşılaştım. Yemek yememi izliyordu. Daha çok merak ediyordu yemeği nasıl bulduğumu. Tanışalı kısa bir zaman oldu ama onun birçok hareketini tepkisi öğrenmiştim. Yemek esnasında pek bir konuşma geçmedi aramızda. Yusuf’la okul sınavlar hakkında konuşmuştuk o kadar. O tek kelime bile etmedi. Yemekten sonra tatlıları yemek için kış bahçesine çıktık. Bana ve kendine Türk kahvesi yapıp getirdi tatlının yanında iyi olur diye. Yusuf bizimle fazla kalmamıştı. O mutfaktan geldikten sonra bu iş meselesinden bahsettim daha konuşmamı bitirmeden ağzıma laflarımı tıkayıp gitti. Küçük cadı beni gene takmamıştı. O küçük boyuyla olayların üzerinden kalkmaya çalışıyordu. Fazla dirençliydi. O gittikten sonra birkaç kadeh bir şey içtikten sonra odama çıktım. Onun kapısı aralıktı. Ay ışığı o güzel yüzüne vuruyordu. Saçları yastığına dağılmıştı. Kapıda daha fazla dikilmeyip yatağının yanında kendimi buldum. Saçlarına dokunmak istiyordum. Gene o his vurmuştu beni. Yavaşça yastığına yaklaşıp saçlarına dokundum. Hafif nemliydi. Yeni yıkanmış, o güzel ahududu kokusu buram buram geliyordu ipek saçlarından. Yumuşacıktı. Oracıkta onlarla oynayarak uyuyabilirdim. Ama yapamazdım. Kendimi toparlayıp saçlarına ufak bir öpücük bırakıp odasından çıktım. Oda da dikkatimi çeken başka bir şeyde benim kokumdu. Evet oda da benim kokumda vardı. Acaba parfümlerinden birini mi aldı. Merakıma yenik düşüp odasına tekrar döndüm. Etrafa baktığımda parfümüm yoktu. Yatağa yaklaştığımda yataktan yoğun bir şekilde kokum geliyordu. Benim yatağımın çarşaflarıydı bunlar. Bunu fark ettiğim de yüzüme istemediğim bir şekilde gülümseme yayıldı. Benim yatağımın çarşaflarında benim kokumla uyuyordu hem de benden izinsiz. Bunu değerlendirebilirdim. Kesinlikle değerlendirmem lazımdı. Odadaki koltuğa gömleğimle ceketimi bırakıp pantolonumla yanına uzandım. Onu uyandırmamaya dikkat ederek kendime doğru çektim. Burnum şuan bayram ediyordu. Saçlarında biraz oyalandıktan sonra o güzel kokusuyla kendimi huzurlu bir uykuya teslim ettim.
Sabah gözlerimi güneş ışıklarıyla araladım. Üzerimde bir ağırlık vardı. Işık’tı bu. Şuan üzerimdeydi. Kedi gibi kıvrılıp sarılmıştı bana. Hafif hafif kafasını göğsüme sürtüp daha çok sarıldı bana. Gerçekten tuhaftı. Bana ne diye sarılıyordu acaba yastık diye mi yoksa aptal bir oyuncak ayı diye mi? Cidden fazlasıyla merak ediyordum. Yüzü çok güzeldi. Burnunu hafif sıkıp nefesini dışarı verdi. Birden oflayarak uyandı. Ellerinin üzerine yükselip gözlerini yarım yamalak açıp benimkilerle buluşturdu. Gözleri benimkini bulunca fal taşı gibi açıldı. Kocaman olmuştu. Korkuyla söze girdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/18459443-288-k869892.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUZURA 5 KALA
عاطفيةHuzur.. beş harfli bir sözcük olup içerisinde birçok anlamı barındıracak kadar yüce olan diğer bir yandan da insanların hayatında küçük bir nokta ile etki edip kendine kocaman bir yer bulan kelime.. Çağdaş ARSLAN.. O huzuru on bir yaşında bırakıp de...