19. Sözlendik

5K 224 6
                                    

Kübra, Bulut ile beraber sabah eşyalarımı alarak babamın evine geçtik. Kahvaltı için bizi bekliyorlardı.

Bugün beni istemeye geleceklerdi.
Masa hazır olunca kahvaltıya başladık. Kahvaltı bitmek üzereyken dedem boğazını  temizledi.


"Evet. Kimse konuşmuyor bari ben başlayayım dedim. Torunlarım arasında pınar en küçüğünüz ama ilk başı bağlananda o. Siz diğerlerinde evliliği düşünen yok mu?" (Dedem)

"Dede ben hala düşünmüyorum.  Erken daha." (Mert)

"Neresi erken Mert. Kaç yaşındasın. En küçük kardeşini bugün istemeye geliyorlar. Sen hala erken diyorsun. Tövbe tövbe!" (Dedem)

"Dede ben onun içinde erken olduğunu düşünüyorum. Tamam istemeye gelsinler, yüzükler takılsın ama düğün hemen olmasın bence, En azından pınarın okulu bitmeli." (Mert)

"Çok doğru diyorsun Mert. Aklımı okudun resmen. Bende öyle düşünüyorum." (Bulut)

"Düğün okuldan sonra olacak. Buna bende onay veremem. Pınar kızım şirkette çalışacağın için okulunun bitmesi şart." (Babam)

"Bende okulumun bitmesini isterim ama bu konuyu konuşmak için daha erken. Şuan tek karar verilecek tarih nişan bence. Düğüne sonra karar veririz."

"Karşı tarafın ne istediğini de sormamız gerekiyor. "(Demet Teyze)

"Tamam sonra konuşurum." (Babam)
 
  
Salona geçtigimizde Dayım, Buğra ve yengemde geldiler. Meleği kreşe bırakıp sonra buraya uğrayacaklardı. Dedem ve Anneannem akşama doğru eve geleceklerdi. Hep beraber salona geçince biz kızlar kalkıp kahveleri yapmaya mutfağa geçtik. Yardımcılar akşam için hazırlık yapıyorlardı. Kahveleri yaptıktan sonra üçümüzde  tepsileri alıp salona geçtik. Her biri kendi aralarında sohbete dalmışlardı. Bizde Demet Teyzelerin yanına geçtik. Bizim konumuz kıyafetlerdi.  Bir süre  sonra erkekler işlerimiz var diyerek yanlarımızdan ayrıldılar. Dayım imzalamam gereken şeyler olduğunu sekreterini buraya göndereceğini söyledi. Tamam diyerek kapıya kadar geçirdim. Salona geri dönünce teyzem ve yengem evin süslemelerini masanın düzeni gibi şeyleri gözden geçirmeye başladılar. Yengem bi kaç eksiği fark edince teyzem hemen birilerini ayarlayarak onlarında tamamlanmasını sağladı.
Herkeste ayrı bir heyecan vardı...

Biz kızlar Büşranın odasına geçtik.
Üçümüzde yatağın üzerine oturduk.

"Valla evlenmem lafını söyleyen kişinin erken evlendiği lafı doğru bence. Baksana en olmaz dediğim Dilara evlendi şimdide sen evleniyorsun Pınar." (Kübra)

"Diyen doğru demiş. Ben evlilik için en az otuzumda evlenirim demiştim ama kısmet işte. Düğün tarihi belli değil ama otuzuma kadar bekletmezler heralde. Tamam şimdide olmayacak ama ne bileyim inanamıyorum hala." Dedim.

"Bende tamam seni yeni tanımaya  başladım. Sana bir şey demeyeceğimde Ben Talhanın evlenebileceğini düşünmüyordum. En azından dedesinin zoruyla en düşük 35 yaşında falan evlenir diyordum. Şimdi Pınarı görür görmez evleneceğim dedi. Ilk görüşte aşık oldu bak bu sana. Sonra ondan böyle bir hareket beklenmez. Hahahah..." Sonda kahkahayı patlattı Büşra. Kübrada kıkırdamaya başladı.

"Dalga geçmeyin Talhayla. Ben asıl sizi göreceğim Büşra. Can ile ilişkiniz bir duyulsa Mert ne yapar sizi bilemiyorum." Dedim.

Yüzü düştü. "Ne yapacakmış!! Biz daha sevgili değiliz ki. Aramızdaki ilişkiyi adlandırmadık. Sırf birbirimize karşı bir şey hissediyoruz diye bize karışacak değil heralde." (Büşra)
  
 
Tek kaşımı kaldırdım. Dediği şeye kendi inanmıyorken bizi mi inandıracaktı.

  
"Off Tamam ya. Kızacaktırda ne yapalım yani. Ben onu seviyorum oda bana karşı bir şeyler hissediyor. Daha birbirimize açılamadık bile. Bende ileride neler olacak onu merak ediyorum." (Büsra)

ZAMANIN GETİRİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin