Bölüm 23

1.1K 69 8
                                    


Adrien pembe şezlonga yaslandı, Marinette çekilen göz alıcı Noel ışıklarını geçenlerde çatı katının altına asmıştı. Ne zaman oldu anlayamadı, ancak kafasında onların tıpki Marinette'in gözleri gibi parıldadığını düşünürdü.  Düşünceden sonra gelen nefis kıkırdama ona yardım edemedi. Göğsüne yaslanıp her zaman taktığı gümüş yüzükle dikkatsizce oynayan Marinette -yada Uğur Böceğinr merakla baktı.  Resmen kendilerini birbirlerine açıkladıkları geceden bu yana birkaç hafta olmuştu ve gerçekten de muhteşem bir geceydi.

Konuşmaları gereken çok şey vardı, ele alınması gereken birçok konu vardı.  Marinette'in güzel mavi gözlerinde nihayet Jace veya Sandman hakkında açtığı üzüntüyü hala hatırlıyordu.

Ona acı çektiren Sandman dahilinde aldığı tüm kararları anlatması çok zordu.  Hepsini göğsünde biriktirmişti.  En azından şimdi Alya ve Nino'nun gözlerine bakabilirdi.

Hayır, o kadar da iyi değildi.  Belki bir süre olmayacaktı, ama daha iyisini yapıyordu.  Marinette'i düşünmek kesinlikle onu daha iyi hissettiriyordu.  Gözlerini bulanıklaştıran üzüntü yerine, ışıltılı mutluluğu gördüğünde başka bir kıkırdama salıverdi.  İhtiyacı olan tek şey buydu.

"Komik olan ne?"

“Mm, odanın seninle ne kadar benzer olduğunu düşünüyordum. Bayıldım.”

Adrien mırıldandı, aşk kelimesini söylediği gibi gülüyordu.  Yüzünü sevdiğinin koyu saçlarına gömdü, artık saçlarını normal at kuyruğunda tutmuyordu.

“Burası çok pembeli, Mari. Ama sen...

"Sadece kes sesini!"

Marinette, kahkahalarla, kendisini Adrien'den uzaklaştırarak söyledi.  Adrien, onu geri almak için kollarını uzattığında genç kızı kollarından kolayca kaçırdı.  Marinette şezlongdan ayrılarak Plagg ve Tikki'nin oturup çeşitli yemekler yediği masasına geçti. (Tikki için her türlü tatlı ve Plagg için camembert.)

Çekmecelerini karıştırırken, Marinette'in gözleri nihayet aradığını bulduğunda parladı.  Üzerinde altın renkli kilit olan, meşe tahtasından bir kutu çıkartan Marinette, koluna taktığı bir bileziği çıkardı.  Bilekliğin üzerinde kutudaki deliğe uygun bir anahtar vardı.

Adrien bütün bu zaman boyunca genç kızı karışıklık içinde izledi.  Şezlonga oturdu, Marinette'i dikkatlice izlerken bacaklarını çekti. Sevdiği kutunun kilidini açtıktan sonra meşe kapağını açıp göremediği bir şeyi aldı.

"Marinette, ne yapıyorsun?"

Marinette döndü, yüzünde arsız bir gülümseme vardı.  Ellerindeki, kitabın etrafına iki kez sarılmış aynı malzemeden kalın bir kayışla bağlanmış bir deri defter tutuyordu.  Öndeki kayış, içindekileri herhangi bir gözlerden gizlemek için önceki iki döngünün altına doğru kıvrılıyordu.

“Şimdi, doğum gününün hala bir hafta sonra olduğunu biliyorum.”

Marinette ona eşlik ederken yavaşça oturdu ve minderin üzerine yerleşerek ayaklarını çapraz bir şekildeince kalçalarının altına gevşekce yerleştirdi.

“Ama bunu saklayamayacak kadar heyecanlandım. Bunu sana vermek istiyorum.”

Yıpranmış deri not defterini ellerine yerleştirdi, genç erkeğin tepkisini incelerken alt dudağını heyecanla ısırdı. Adrien kızın uzun, ince parmaklarından birinin kutunun ön tarafında yazılan kelimeleri takip ettiğini gördü.

  "Kedicik" diye bir ince siyah renkte el yazısıyla yazılmıştı. Marinette'in tasarımlarında adını sıkça kullandığı el yazısıyla yazılmıştı.  Hiç şüphesi olmayarak boya kalemi, harflerle sorunsuz bir şekilde harmanlanmıştı ve özel açıları hecelemek için keskin açılar ve narin dokunuşlar kullanılmıştı.

Stitches- Dikişler [TR]-[3 KİTAP]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin