Bölüm 3

2.5K 163 68
                                    

Marinette'den.

Marinette, Kedi için endişeleniyordu. Garip davranıyordu. Diğerleri bunu fark etmese Marinette çok açık olarak fark etmişti. Sürekli yanında olması genç kız için bir sorun değildi, ama her zaman bir şeyden şüpheleniyor ve korunuyor gibi görünüyordu. Şimdi, daima Uğurböceği olarak kendisiyle tanıştığından beri onu hep korunuyordu, ama bu öncekinden daha kötüydü. Birkaç gün önce Sandman'la olan mücadelesinden kendisine garip bakıyordu. Çok korkmuş görünüyordu.

Onu bu bakışla hiç görmemişti ve bir daha asla görmek istemiyordu. Ama neden böyle göründüğünü sormak istiyordu. Neden o kadar kaba davranmıştı, kendisi gibi değildi, farklıydı. Dünyanın korkunç yıkılışını görmüş gibi görünmesinin sebebi neydi? Düşünce, omurgasından aşağı bir titreme geçti. Battaniyesinin içine daha da kıvrılan Marinette, Kedi'in gördüğü tüm olası şeyleri düşünürken mırıldandı. Birkaç dakika boyunca süren düşünceler, birkaç dakika boyunca aklından geçerken Marinette, yatağına geri dönerek pes etti.

"Marinette?"

Tatlı kwami'sinin endişe içinde büyüyen leylak gözleri doğrudan Marinette'nin gözlerinin içine sert bir bakışla bakıyordu. Marinette bunu yapmasından nefret ediyordu. Doğruca ruhuna bakıyormuş gibi odaklanıyordu.

"Evet, Tikki?"

"Sen iyi misin?"

Marinette,arkadaşı için elini açtığında Tikki bu jesti kabul ederek yaklaşıp onun açık avucuna yerleşti.

"Evet iyiyim. Sadec Kara Kedi'in iyi olduğunu sanmıyorum."

Tikki, küçük kızın dizlerini göğsüne çekip, çenesini dizlerinin üzerlerine dayarken, okyanus mavisi gözlerindeki uzak bakışları fark etti.

"Gerçekten onun için endişeleniyorum Tikki, ama ne yapacağımı bilmiyorum. Benimle bunun hakkında konuşmak istemiyor-... ama bana söyleyemediği kadar kötü olan ne olabilir?"

"Belki Sandman Kara Kedi'ye savaşın ortasında bir kabus yaşatmıştır?"

Marinette, Tikki'nin fikrini hızla reddetti ve düşüncelerini dile getirirken başını salladı.

"Öyle olduğunu sanmıyorum. Kabus görmek için uykuda olmak zorundasın. Gerçekte uyanık olamazsın."

"Sen ve Kedi sınıf arkadaşlarınızın kabuslarında sıkışıp kaldığınızda uyumuş muydunuz?"

Marinette durakladı, kaşları hatırlamaya çalıştığı için çatıldı.

"Bilmiyorum... hatırlamıyorum. Uyanık mıydım hatırlayamıyorum."

Marinette kafası karışmıştı. Uyanık mıydı? Neden hatırlayamıyordu?

"Ama sadece bir saniye için gerçeklikten ayrıldı. Bir saniyeden daha kısa sürede nasıl bir kabus görebildi?"

Sandman gerçeği söylemediği ve ona yardım eden başka biri olmadığı sürece. Bu, diğer akumaların hala dışarıda olduğu anlamına mı geliyordu? Ve zamanı kontrol ettiklerini? Yoksa başka bir şey mi vardı?

"Bu daha da zorlaşıyor ve daha da karmaşıklaşıyor, değil mi Tikki?"

Uğur böceği temalı kwami başını salladı.

"Üzgünüm Marinette. Ama bu her Uğur Böceği'nin görevi. Ama yıllar boyunca hiçbir zaman bu kadar karmaşık ve kafa karıştırıcı bir durum görmedim. Bunu hızlı bir şekilde çözmemiz gerekiyor."

"Evet" -diye Marinette küçük kwamisinin dediklerini kabul etti.

"Kedinin bu durumu çözmemize ihtiyacı var. Bu onu gerçekten zorluyor, bu sorunu çözdüğümüz sürece, o iyi olacak."

Küçük kvamisi arkadaşının geleceğini bildiği için çoktan gitmiş, genç kızım odasının diğer tarafında gizlenmişti. Kısa bir süre sonra penceresini beklenen bir vuruş eşidilmişti. Bir cevap almadan, Kedi mandalı açtı ve dört ayak üzerinde genç kızın yatağına inerek, aptal bir gülümsemeyle ona sırıttı.

"İyi akşamlar Prenses!"

Elini öpmeden önce genç kıza selam verdi. Genç kız öpülen elini aşağı indirdiğinde, genç erkek daha yakınına eğilerek deri kaplı elinin birini yüzüne yaslayıp, diğerini de kalçasına yerleştirdi. Ardından her zamanki gibi sevdiğini kızın dudağının köşesine bir öpücük kondurdu. 

"Ters giden birşey mi var?"

"Hayır."

Marinette ona göz atarken yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirdi.

"Hiçbir şey ters değil. Sen nasılsın?"

"Daha iyi şimdi buradayım."

Bacaklarını yukarı kaldırırarak kendi üstüne koyarak gözlerini kırptı. Marinette göğsünden boynunun arkasına doğru kırmızılığın yayılmaya başladığını hissetti. Birkaç dakika sonra, sahte gülüşü yok olmaya başladı, her zaman onunla birlikteyken olduğu gibi, gerçek ve orijinal gülümsemesi oluşmaya başladı.

Genç erkek onu neşelendirmek ve telaşlı hayatı hakkında birşeyler anlatmak için bir hikaye ararken, konuşmakta olduğu kelimeleri oluşturmak için dudaklarının hareket etmesini izledi. Elleri, hikayesini anlatmasıyla çılgınca hareket ediyordu, sanki ona hislerini göstermeye çalışıyordu.

"Seni seviyorum Kedi."

Kedi hikayesini anlatırken, cümlenin ortasında durdu, genç kızın ani itirafı nedeniyle şaşkına uğradı. Bir saniye sonra ona sırıttığında tüm beyaz dişleri saf bir mutluluk simgesi olarak ortaya çıkmıştı.

"Bende seni seviyorum, Marinette!"

Anlattığı hikaye nedeniyle haraket etmeyen elini genç kızın uyluğuna yerleştirerek sıktı. Ardından kesintili öyküsüne devam eden Kedi tembel-tembel bir pençesi ile genç kızın uyluğunda rastgele şekilleri çizerken hafifçe ete bastırdı ve bu sayede sevgilisinin vücuduna karıncalanmalar yolladı.

Her yerde parmağı gezdirirken onu izliyordu. Genç erkeğin bu hali, Marinette'in tanıdığı acımasız ve flört eden kedi gibi değildi, ama aynı zamanda her zaman yaptığı şeylerdi.

Tam o anda Marinette bir şeyler fark etti. Ona Uğurböceği olduğunu söylemek istedi. Ama sadece bu değil...

Marinette onun gerçek kimliğini  göstermesini istedi.

●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●

Merhabalar sevgili okurlarım.
Çevirisi zor bir bölüm oldu doğrusu.

Sizce bu olanlar hepsi bir kabus muydu?
Kedi gerekten değişti mi, yoksa normale mi döndü?
Sizce kimliklerini birbirlerine gösterecekler mi?
Ve bunu yaparlarsa, ilk önce kimin kimliğinin ortaya çıkacağını düşünüyorsunuz? 

Hadi bana ne düşündüğünüzü söyleyin.

Vote ve yorumlarınızı unutmayın.
Sizi seviyorum ♥ ♥ ♥

●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●

Stitches- Dikişler [TR]-[3 KİTAP]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin