Bölüm 22

1.1K 74 17
                                    

Zekice bir fikirdi.  En azından, Marinette öyle olduğunu düşünüyordu. Genç erkek ona kendi şemsiyesini verdiğinde yağmurda ona aşık olmuştu. Bu yüzden kendisini açıkladığında ona geri dönmek doğru görünüyordu.  Değil mi? 

Marinette penceresinden dışarı baktı, yağmurun ona karşı yağmasını izledi.  Alya'nın sesi, camlara çarpan su yüzünden boğuk çıkıyor gibiydi.  Yağmurun daha da kötüye gitmesini beklemiyordu, ama öyle oldu. Onunki de böyle bir şanstı.  Ancak şansından nefret edemedi.  Şans onun tarafındaydı, açık bir şekilde, Adrien ve Kara Kedi'in aynı kişi olduğunu gösteriyordu.

"Marinette."

Alya, düşüncelerini keserken seslendi. Esmer kız, Marinette'in pembe şezlongunda bağdaş kurup oturmuştu ve ıslak Uğur Böceği şemsiyesi yan tarafa atılmıştı. Ela gözleri Marinette'i izlerken yaramaz bir zevkle parlıyordu.

“Sen ve Adrien arasında neler olup bittiğini bana söyleyecek misin, yoksa bunu kendim çözmem gerekecek mi?”

Marinette arkadaşı ile yüz yüze döndü, arkadaşının özellikleri üzerinde kafa karışıklığı yarattı.

"Ne?"

Gözlerinde tutulan qarip pırıltıyla Alya, artık Marinette için endişeleniyordu. Alya, meraklı, tutkulu veya öfkeli  biriydi. Gözünde her zaman bir çeşit parıltı olurdu. Marinette'in onunla arkadaş olmasının sebeplerinden biri buydu. Kendisini heyecanlandıran şeyleri saklar ve her zaman ona değer verirdi. Yaptığı her şeyi ona yüzde yüz söylerdi.  Hiç bir zaman bu parıltının kaybolduğunu görmemişti. Şimdi bunun sebebi olduğunu bilmek, isteyerek ya da istemeyerek fark etmez, onun kendini kötü hissetmesini sağlıyordu.

“Gerçekten anlamadın mı Marinette?”

Alya, Marinette'i meraklı gözlerle izledi.  Mavi gözlü kız yavaşça başını salladı, dudakları en iyi arkadaşını izlerken endişeli şekilde geriliyordu.

“Beni aylardır karanlıkta bırakıyorsun, Marinette! Son zamanlarda başıma gelen her şeyi, bana asla söylemedin.  Nino bile, senin gibi değil! "

Alya devam etti ve yaptığı her noktada, Marinette gittikçe daha fazla soldu.

“Hiç bilmediğim gizli bir erkek arkadaşın var. Okulda derslere hiç uyumamış gibi bakıyorsun ve en kötüsü bu bile değil! Marinette…”
Alya bir sonraki sözlerini boğuk olarak söyledi. Onları söylemesi en zor olanıydı.

“Bazı günler sen...Bazı günler okula yara ve morluklar ile geliyorsun, ve bana düşündüğün o saçmalıkları söyleme.”

“Bunlardan hiçbirini senden öğrenmedim, öğrendim çünkü seni önemsiyorum ve bunun hakkında bir şeyler fark ediyorum.”

Marinette'in omuzları düştü, sanki saklanıyormuş gibi omuzlarının altına sığındı.  Bunca zaman boyunca, en iyi arkadaşı hakkında bazı şeyleri unutmuştu. Alya'nın yaşadıklarını bile düşünmedi.  Alya'ya baktıkça, her şey için, her zaman yanında olan bir kişi için ne kadar cahil olduğunu daha çok anladı.  (Elbette Kara Kedi/ Adrien dışında, ama o her şey için yanında bile olamazdı. Bütün kimlik meselesini zorlaştırırdı.)
Ve genç erkek onu benimsemişti.

"Alya..."

Marinette kelimeler içinde kayboldu.  Bunu dünyadaki en iyi arkadaşına karşı olanları telafi etmek için ne diyebilirdi ki?  En iyi arkadaşının onu gerçekten affetmesi için ne gerekirdi?

"Ben."

“Özür dilemen gerekmiyor, ancak bu harika olurdu.”
Alya kaşlarından birini sivri bir parıltıyla kaldırdı.

Stitches- Dikişler [TR]-[3 KİTAP]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin