"İnanmadım,senin nasıl biri olduğunu biliyorum."
Bu cümle eve gelene kadar kafamın içinde döndü durdu.Daha birkaç saat önce tanıştık,benim nasıl biri olduğumu nereden bilebilir ki? Kendi kendime tabii ki şaka yapıyordu desemde,söyleyiş biçimi hiç şaka yapıyormuş gibi değildi.
Pijamalarımı giyip abur cuburlarımızı hazırladıktan sonra tam oturmuştum ki kapı çaldı.Sonunda gelebildiniz Steph hanım! Kapıyı açtım ama dışarıda kimse yoktu.Yerde oldukça süslü bir kutu fark ettim.Aceleyle kutuyu alıp içeriye geçtim.Kutuyu açtığımda içinden gümüş bir kolye çıktı,ucunda bir güneş vardı.Kolye antikaydı.Kutuyu karıştırdım ama bunu kimin gönderdiğine dair hiçbir şey bulamadım.Elimdeki kolyeyi incelerken kapı tekrar çaldı.Kapıyı açtığımda Steph pijamalarıyla gelmişti,çikolatasını yiyerek içeri geçti.Hemen konuşmaya başladı:
"Jodie hayatım bugün seni Harry ile yalnız bıraktığım için üzgün olduğumu söylememi bekliyorsan hiç değilim.Çok ya- Bu kutu da neyin nesi?" merakla bana baktı.Elimdeki kolyeyi ona doğru sallayarak
"Sen gelmeden önce biri kapıyı çaldı,açtığımda kutuyu buldum.İçinden bu kolye çıktı.Kimin neden gönderdiğini bilmiyorum" dedim.Kolyeyi eline aldı.
"Hay anasını şu kolyenin güzelliğine bak!"dedi.Tamam gerçekten çok güzel bir kolyeydi ama neden bendeydi ve kimindi?
"Gizli hayranların var Jodie,belki yakında mektuplar ve başka hediyeler de gelmeye başlar" dedi büyük bir heyecanla.
"Steph bu gizli hayranlıkla alakalı bir şey değil bence.Bu kolyenin maliyeti çok yüksek farkında değil misin? Antika olduğuna göre manevi değerinin de çok yüksek olduğuna eminim.Kimse hayran olduğu birine bu kadar değerli bir şeyi bırakıp kaçmaz." dediğimde yüzündeki ifadeden beni haklı bulduğunu anladım.
"Ah üstünde biraz fazla durmadık mı bu durumun? Yarın Bayan Albrecht'e danışırız.Hadi şimdi pijama partimizi başlatalım,seksi adamlar görmek istiyoruum!!" haklıydı.Bende istiyordum.Kolyeyi boynuma geçirdim ve film seçmek için Stephanie'nin yanına oturdum.
İkimizde Ryan Gosling'in seksiliğine yenik düşüp ilk 'Crazy,Stupid,Love' ardından da bir doz Johnny Depp alalım diyerek 'Edward Scissorhands' izledik.Ben "Biraz daha Ryan,biraz daha Ryan!" deyince açıp The Notebook izledik.Bu filmi bilmem kaç milyonuncu izleyişimiz olmasına rağmen yine ortalığı sel götürdü,bizim sel tüm şehri götürmeden önce Steph'i dürtüp "Hadi gel balkonda kahve içelim" dedim.Filmi kapattık ve kahveleri yapıp balkona oturduğumuzda aklıma birden Harry geldi.Dayanamadım
"Steph sencede Harry de garip bir şeyler yok mu?" dedim.Steph de konuyu buraya getirmemi beklediğini belli ederek
"Olağanüstü seksiliğinden,güzelim saçlarından ya da gülünce yanağında oluşan kocaman çukurlarından bahsetmiyorsan eğer,ben garip bir şeyler görmüyorum" sonra derin bir şekilde iç çekti.
"Hayır Steph,bir kerecik hormonlarını işin içine katmadan düşünür müsün? Tavırları biraz tuhaf geliyor bana.Ayrıca çok ürkütücü bakmıyor mu? Hem hiç güvenilir biri değil." kahvemden kocaman bir yudum alıp ona döndüm.
"Hayatım bence gerçekten iyi değilsin.Zaten bu aralar bolca halüsinasyon görüyorsun ve kafan oldukça karışık.Harry düşündüğün gibi biri değil bence,aksine etrafa ışık saçarcasına bakıyor.Neyse bırakalım bu konuları,seni bunlardan uzaklaştırmak için bu geceyi planlamadık mı?" bana sarıldığında kendi kendime onların gerçekten halüsinasyon olup olmadığını tartışıyordum.Gördüklerim fazla gerçekçiydi ama Steph halüsinasyon olduğunu söylüyor.İlk olarak 2 hafta önce onları görmeye başladım.Kafeteryaya çıkan koridorda adının Patrick olduğunu öğrendiğim bir çocukla sohbet ederken Steph gelip kimle konuştuğumu sormuştu ve onları tanıştırdığımda "Jodie burada sen ve ben dışında kimse yok,iyi misin?" demişti.Olaylar böyle böyle gelişti.Onu ve dahasını iki haftadır sürekli görüyordum ama bugün hiçbirini görmedim.İçimden bir ses 'Çünkü Steph haklı seni aptal,onlar gerçek değiller' dedi.O sesi dinlemek istemiyorum.Öyle olsa bile Patrick beni her gördüğünde selam veriyor,hatta çevremde Steph yokken Patrick ile sohbet bile ediyorum.Halüsinasyon olduklarına inanmak istemiyorum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geist
FanfictionYeni ultra seksi ve bir o kadar da gizemli sınıf arkadaşı,son zamanlarda yaşamaya başladığı değişiklikler,18 yaşına girmeye sadece 4 ay kalmasının verdiği heyecan ve bu yeni yaşının ona getireceklerinden habersiz güzel bir kız.. "Ne kadar bakmamaya...