Bölüm 11

68 6 2
                                    

Glasgow,İskoçya

Albrechtson Sarayı

25 Eylül 1759

Güzel suratını kocaman avuçlarımın arasına aldım "Mairi beni dinle aşkım;kurtulacağız,daha önce binlerce kez olduğu gibi bundan da kurtulacağız.Şimdi çocuklarla birlikte buradan ayrılmanı istiyorum." 

"Hayır,seni bırakamam Aodith! Daha kaç kere söylemeliyim,yapamam! Ya hep beraber buradan gideriz ya da hep beraber kalıp ölümü bekleriz!" Bu durumda bile güçlü kalmayı başarabilen karıma hayran olmadan edemiyordum.Elbette ikimizde bu sefer kurtulamayacağımızın farkındaydık.Onu kollarımın arasına aldım,sıkı sıkı sardım.O da bana sarılırken bıçağımla saçından biraz kestim.

"Böyle şeyler söyleme lütfen.Ölmeyeceğiz.Dinle beni Mairi zaman yok,ne yapacağımıza karar vermeliyiz.Ne büyülerin ne de adamlarım daha fazla bizi koruyamaz.Dört bir yandan sarayı zorluyorlar." 

"Çocukları Céline ile beraber başka bir ülkeye göndereceğim.. Ama.. Bilmiyorum.. Galiba İngiltere'ye.. Ben gereken şeyleri yapana kadar onları hazırla aşkım.1 saat sonra koruda buluşalım." dediği gibi hızla yanağımdan öptü,odadan koşarak çıktı.Ardından elimdeki kolyesini ve saçını sol cebime koydum.Kolyesini aldığımı da fark etmemişti,etseydi vermeyeceğini biliyordum.Daha fazla zaman kaybetmemek için bende koşarak çocuk odasına gittim.

Çocuklar beni görür görmez üzerime atladılar,durumdan habersiz oyun oynuyorlardı.Beşini de kollarımın arasına aldım.Kamron ve Barabell kucağımda mızmızlanırken bıçağımla saçlarından küçük birer tutam kestim,onları da kolyelerin yanına koydum.Kalan 1 saat boyunca çocuklarımla son zamanlarımı geçirdim.Ah lanet olası Heartagrassia bunun öcünü elbet bir gün alacağım sizden.Birkaç yıl önce burada bulunan vampirlerle birlikte bir vampir locası kurmuştuk.Ona Heartagrassia adını verdik.Kurduğum loca şimdi beni öldürmeye çalışıyordu.Şaka gibi.

Çocuklarla koruya indiğimizde bekleyen bir at arabasının yanında Céline ile konuşan Mairi'yi gördüm.Bizi görür görmez sustu ve ağlayarak çocuklara sarıldı.Hepsiyle tek tek vedalaştıktan sonra at arabasına bindirdi.Bir tek Kamron huysuzlandı,binmemek için direndi ama en sonunda annesine daha fazla karşı koyamadı ve arabaya bindi.Mairi'nin koyu kahve gözleri ağladığı zamanlarda koyu kırmızı gibi görünürdü.Aşırı koyu bir kırmızı.. Bu yüzden ışıl ışıl parlayan gözlerini hep yakuta benzetirdim.

"Céline doğduğumuzdan beri beraberiz.. Benim için asla bir hizmetçi olmadın bunu biliyorsun;hep en iyi dostumdun.Bu zor zamanlar geçene kadar çocuklarıma kendi çocuklarınmış gibi bakmanı istiyorum,gereken altını sana zaten vereceğim ve yerinizin bulunmaması için bir şeyler yaptım bile.Bize bir şey olursa.." Yaşlar yanaklarından düşerken kafasını bana çevirdi.Hemen yanına gidip onu sağ kolumun altına aldım. "Lütfen,ama lütfen onları en iyi şekilde büyüt Céline.Sana güveniyoruz." diye lafını tamamladım.Ağlayarak içinde tam olarak ne olduğunu bilmediğim ama altın ve birkaç parça yiyecek olduğunu tahmin ettiğim bir çuvalı Céline'e uzattı,ardından da ona sımsıkı sarıldı.Céline de ağlıyordu.

"Leydim,her birini gözümden bile sakınacağım ve onlara zarar gelmemesi için elimden geleni yapacağım.Bay Aodith'in ve sizin sonsuz asaletinizi,şefkatinizi,büyüklüğünüzü onlara tanrının her günü anlatacağım,sizin için dualar edeceğiz.Bana güvendiğinizi bilmek benim için bir onurdur,kendinize dikkat edin efendim." Hıçkırarak arabaya bindi ve arabacıya işaret yaptıktan sonra yoldan toz kaldırarak gözden kayboldular.Mairi boynuma atıldı ve bağırarak ağlamaya başladı.Elbet bende acı çekiyordum ama üzülecek vaktimiz yoktu.Mairi'nin gözlerindeki yaşı sildim ve koyu kırmızı gözleriyle ürkütücü bir şekilde bana bakan hayatımın aşkına destek olmaya çalıştım. "Mairi'm onlar artık güvendeler.. Biz de bu soysuzlardan kurtulur kurtulmaz onların yanına gideceğiz ama zaman daralıyor;sığınağa inmeliyiz.Hadi gidelim."

GeistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin