Bölüm 4

145 7 2
                                    

"Ne işin var senin bu saatte burada?" dedi.Hey! Bu soruyu benim sormam lazım!

Arabanın camına doğru eğildim "Arkadaşımdan dönüyordum,benzin bitti.Şaka gibi değil mi? Daha dün doldurduğum halde nasıl bu kadar çabuk bittiğini anlamıyorum okulla ev dışında bir yere gitmedim.Artık Rudolf benzini su gibi içiyor.." dedim sıkıntıyla.

Kaşları alayla havaya kalktı ve hafiften sırıtarak "Rudolf? Arabanın ismi Rudolf mu? Bir saniye aslında asıl soru,arabana neden isim verdin?" Gözleri bu akşam farklıydı,parıltıdan uzak oldukça koyuydu.

"Arabama isim vermem çok mu tuhaf? Evet ismi Rudolf.Nedeni de seni ilgilendirmiyor.Hem asıl senin bu saatte burada ne işin var?" Sesimin bu kadar sinirli çıkmasını beklemiyordum.

"Senden daha yaratıcı bir isim beklerdim Jodie.Arkadaşımın yanına gidiyorum.Eğer burada olmamdan rahatsız oluyorsan hemen gidebilirim.Sende ormandaki arkadaşlarınla sabahlarsın.Çok eğleneceğinden eminim." Komik bir şey demiş gibi kahkaha attı.Zor durumda olmasaydım mutlaka bir yorum yapardım ama şimdi olmaz diyerek sadece 'Gerizekalı mısın Harry' bakışı atmakla yetindim.

"Bakıyorum hemen arkadaş edinmişsin." Sonra dediğimin anlamsızlığının farkına varıp o cevap vermeden ekledim "Daha ne kadar bu pozisyonda konuşmaya devam edeceğiz? Biraz tuhaf hissetmeye başladım da." Kafasını salladı ve kapıyı açtı.Geri çekildim.

"Benzin bidonunu alalım yolun bitimindeki benzin istasyonundan doldurur geri döneriz,arada çok mesafe yok zaten." dedi.Bidonu alıp yola çıktık.O olmasa sabaha kadar bu korku filmlerinden fırlama yolda tek başıma bekleyeceğimi düşününce tüylerim diken diken oluyor.

"Harry çok teşekkür ederim.Sen olmasaydın ne yapardım bilmiyorum.Bir araba geçene kadar -ki o da büyük ihtimalle sabaha doğru falan geçerdi- kafayı yerdim herhalde." dediğimde bana dönerek

"Önemli değil Jodie,arabanı tamirciye göstersen iyi olur.Tek sorun benzinin bitmesi olmayabilir.Sızdırıyordur belki.İstersen bende seninle gelebilirim?" 

"Teşekkür ederim ama tek başıma halledebilirim,hafta sonu gösteririm büyük ihtimalle." dedim.Yine kafasını salladı,ardından kocaman bir sessizliğe merhaba dedik.

Birkaç dakika sonra Harry arabayı birden durdurdu.Ona döndüğümde donmuş bir şekilde karşıya bakıyordu.

"Neden durduk?" dediğimde hızla bana döndü.Gözbebekleri biraz daha büyümüştü.Tanıştığımızdan beri hayran olduğum yemyeşil gözleri ilk defa bu kadar ürkütücüydü.Sonra bu zamana kadar gördüğüm en tuhaf surat ifadesiyle bana bakmaya başladı.Ne yapacağımı bilmediğim için bende ona boş boş bakıyordum.Kaşlarını çattı ve biraz bana doğru eğildi.Bu çocukta gerçekten bir tuhaflık var.

"Harry.. şey.. ben sanırım biraz ürkmeye başladım.. yani..  bana böyle bakmayı kesip sü-" Birden telefonumun zil sesinin arabayı doldurmasıyla elim direk cebime gitti.Telefonum sonunda çekiyordu.Arayan annemdi.Lanet olsun güya erken gidecektim eve değil mi?

"Evet?"

"Jodie neredesin? Seni defalarca aradım,ulaşamayınca Stephanie'yi aradım.Richard'lardan yaklaşık iki saat önce çıktığını söyledi,tanrım aklımı kaçıracaktım.Eğer birkaç aramadan sonra hala ulaşılamıyor deseydi polisi arayacaktım." Her zaman ki Clementine Albrecht modunda hızlı hızlı ve çok konuşuyordu.O da benim gibi gevezeydi.Daha önce eve çok geç kalmıştım ama hiçbir zaman bu kadar paniklememişti..

"Anne iyiyim.Arabamla biraz sorun yaşadığım için yolda gördüğüm bir arkadaşım bana yardımcı oluyor.Detayları gelince anlatırım."

"Hangi arkadaşın yardımcı oluyor? Ne zamana burada olursun?" Harry'e döndüm,öncekine göre biraz yumuşamış bir ifadeyle baktığını gördüm.

GeistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin