#1#

1.2K 65 18
                                    

-Ayyyyyyyyyyy FINN WOLFHARD AMERİKAYA TAŞINIYORRRRRR!

Evet ne düşündüğünüzü biliyorum daha önce tanışmadığı bir erkek için insan neden bu kadar heyecanlanır? Doğrusu bunu ben de bilmiyorum. Çekici, kızların sevgilisi, yakışılı prens(!) FINN WOLFHARD tatatatammmm! Finn Wolfhard kim mi? Bir şarkıcı aynı anda da oyuncu. Namıdeğer çok bilmiş! Şarkılarını bir defa bile dinlemedim, oynadığı dizi ya da filmleri hiç izlemedim. Bunu başarmak cidden zor olsa da bunu yaptım. En yakın arkadaşınız gerizekalı olup da Finn Wolfhard'ı sevince işler daha da zorlaşıyor tabii.

Bu saçmalıklardan kendimden bahsetmeyi unuttum. Ben Millie, Millie Bobby Brown. Yani gördüğünüz gibi diğer kızların aksine Finn Wolfhard ile işim yok ben başka kafalardayım. Korku filmi izleyip yanındaki salağa sarılmam, sırf tatlı gözüksün diye asla yakmayacağım mumlar almam, sırf moda olmuş diye pahalı kıyafetler giymem. Uzun lafın kısası herkes gider mersine, ben giderim tersine mantığı.
He şu yanımda Finn için dans eden salak da benim kankam olur. Onu uzun uzun anlatmaya gerek yok benim tam tersimdir. New York'ta ikiz villalarda oturuyoruz. Kendimi bildim bileli Sadie ile kankayız. Benden 6 ay büyük doğumuma bile gelmiş, her fırsatta da dile getirir bunu. Ailelerimiz çok yakınlar zaten bunu söylemeye bile gerek yok. Bu arada 17 yaşındayım ekimde 18 olacağım. Sadie ise 18 yaşında. Hışlandığım biri? Yok henüz o kişi piyango bileti satın almadı. Alınca piyango onu vuracak. Hediyesi de tatamm bennn. Evet gördüğünüz gibi bazen böyle şakasına da olsa egom tutar ve boş yaparım. Umurumda mı? Değil, böyle boş yapmayı severim. Hayal dünyasında yaşamamaktan dolayı başım yukarda. Mutlu ve gururluyum.
Şu an ne mi yapıyorum? Geç kaldım ve servise depar atmakla meşgulüm. Usain Bolt görse gözleri yaşarır. Ama mükemmel bi biçimde servise son hız koşmama rağmen yetişemiyorum veee her zamanki gibi bir daha durana kadar peşinden koşuyorum. Servise binince Sadie orda camdan bakıp hala koşuyor muyum diye bakmakla meşgul. O bakarken yanına geliyorum
"Kimi aradınız hanımefendi?"
"MILIE! Gelmişsin. Uyuya kaldın zannettim. Kapıyı niye açmıyorsun?! Yarım saat seni bekledik!"
"Zannettin değil haklısın. Uyuya kaldım. Neyse ki akşam kıyafetlerle uyumuştum."
"Kaçta yattın gece, gözlerin mosmor."
"Çok geç değildi ya üç, üç buçuk falan öyle bir şeydi."
Sadie söylene söylene çantasından kapatıcı çıkartıp bütün savunma ve taarruzlarıma karşı o kapatıcıyı sürmüştü. 1. Dünya Savaşı'nı canlandırmıştık resmen. Dudağıma parlatıcı sürmeyi de ihmal etmemişti. Canım arkadaşım(!) Biz bunlarla meşgulken okula geldik. Sınıfa çıktığımda bir de ne göreyim!

Hater/ Fillie                                               <<TAMAMLANDI>>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin