#17#

473 47 34
                                    

Dışarıya yağmur
Yüreğime hasret
Fikrime sen
Nasıl yağıyorsunuz üçünüz birden
Bir bilsen
-Cemal Süreya

*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*^*
Genel
Millie parktan çıkıp eve gitti.Teyzesiyle yüzleşecekti. Artık gizlice kaçmayacaktı hiçbir yerden. Kapıyı açtı ve içeri girdi;

C: Millie gelmişsin!

M: Uzun süre kalmayacağım merak etme.

C: Neden ne oldu bebişim?

M: Bi düşünelim bana yalan söyleyecek en son kişi olarak gördüğüm teyzem bana yalan söylemiş, sevgilimi de bu işe bulaştırmış, bir ablam varmış ama bana söylenmemiş. Onun dışında iyiyim sorduğun için sağol.

C: Finn mi söyledi?

M: Hayır, seni telefonla konuşurken duydum.

C: Daha dikkatli olmalıydım.

(Dedi homurdanarak)

M: Özür dilemek yerine keşke daha dikkatli olsaydım mı diyorsun? Yeter artık!

(Millie odasına merdivenlerden ikişer ikişer çıkarak gider ve sırt çantasına kıyafetlerini doldurmaya başlar.)

C: Millie ne yapıyorsun?

M: GİDİYORUM!

C: Nereye? Gidecek bir yerin yok.

(Millie elindekileri yere atar)

M: Biliyor musun bu senaryo bana çok tanıdık geliyor. Çünkü her mutlu olduğumda hayat, hayatımın içine sıçmayı hobi edinmiş! Ama bu hayatın suçu değil siz yalancıların suçu!

C: Millie hepsi senin iyiliğin içindi.

M: İyiliğim mi? 4 yıldır babamla bir hiç uğruna küs olmamı sağladınız, aşık olduğum erkek bir yalanmış, bir ablam varmış benim! Bunlar iyiliğim içinse mümkünse benim iyiliğimi bir daha düşünmeyin.

(Dedi ve kapıyı çarpıp gitti evden. Yağmur yağıyordu yine. Doğa anlıyordu içinde kopan fırtınayı bu yüzden dışa vuruyordu doğa yağmurla. Evden kaçtığında, Finn ile kavga ettiğinde, teyzesinin evinden gittiğinde hep yağmur yağıyordu. Temmuzun ortasında benim için yağmur yağıyor diye düşündü Millie. Her ne kadar gerçek olmadığını bilse de inanacak bir şeyi kalmamıştı ki zaten.
Şimdi nereye gidecekti? Nerede kalacaktı? Ne yapacaktı? Bir süreliğine tüm bu düşüncelerini aklından attı ve yüzünü yukarı çevirdi, yağmurun onu ıslatmasına izin verdi. Ağlamayacaktı. Çünkü değmezdi. Artık öğrenmişti, alışmıştı üzülmeye, alıştığı kadar bıkmıştı da, bıkmıştı artık mutlu olamamaktan, ona söylenen yalanlardan... Anlayamıyordu ne yapmıştı da hak etmişti tüm bunları?)

O sırada kulağıma tanıdık bir ses geldi;
X: Millie?

M: Lucas?

L: Ne yapıyorsun burda? Sırılsıklam olmuşsun çabuk içeri gel!

(İçeri girmek istemiyordu ama biliyordu ki eğer girmezse çocuk gelip zorla getirecekti. Bu yüzden yavaş adımlarla eve girdi.)

L: Millie titriyorsun. Ne işin vardı orda?

(Omuzlarını silkti çünkü anlatmak istemiyordu yaşadıklarını. Anlatırsa ağlayacağını biliyordu. Ama güçlü olmalıydı.)

L: Eve bırakmamı ister misin?

M: Hayır. Ben giderim.

Hater/ Fillie                                               <<TAMAMLANDI>>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin