#21#

387 34 79
                                    

Medyaya aşık oldum D&R'da 75 taliplerine duyurulur sksk

Selamlarr, hikaye çok fazla uzasın istemiyorum şu bilinmeyen olayını da bitirip evlendirelim sksksk. Yok evlenmezler herhalde çok klişe olur. Neyse 25. Bölüm gibi final planlıyorum

+++++++++++

"Lan Sadie sen de bu dünyaya sap geldin sap gidecen herhalde."

"Sus kız allah korusun. Ben doğru kişiyi arıyorum."

"Ne arıyon be otur oturduğun yerde çok istiyorsa o seni bulsun."

"Senin yanında aşk falan konuşulmuyor he."

"Aa konuyu ben açtım duyduklarıma bak."

"Mills. Noah sevgilisinden ayrıldığı için sevindim desem çok mu kötü bir arkadaş olurum?"

"Evet."

"Offf kafam çok karışık Millie. Beni hiç sevmeyecek gibi geliyor."

"Sads sen de önüne gelene sulanmayı kes o halde. Dinle, ikimiz de sadece Noah'ı sevdiğini biliyoruz ama bunu Noah bilmiyor ve eğer her yakışıklı birini gördüğünde değişik tepkiler verirsen bu Noah ile olan şansını düşürür anladın mı?"

"Sanırım haklısın."

"Tabi ki haklıyım."

"KIZLAR KAHVE YAPIYORUM İÇER MİSİNİZ?"

Evet dememe fırsat kalmadan Sadie 'Evet' diye anırmıştı bile. Kahvelerimizi içerken Sadie'ye bilinmeyenden bahsetmeye karar verdim.

"Sadie?"

"Buyrunuz?"

"Sana bir şey söylemem gerek."

"Söyle."

"Biri var. Bilinmeyen bir numara."

"B..bilinmeyen numara mı? Biraz açar mısın?"

"Bilmiyorum işte Sadie. Bilinmeyen bir numara her gün bana aşık olduğuyla ilgili mesajlar atıyor. Kim bilmiyorum. Beni nerden tanıyor onu da bilmiyorum ama artık sıkılmaya başladım."

"Aman tanrım!"

"Sadie ne oldu?"

"Sanırım bilinmeyenin kim olduğunu biliyorum Millie."

"Lan!"

Bilinmeyen: İyi akşamlar prensesimm

Ben: Sana da iyi akşamlar bilinmeyen yoksa Christian mı desem?
(görüldü)

Ben: Ne o kim olduğun ortaya çıkınca kaçtın bakıyorum?

Ben: Chris sapık mısın lan sen?

Ben: Kanka dedik bağrımıza bastık gördüğümüz muameleye bak anasını satayım.

Ben: Bak sakın bir şey yazma yoksa çok kötü kalbini kırarım.
(Millie çevrimdışı)

Bilinmeyen: Üzgünüm Millie.

Bilinmeyen: Sana aşık olduğum için.

Bilinmeyen: Kafanı karıştırdığım için

Bilinmeyen: Mutluluğunu bozduğum için

Bilinmeyen: Sana değer verdiğim için.
(Millie çevrimiçi)

Ben: Biz zaten birbirimize 3 senedir değer veriyorduk Chris!

Ben: Ne zamandır?

Ben: Üç sene kandırdın mı beni?

Ben: Ben sana sırlarımı anlattım. Kanka dedim.

Ben: Değer verdim.

Bilinmeyen: Kalbimi yönetemiyorum Millie!

Bilinmeyen: Sen Finn'e aşık olmayı çok mu istemiştin?

Bilinmeyen: Nefret ediyordun ondan!

Bilinmeyen: Kalbimiz beynimizden bağımsız çalışır Millie.

Bilinmeyen: Biliyor musun? Denedim. Vazgeçmeyi denedim.

Bilinmeyen: Her gece ağlarken vazgeçmeyi diledim ama vazgeçemedim. Olmadı.

Bilinmeyen: Canımın yanmasına rağmen vazgeçemedim Millie.

Bilinmeyen: Senin Finn'e aşık olduğunu bilmeme rağmen vazgeçemedim.

Bilinmeyen: Seni seviyorum.
(Bilinmeyen çevrimdışı)

Ben: Gel lan buraya saçma saçma konuşup dramatik çıkış yapıyo bide.

Ben: Gecenin bu saatinde uğraştığım şeye bak!

Bilinmeyen: Seni Finn'den daha çok seviyorum Millie.

Ben: Bak Chris arkadaşlığımız adına bir şey söylemiyorum ama bu saçmalıklara devam edersen ağzımı bozarım. Herkes yerini bilecek.

Bilinmeyen: Duygularını böyle mi saklıyorsun Millie? Benimle asker arkadaşı gibi konuşunca her şey geçer mi sanıyorsun. Kabul et sen de beni seviyorsun.

Ben: Sen ,ben ,park, 3.00

Bilinmeyen: Orda olacağım.

"Kalk Sadie."

"Noldu ya nereye?"

"Parka."

"2.45'te?"

"Ben Finn'i arıyorum sen de Noah'ı ara."

############
"CHRIS!"
"Mills!"
Bana doğru yürürken yaklaştığında göğsüne elimi bastırdım ve tokat attım.
"Ne?"
"Chris işlerin bu boyuta gelmesini istemezdim ama senin yaptığına ne derler biliyor musun? Taciz."
Arkamı dönmüş giderken kolumdan tuttu. O sırada Finn geldi.
"Hadi ama sevgilini de mi getirdin?"
"Ne o beğenemedin mi?"
"Sende beğenilcek tip mi var?" Diye mırıldandı Chris.
"Ne dedin sen?" Diyerek boynundan tutarak duvara yaslamıştı Finn onu.
"Hiçbir şey." Dedi Chris zorlukla konuşurken.
"Chris dinle. Peşimi bırakacaksın anladın mı?"
"Millie seni çok seviyorum."
Finn Chris'i daha yukarı kaldırmıştı.
"Finn yapma öldüreceksin!"
Finn elini gevşetince konuştu.
"Ne yapacaksınız? Beni dövecek misiniz. Herkes biliyor ki iki yumruk yemek Millie'ye olan sevgimi değiştirmeyecek."
"Sen çok mu konuşuyorsun?" Dedi ve ona yumruk attı Finn.
"Benim olacaksın Millie."
Bir yumruk daha.
"Biliyorum ki sen de beni seviyorsun."
Bir tane daha
"Seni ondan daha çok sevdiğimi biliyorsun."
Finn tekrar onu yukarı kaldırmıştı.
"O... o senin için...... bunlara katlanır mıydı Millie?"
Finn ona bir yumruk daha geçirip yere fırlattı.
"Birdaha ağzını açarsan seni siber tacizden içeri attırırım duydun mu beni? Eğer Millie ile konuşursan döverim. Ona bakarsan yine döverim. Ama ona bir şey yapmaya çalışırsan. Öldürürüm. Anladın mı beni?"
Chris yerde dudağı patlamış yatıyordu. Noah ambulansı aradı ve ordan gittik. Biliyorum çocuğu dövdünüz şimdi de ambulansı mı aradınız diyebilirsiniz. Ama sonuçta 3 senedir arkadaştık. O bir sapık olabilir ama insan olduğunu değiştirmez. Şimdi dördümüz yolda yürüyorduk. Saat 3.45'di annemden gizli evden çıkmıştık. Er geç fark ederdi dışarıda fazla duramazdık.
"Millie neden bana söylemedin?"
"Finn bilmiyorum. Sadece önemsiz bir şey sandım. Şaka sandım."
"Birdaha bana söyle tamam mı?"
"Özür dilerim."
"Hey özür dilenecek bir şey yok. Yanlış bir şey yapmadın. Seni çok seviyorum."
"Ben de seni Finn. Ben de seni."

@@@@@@@@@@@@@@

Hater/ Fillie                                               <<TAMAMLANDI>>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin