Limonatalarımızı bitirdikten sonra bol yeşillik alanı olan bir parkta oturmaya başladık.
"Emir!"
Emir?
Az önce "Emir!" diye seslenen çocuk yanımıza geldi ve Yusuf'a dönüp "Emir telefonlarına ulaşılmıyor karşim. Endişelendim." dediğinde Yusuf'a seslendiğini anlamıştım.
"Beren benim diğer ismim Emir. Aslında bu ismi pek kullanmam ama bazı arkadaşlarım bu ismimi daha çok sever."
Şu an bu umurumda dahi değildi. Bugünün 12 Haziran olduğunu hatırladığımda seslice yutkundum. 12 Haziran... Emir...
Gözyaşlarımın akacağını anladığımda Yusuf'a dönüp "Şey benim önemli bir işim var. Sonra görüşürüz, olur mu?"
"Bırakmamı ister misin?"
"Hayır, görüşürüz."
"Görüşürüz."
***
Koşarak eve geldiğimde, Sude de gelmişti."Beren! Neden ağlıyorsun?"
"Sude, bugün 12 Haziran."
Ağzımdan tekrar bir hıçkırık kaçtı.
***
9 HAZİRAN 2016
Emir'i gördüğümde, ağlamaktan kızarmış gözlerimi aceleyle sildim.
O benim en yakın arkadaşımdı. Ailesi yoktu. Zaten yetimhaneden kaçmıştı tanıştığımızda. Annemgil de ısrarım üzerine onu evlat edinmişlerdi.
"Ağlama! Sen iyi olacaksın anlıyor musun? O kalp naklini yaptıracağız."
"Emir, yapma. Kim neden versin kalbini?"
Yanıma gelip kollarını bedenime sardı.
"İyileşeceksin birtanem. Seni çok iyi tanıyorum. Kardeşimsin sen benim. Güçlüsün, iyi olacaksın. Ama artık lütfen ağlama."
Onu başımla onaylayıp ben de ona sarıldım.
11 HAZİRAN 2016
"Beren! Kalbi bulduk. Zaman kaybetmemek için yarın nakili yapacaklar. Ama kalbi veren kişi seninle görüşmek istemiyor. Ameliyattan sonra görebilirsin ancak."
"Ama..."
"Şşş. Bunları düşünme şimdi. Hadi yat."
Emir'in sözünü dinleyip uykuya daldım.
12 HAZİRAN 2016
Ameliyattan önce Emir'i göremedim. İşi çıkmıştır diye düşündüm. Ameliyattan çıktıktan sonra da odaya çıkarıldım. Emir yine yoktu. Yarım saat sonra doktorum geldi.
"Nasılsın Beren?"
"Daha iyi."
"Sana kalbini veren kişiyi son kez görmek ister misin?"
"Elbette."
Doktor beni dikkatli bir şekilde tekerlekli sandalyeye oturttuktan sonra uzun bir koridorda ilerledik. Koridorun sonundaki soğuk odaya girdiğimizde tüylerim ürperdi. Sedye olduğunu düşündüğüm şey'in üstünde biri yatıyordu ve üzeri beyaz bir örtüyle kapanmıştı.
"Hazır mısın Beren?"
"Evet."
Beyaz örtü o'nun suratından kalktığında her şey durdu duyamadım, konuşamadım, dünyadan sıyrıldım.
"Adı Emir Aktürk. Sanırım kardeşin. Kendi isteğiyle kalbini sana verdi."
Olamaz dedim içimden. Olamazdı, beni bırakamazdı. Biz söz vermiştik. Ama şimdi.. Karşımda, benim yüzümden, cansız bir şekilde yatıyordu. Elini tuttum. Soğuktu, çok soğuk. Yüzü morarmaya başlamıştı. Son hatırladığım, sıcak gözyaşlarım, onun soğuk ve narin bedenine usulca ulaşıyordu.
OF ÇOK SAÇMA OLDU LAN BİLİYORUM.