Kapıyı var gücümle çalmaya başladım. Çok geçmeden kapı açıldı. Yusuf beni karşısında gördüğünde şaşırdı haliyle. Kaşları 072929202902 metre yukarı kalktı.
"Beren?!"
"Ay Yusuf boş yapma bi."
Onu kenara itip içeri girdim.
"Lan amk Murat!"
"Oha Beren. Efendim Beren?"
"Olum ne bu Sude'ye yazdıkların? Amına koyim bari iyi sallasaydın. Bak bu durum için Namık Kemal'in harika bir sözü var; 'At yalanı, si-"
Yusuf cümlemi keserek öksürdü.
"Her neyse. LAN NEDEN UYDURMASYON ŞEYLERLE KANKİLOPTOLİPOMU DEPRESYONA SOKUYON SEN?!"
"Ya Beren, sana yemin ederim doğru. Bana bir numaradan mesaj geldi. Neden bana bilmiyorum ama, Ediz ve yanında bir kızın çok uygunsuz pozisyonlarda fotoğraflarını atmış birisi."
Ve ardından hemen telefonunu çıkarıp her şeyi gösterdi.
Bilinmeyen Numara: OF AMA SUDE NASIL ALDATILIYOR AMK
*FOTOĞRAF*
*FOTOĞRAF*
Fotoğrafları gördüğümde sertçe yutkundum ve ellerimi sıktım.
"Daha sonra ben bu numaraya mesaj atmaya çalıştım. Kim olduğunu sormaya çalıştım ama bunları attıktan sonra engellemişti. Ben de Yusuf'a yazacaktım ama yanlış oldu. Yemin ederim, vallahi billahi isteyerek atmadım Sude'ye."
"Vay pezevenk."
"Bilerek yapmadım diyorum."
"Sen değil lan. Ediz denen o şerefsiz."
Tam bir hışımla çıkıyordum ki, Murat'ın kolumu tutmasıyla durdum. Ama zorla.
"Nereye?"
"Nereye olacak? O şerefsize hesap sormaya."
"Tek başına gitme. Hem benim de içimde kaldı. Bekle beraber gidelim."
"Tamam."
Hep beraber çıktık. Evet yanlış duymadınız, hep beraber. Yusuf da bizimleydi.
Ediz'in evine geldiğimizde kapıya tekme, tokat, yumruk, kafa vb. hareketleri sergileyerek kapıyı çaldım.
Kapı açıldığında o şerefsiz, aptal, mal, salak, ayı, öküz, odun, amk götü Ediz karşımdaydı.
"NE YAPIYOSUN BEREN? KIRDIN KAPIYI."
"KAFANI DA KIRACAĞIM ŞİMDİ OÇ!"
Ayağımdan çıkardığım dolgu topuk sandaletlerimi kafasına geçirdim.
"Ah!"
"Demek kankamı aldattın sen ha?"
"Ne yapıyorsunuz acaba? Ne bu saçmalık?"
Sude'nin sesiyle ona döndük. Buraya gelmişti.
"Sude..."
"Of Beren, yürü gidelim. Değmez bu şerefsize."
Ben Ediz'e son bir tekme daha attığımda, ayakkabılarımı da alıp oradan ayrıldık.
"Yusuf beni şeye bıraksana."
"Neye?"
"Ya şeye işte."
Kaş göz işareti yaptığım hâlde anlamıyordu amk malı.
Yusuf'u kolundan çekiştirirken Murat ve Sude'ye dönüp, "Gençler siz rahatınıza bakın bizim Yusuf'la beraber bir okul projemiz vardı, onu şey edelim."
Onlardan uzaklaştıktan sonra Yusuf'u durdurdum.
"Biraz yalnız kalsınlar. Konuşacakları vardır."
Kafasını tamam anlamında salladığında bir banka oturup beklemeye başladık.
***
Sude'den;
Beren ve Yusuf yanımızdan ayrılınca ben de eve gitmek için harekete geçtim.
"Sude dur. Bir şey söylemem gerek."
"Dinliyorum."
"Ben çok özür dilerim. Gerçekten. Yusuf'a atıp akıl isteyecekken yanlışlıkla sana atmışım lütfen affet."
"Hayır Murat. Özür dileme. Asıl ben teşekkür ederim. Gerçekleri öğrenmem iyi oldu."
Gülümsediğinde arkadaşça ona sarılışıma karşılık verdi.
EDİZ ÖZÜR DİLERİM AŞKIM AMA HİKAYEDE ŞEREFSİZSİN SKDĞDMDŞSMŞWMS