***
Yaren içinde ki savaşı sonlandırmış aklının yolunda ilerlemeye karar vermişti.''Ne korkusu Kemal ben hiç bir şeyden korkmuyorum'' dedi. Yalan külliyen yalan deli gibi korkuyordu onsuzluktan ama kalbi değil aklıydı dilini konuşturan.''Yaren'im yapma güzelim hadi gel dönelim evimize biz birbirimiz acılarından öpmedik mi ? Yine sararız yaralarımızı.'' dedi genç adam bırakmaya niyetli değildi. Yaren'in içi gitti '' bak Kemal ben seni sevdiğimi sanmışım sadece, yanılmışım özür dilerim ama geçti yani bitti bendeki her şey'' dedi içinden sensizken ben bitiyorum nefes bile zehir gibi demek gelse de aklını konuşturuyordu. Kemal'in gözleri doldu ''Yaren yapma beni sevdiğini biliyorum neden bize acı çektiriyorsun?'' diye sordu konuşurken bir damla yaş aktı gözünden. Utanmıyordu ağlamaktan eğer gelecekse şuracıkta oturur çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlardı. Yaren ''Neden anlamak istemiyorsun seni sevmiyorum hem hayatımda başka birisi var '' dedi bir an önce gitsin istiyordu çünkü kendini sıkmaktan boğazı yanıyor gözlerine iğneler batıyordu. Kemal duyduğu şeye inanamadı '' Yalan söylüyorsun inanmam'' dedi gerçek olma ihtimali bile canını yakıyordu ama yapmazdı Yaren'i onu seviyordu bir başkasıyla olamazdı ki. ''seni inandırmak zorunda değilim Tan ile beraberim'' diye yalan söylemeye devam etti aklına başka bir şey gelmemişti.''yalan'' dedi Kemal ''siz arkadaşsınız'' inanamazdı ki buna.'' Tan ile yıllardır arkadaştık ama anladık ki bir birimize hissetiğimiz şeyler arkadaşlıktan öteymiş'' dedi o sırada Tan gelmiş kapının önünde onları dinliyordu. Ne çok istedi bunların gerçek olmasını ama biliyordu ki sevdiği Kemal'i göndermek için yapıyordu bunu. Tan içeri girdi sanki Kemal'in içeride olduğunu bilmiyormuş gibi ''aşkım ben geldim'' dedi girer girmez. Arkadaşı bir karar vermişse onun yanında durmaktı görevi. Yaren Tan'ı görünce bir nebze olsun rahatlamıştı arkadaşı oyununu anlamış ve destek olmak için gelmişti. Bilmiyordu ki ne kadar destek olursa olsun işi hiç kolay değildi.Kemal ikisine de tiksinen bakışlar attı ve tek bir kelime etmeden çıkmıştı oradan.
Ofisten çıktığından beri nereye gittiğini bilmeden yürüyordu adam genç adam. Bir ara sokağa girdiğinde daha fazla ayakta kalamadı ve dizlerinin üzerine çöküp haykıra haykıra ağlamaya başladı. Bu güne kadar ne zaman dünya başıma yıkıldı diye düşünmüşse çok yanılmıştı. Şimdi anlıyordu dünya bir insanın başına nasıl yıkılır. Bir insan nasıl enkaz altında kalır. Sevdiği kadın bunu ona nasıl yapabilmişti. Hiç mi sevmemişti yani? Kemal onun yokluğunda ölmek isterken, başkasının kollarında mıydı yani? Yok yok bunu yapmış olamaz bu kadar mı taştandı kalbi. Nasıl bu kadar aptal olabilmişti? Ama seviyorum demişti yaralarını öpmüştü tek tek hepsimi yalandı yani? Nefes alamıyor ne kadar bağırırsa bağırsın acısı dinmiyordu. Nefes aldıkça ciğerleri yanıyor, yüreğine kızgın demirler saplanıyordu.''Yoksa... yoksa benim kollarımdayken de o adamı...'' yok dedi olmaz bu kadarını yapmış olamaz seni seviyorum derken o adamı sevmiş olamaz. Ne büyük acıymış bu böyle.. Bugüne kadar acı sandıkları hiç kalırmış yanında meğer. Ne hayalleri vardı buraya gelirken, aklının ucundan geçmemişti başkası ile olabileceği. Her olasılığı düşünmüştü onu sevmemesine bile razıydı ne yapar eder girerdi gönlüne ama belli ki bir başkasını almıştı o kalbine. Orada ne kadar bağırdı ne kadar ağladı bilmiyordu, yoldan geçenler ona tuhaf tuhaf bakıyor kimse yanına yaklaşmaya cesaret edemiyordu. Yavaş yavaş kalktı ayağa, hava kararmaya yüz tutmuştu '' son bir gece'' dedi aşkının yasını tutacağı son bir gece... Yalpalaya yalpalaya yürüdü bilmediği sokaklarda içki içeceği bir yer bulup girdi içeri. Hem ağladı hem içti genç adam bazen hıçkırıklara boğuldu bir adamın çöküşünü izliyordu insanlar. Sabaha karşı oturduğu yerde sızmış, görevlinin onu dürtmesiyle zar zor kalkıp kendisini otele atmıştı. Otele gider gitmez soğuk bir duş aldı kendine gelebilmek için. Üzerini giydi saçlarını düzeltti aynada ki aksine takıldı gözleri. Bir gecede yaşlanmıştı sanki göz altları morarmış gözünün rengi solmuştu sanki. Daha bir soğuk bakar olmuştu. ''Bundan sonra böyle'' dedi genç adam kendisine ''kimseyi sevmek yok''. Madem o yolunu çizmiş bende hayatıma devam edeceğim dedi kendi kendine. Ne kadar zor olduğunu bilerek. İsmini yasak etti kendine adını anmak yoktu artık. Otel odasından çıktı hava alanına gidip Türkiye'ye dönmek için ilk uçağa bindi. Yüreğinde kocaman sevdası olan bir adam gelmişti bu şehre, şimdi içinde koca bir boşluk ile dönüyordu kalbini bırakarak. Biliyordu bir daha asla eskisi gibi olmayacaktı. Kalbinin yerinde koca bir boşluk taşıyacaktı.
Uçaktan indiğinde evine gitmek istemedi Kemal. Onun anılarının olduğu bir yere girmek dahi istemiyordu. Otele gidip yerleşti, çalışanlarından birisini arayarak evden eşyalarını toplayıp getirmesini istedi. Bir süre otelde kalacaktı ardından bir ev bulurdu.
Ertesi gün sabah erkenden kalktı işe gitmek üzere hazırlandı. Şirkete girdiğinde çalışanları bile anlamıştı koca adama bir şeyler olduğunu. Zaten soğuk bakan gözleri buz kesmiş, kaşları iyice çatılmış, sert mizacı daha bir sert olmuştu. Kemal Yaren ile yıktığı duvarlarının yerine daha yükseğini dikti, bu kez kimse için yıkmayacaktı yeminliydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHANET (TAMAMLANDI)
Roman d'amourİhanetin acısını en derininde hissetmiş bir kadın ve adam... Ayakta kalmak hiç bu kadar zor olmamıştı... Yaşamak için izlenen yollar ve çıkmazlar... İki yarım kalmış yaralı kalp bir olabilirmi ?