Kısa ve geç gelen bir bölümdü. Bunun için hepinizden özür dilerim. :( Ama annem ve kardeşim aynı zamanda hasta olunca yazmaya pek vaktim kalmadı. Bir dahaki bölümü geciktirmemeye çalışacağım. İyi okumalar. :)
Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinin sınıfına girdiğimde Profesör Carter McBlirt çoktan gelmiş, masasına kurulmuştu. Dersin başlamasına daha on dakika vardı ama o, derslere erken gelmeyi ve sınıfında hazır halde beklemeyi severdi. İlk yılımda onun sınıfa erkenden gelip oturduğunu görünce derse geç kaldığımı sanmıştım. Utanıp bir süre kapıda beklemiştim. Sonra Scorpius ve Albus halime gülünce sıkılarak yerime geçmiştim.
Sınıf tamamen dolup, zil çaldığında Profesör McBlirt eskimiş kitabını masasının üzerindeki çantasına koyarken Albus hızla yanıma oturdu. Ardından Scorpius’da onun yanındaki yerini aldığında ikisi de nefes nefeseydi. Ne olduğunu anlatmaları için merakla onlara bakarken Albus’un elindeki rulo yapılmış gazete dikkatimi çekti. Albus gazeteyi kafama vurduktan sonra “Kime aşıksın sen?” dedi. Profesör McBlirt tahtaya Petrificus Totalus* büyüsü hakkında bilgiler yazarken duymaması için kısık sesle konuşmuştu. Ama ön sıramızdaki Harley ve Edmond bunu duymuş olacak ki bize dönmüşlerdi.
“Ki-kimseye.” Dedim kekeleyerek. Kekelemesem daha inandırıcı olabilirdi belki. Albus inanmayarak gözlerini kısıp ve yüzümü incelemeye başladığında başımı tahtaya çevirdim. Ondan uzaklaşmak adına biraz yana kaydım ve kitabımı önüme çektim.
“Dersi dinlemeliyiz. Ayrıca kimseye aşık değilim.” Dedim sesimi kısık tutarak. Albus’da önüne döndüğünde nefesimi verdim. Scorpius’a aşık olduğumu öğrenme imkanı yoktu ama yine de telaşlanmadan edemiyordum.
Göz ucuyla ona bakarken elindeki gazeteyi masaya koydu ve birkaç sayfa çevirip benim önüme itti. Parmağıyla bir paragrafı işaret ettiğinde sessizce okumaya başladım. Gazete Clara ve Dee’nin her ay çıkardığı Rumoribus’du. Aslında Rumoribus’u her ayın ikinci haftası çıkarırlardı. Ama dünkü yaşananlardan sonra ellerinde çarpıtabilecekleri çok malzemeleri vardı. Bu kadar erken çıkarmalarına şaşırmamak gerekirdi.
“…Dün yaşanan Gryffindor kavganın yanında sönüp gitmemesi gereken bir diğer olayda, Rose Weasley’nin gizli aşkı! Tekrar tekrar yazıp ardından beğenmeyip yaktığı onca mektup kime ait olabilir? İşte aşağıda Rose’un aşık olabilecekleri listesi;
● Scorpius Malfoy: Elbette aşık olabilecekleri listesinin başını Malfoy çekiyor! Her zaman birlikte takıldığı yakışıklı Malfoy’dan başka kim olabilirdi ki? Kuzeni Albus ile çok iyi anlaştıkları ve diğerlerinin aksine onunla zaman geçirmek istediği yalanına hiçbirimiz kanmayalım! Rose’un Albus’la aralarının iyi olmasının sebebi Scorpius. Sürekli mektuplar yazmasının ve açılamamasının sebebi de Malfoy ve Weasleyler arasında gidip gelen gerginlik olsa gerek. Eğer düşüncelerimiz doğruysa belki Scorpius bir adım atıp Rose’nin aşkına cevap vermeli. Çünkü Scorpius’da Rose’ye karşı boş değil! Slytherinli olan arkadaşı Albus’la aralarının iyi olması kabul edilebilir bir şey. Peki ya Malfoy neden Gryffindorlu bir Weasley ile takılıyor? Derslerde onun yanında oturuyor? Sizce de bu ikili birbirine aşık değil mi?
● Francisco Crane: Rose’nin aşık olabileceği bir diğer kişide Ravenclaw’lı Francisco! Geçen yılın ikinci döneminde birlikte kütüphanede ders çalışma bahanesiyle birlikte zaman geçirmeleri göz ardı edilemez!...”
Devamını okuyamadım. Sinirden ellerim titrerken ne diyeceğimi bilmiyordum. Elbette yalan olduğunu söyleyecektim ama kekeleyeceğime emindim. İnanmayacaklardı. Biliyorlardı! Scorpius’a aşık olduğumu biliyorlardı! Hepsi geri zekalı Dee ve Clara yüzündendi. Neden sadece kavga olayını yazmamışlardı ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüt Yeşili
FanfictionSinirle başımı kaldırdığımda Scorpius gülmemek için kendini tuttu. Son yarım saattir kütüphanenin sessizliği bozan şey Scorpius'un kalemi ritmik hareketlerle masaya vuruşuydu. Başta bunu sorun etmeyerek çalışmaya devam etmiştim. Ama Scorpius'u düşün...