9/ 2.vampir

235 27 5
                                    


Su

Saçımın ucunu alarak burnuna yaklaştırdım. Yavaşça sürttüm. Hareket edince geri çekildim. Tekrar yöneldim ama kulağına. Kulağının deliğine değdirdim şaçımı. Mırıldanıp arkasını döndü ve omzuna kadar yorganı çekti. Yine üzerine eğildim. İlk başta yan profilini izledim. Yanakları çok minnoştu. Isırasım vardı.

Kendime gelip yine burun ucuna değdirdim şaçımı. Tabi bana doğru gelen elini görmedim. Ters tokat atmıştı. Hemen yanağımı tutup sessizce gülmeye başladım. Tamam tokat atmış olabilirdi ama çok komikti. Biraz yan döndü ve devam etti uyumaya. Sessizce yine yaklaştım. O ki gıdıklanmıyordu...

Burnunu makas alır gibi sıktım. Bir kaç saniye sonra domuzlar gibi ağzından sesler çıkmaya başladı.

"Ahahaha." Diyip sessizce gülmeye devam ettim. Elleriyle engel olmaya çalışıyordu ama-

koştuğumu ve birden onu ağaca yasladığımı fark ettim. Ve boğazını sıktığımı da.

"Çaylak ha? Şimdi söyle çaylak mıyım Jin? Ah Seok Jin değil mi? Bende Su. SU ATEŞ. İnan bana eğer beni Su kadar çaylak görüyorsan, Ateşimimi de gör tamam mı?"

"Lütfen Su dur artık yalvarırım bırak Onu!"

Hoseok'un sesi kulağımda çınlanırken elimi hızla burnundan çekip geri çekildim. Kalbim hızla atarken yaptığım yanlışı hatırladım. Daha iki gün önce boğazını sıkmıştım.

Kafam allak bullaktı. Yavaşça omzunu dürttüm.

"Jin hadi uyan." Biraz daha sert dürttüm ama ses yoktu.

"Jin uyan hadi. Hadi bak kahvaltı yapıcaz." Bu sefer iki kolumu da kolunun üstüne koyup sallamaya başladım.

"Uyansana artık. Şaka yapma!" Yüzünü bana çevirdim. Uyuyor gibiydi. Ama ya nefes almıyorsa?

Parmağımı ıslatıp burun ucuna götürdüm. Nefes yoktu.

"BARBARA! HOSEOK! DERİN! ÇABUK GELİN! UYANMIYOR JIN!" Çığlığım ile ilk ince Barbara girdi.

"Noluyo Su?" Diyip yanıma geldi ve Jin'e baktı dikkatlice.

"Bi-bilmiyorum. Uyandırmak için burnunu sıkmıştım. Biraz durdu daha sonra nefes almamaya başladı. Özür dilerim."

Derin ve Hoseok'da odaya girdi.

"Hyung? Ne yaptın ona Su?" Diyip yüzüme doğru bağırdı. Korkmuş bir şekilde ona baktım.

"O-ona bir şey-"

"Kes sesini! Ne halt geldiyse başına hep senin yüzünden geldi. Uzak dur ondan! Ona bir daha zarar gelmesin!"

Her şeyi kabul etmiştim. Ama Derin'nin beni savunmamasını kabul edemedim. Onsuz da kendimi savunurdum.

Pişmanlıkla odadan çıktım. Koşarak evden çıktım ve veranda da durdum. Buradan sesleri iyi duyuyordum.

"Hoseok fazla yüklendin üstüne. Su'da vampir olmadan önce böyleydi. Onu kontrol etmeye gittiğim de nefes almıyordu ve terlemeye başlamıştı. Ve şu an da Jin de terlemeye başlıyor. Galiba kabus görüyor." Derin'nin sakin konuşması beni sinirlendirmişti. Şuana kadar saç baş girişmesi lazımdı.

Derin nefes alarak sandalyeye oturdum. Ağlayamıyordum ki pişman olup benden özür dilesin. Vampir olmayı hiç istemiyorum.

Belki de Hoseok haklıydı. Başına gelmeyen şey kalmadı. İlk önce onun yüzünden bayıldım, sonra boğazını sıkıp öldürmeye teşvik ettim. Tam bir belaydım. Ona zarar gelmesin diye uzak durmalıydım değil mi? Hoseok böyle demişti?
Ben de öyle yaparım. Bir daha yanında yatmam. Bir daha beni sıkıştırmasına izin vermem. Bir daha alnını alnıma yaslamasına izin vermem Hoseok.

Vampir ◆KSJ◆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin