23 Bam Bam

167 22 3
                                    


Cara'nın sesi ile herkes ayaklanmış Jacob'ın eve girmesini bekliyorlardı. Jacob yavaş bir şekilde herkesin sinirini bozarak yürüyorken Su saldırmamak için kendini zor zapt etti. Jacob evin kapısını yanında ki Cara ile tıklatırken Cara çaktırmadan arkasına dönüp ablasına 'geliyorlar' şeklinde ağzını oynattı. Fısıldarsa duyardı.

Kapı açılınca Francisco'ya şaşkınca baktı. Cara'nın rol yapması gerekirdi. Ellerini ilk ağzına götürdü. Francisco da bu hareketine şaşırdığı için Cara işi batırmadığından emin oldu.

"APPA! SEN BURAYA GELMİŞSİN!" diyerek hızla babasına sarıldı. Babasının bir şey çaktırmaması için sımsıkı sarıldı. Biraz da rol gereği için.

"Sizi bulmak çok zor oldu Cara. Senin burda yaşadığını bilmiyordum. Kapı açıktı ve buraya girdim. Tanrı'ya şükürler olsun! Tanrım!" Yapmacık bir hüzün ile ayrılıp kızının alnını öpüp yine sarıldı. Jacob bıkkınlıkla gözlerini devirdi. Ve ellerini yine arkasında bağladı. Arkasına dönüp Jimin ve adamlarının gelmesini uzaktan izledi. Geldiklerini görünce (uzun mesafeden gördü.)  tekrardan önüne dönüp boğazını temizledi.

"Buraya sizin sarılmanızı izlemeye gelmedim. Barbara nerde?" Francisco göz devirip lafa daldı

"İşi çıktı." Biraz durduktan sonra sıkıldı.

"Beni eve almayacak mısınız? Bir daha gelmem." Cara telaş yaptığını fark ettirmeden babasına döndü. Babasının içeri almaya niyetinin olmadığını anlayınca plan için içeri girerek kapıyı daha da açtı. Jacob emin adımlarla içeri girdi ve küçük evi inceledi. Cara kapıyı kapatmadan Barbara'ya ağzını oynatarak 'hızlı olun' dedikten sonra kapıyı kapattı. Jacob oturmamış tiksintiyle koltuklara bakıyordu. Kimler yatmış olabilirdi? Su? Hoseok? Derin? Ya da şu Barbara'nın yanında gezinen ufaklık mı?

"Otursana." Diye fısıldadı. Yüzünü buruşturup koltuğa oturdu. Nerdeydi onun gümüşlü tahtı? Burası garip hissettirirken derin bir sessizliğe gömüldüler. Aklına diğerlerinin nerde olduğu sorusu takıldı. Sahi nerdeydiler?

"Küçük vampirler nerde Cara?"

"Şehri dolaşmaya gittiler. Türkler buraya ilk defa geldiği için. " Jacob küçümseme ile güldü. (Ne glyn amk)

Cara birazda olsa rahattı. Çünkü babası bir büyü ile evi korumaya almıştı. Evin dışında ki sesleri duymayacaklardı.

Bu sırada evin ters tarafına, yani diğerlerinin geldiği yola doğru yürüdüler. Hepsi yanyana aynı adımları atıyorlardı.

Barbara'nın yanında ki Taehyung oldukça sitresliydi ve diğer yanında ki Jin elini omzuna atmıştı bile. Diğer yanında Su ile Derin el ele tutuşmuş birbirlerinden destek alıyordu. Tabi Derin iki elini de kaptırmıştı. Diğerini de Hoseok'a. Adım sesleri birbirine karışırken yaklaştıkları küçük orduya baktılar. Ortalarında Jimin vardı. Jin, Jimin'in geldiğini görünce ilk başta kaşlarını çattı ve gülümseyerek gelmesini merak etti. Neden gülüyordu? Kıyafet onu şişko mu göstermişti yoksa içine mi düşmüştü? Anında kıyafetine göz attı. Gayet güzeldi.

Kafasını kaldırınca karşı karşıya olduklarını fark edip yine de gülmedi. O Jacob'ın tarafındaydı.

"Jin hyung. Nasılsın?" Ayıp olmasın diye gülümserken diğerleri tedbir amaçla ellerini belinde ki silaha uzatmışlardı. El ele tokuştukarını görünce vazgeçip ellerini indirdiler.

"İyiyim Jimin. Sen?"

"Bende iyiyim."ardından yaklaştı hyunguna doğru.

"Cara bana olayı anlattı. Bende sizin tarafınızdayım." Jin şaşkınca ona baktıktan sonra diğerinin soru soran bakışlarına cevap verdi.

Vampir ◆KSJ◆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin