Bitiş

614 43 48
                                        

"Girl, i can't lie, i'm just a sucker for cold-hearted lover

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Girl, i can't lie, i'm just a sucker for cold-hearted lover. You make me suffer."

-

Calvin'e o gün, "Tony'nin canını acıtmak istiyorum," dediğinde dudaklarını dudaklarıma sürtmüş ve "Seni seviyorum, her şeyi yaparım." diye mırıldanmıştı. Birkaç gün daha geçtiğinde Calvin'le seansımızdan sonra evden çıkmış ve ben giderken arkamdan bakan Tony'e "Evimdeki kahvemi özledim." demiştim. "İstersen akşam gel." neredeyse ona gülümser gibiydim. Hafifçe gülümsedi. "Günbatımında oradayım." diye söz verdi. Bu bana tekrar birkaç hafta öncesini ve bana yaptığım şeyin sebebini hatırlattı. Onu üzmek istiyordum ve artık kaçıncı kişi olduğum umurumda değildi. Ona bu son bakışım, uykuya beni geri döndürdüğü için bir teşekkürdü.

Eve gittim, her zaman gözümde asıl evim olan yere. Orada Calvin'i doya doya öptüm. Muhtemelen Tony Stark'ı aklımda terk ettiğim için sövüyorsunuz ama her koşulda, bana neredeyse kendisini boğdurtacak bir adamı değil de, bana tamamen babamı hatırlatan adamı seçerdim, beni de annem gibi hissettiriyordu ayrıca. Ona baktığımda annemle babamın ufak detayları gözümde canlanıyordu. Artık kabus görmediğim için bu büyük bir nimetti.

Gün batarken eskiden benim kullandığım odanın duvarları altın rengine bulanmışken kapı ısrarla belki beşinci kez çalınmıştı. Calvin konuştuğumuz gibi sırtı kapıya dönük yüzüstü yatıyordu ama neredeyse uykuya daldığına son derece emindim. Kalkıp saçımı dağıttım ve uykulu bakma provası yaptım. Bunlar hızlıca sonuca ulaştı çünkü kapı çalar çalmaz uyanmıştım ve o dakikadan beri uykulu şekilde yatakta yatıyordum. Uzun koridoru geçtim ve kapıya ulaştım. Kapıyı açınca Tony'le burun buruna geldim ve pişman olacaksam da kırıntısı kalmadı içimde. Bana şaşkınca baktı, ardından jeton düşmüş gibi beni geçip sekiz odanın ilkine daldı.

O öyle altıncı odaya kadar giderken ben, arkasında durmuş onu izliyordum. Delirmenin eşiğindeyken benim odama girdi ve kapıda kalakaldı. Yüzüne günbatımının o muhteşem rengi vuruyor ve onu oldukça yakışıklı gösteriyordu ama bu, o an umurumda olan en son şeydi. Birkaç ufak adımla yatağın karşısına geçti ve çarşaflar arasındaki Calvin'e baktı. Daha genç, daha yakışıklı, daha iyi. Tony kendini kötü hissediyor olmalıydı ve yetersiz. 

"Nasıl hissettiriyor?" diye sordum, bunu duymayı çok istiyordum. Benim yerimde olmak ona nasıl hissettirecekti? Bunu az çok tahmin edebiliyordum çünkü az önce saydığım daha iyi kısmını ben de hissetmiştim ama ondan duymak ayrı bir şeydi. Belki pişman olacaktım, belki Calvin ilk fırsatta beni bırakıp gidecekti ama kendimi durdurma niyetim yoktu, ondan ayrıldığımı, en azından kendi içimde, Tony de bilmeliydi. Artık ona yalan söylemekten bıkmıştım.

"Bilerek yapıyorsun." diye tısladı. Bana döndü. "Canımı acıtmak için yapıyorsun!" Daha fazla sesini yükseltmeye başlamadan önce onu bırakıp koridora geçtiğimde beni takip etti. "O günün intikamını alıyorsun değil mi? Ödeştik işte, bitti gitti."

Nightmare | StarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin