Batu ile çıkışta çok kez birlikte yürüdüğümüzden evini biliyordum. Kütüphaneye yakındı. Şuan kendi evimde olsam gelmeye belki üşenirdim ama durum böyle olunca resmen koşa koşa gidiyordum.
Önünden geçtiğim markete uğrayıp yoğurt, ekmek ve polo şekeri aldım. Bunu sevdiğini biliyordum ve bir misafir olarak şeker almam gerekirdi değil mi?
Marketten çıkmamın ardından kendi kendime bir şarkı mırıldanarak yürümeye başladım. Klasik apartmanın önüne geldiğimde aniden içime dolan nikotin ihtiyacını görmezden gelerek zile bastım.
Otomatın açılmasının ardından merdivenlerden 2 kat çıkıp kapısı aralık dairenin önüne vardım.
"Batu." diye seslenmeme karşın kapı daha çok açıldi ve bana bakarak gülümseyen bir Batu karşıma çıktı.
"Hoş geldin." diye mırıldandı.
Elimdeki poşeti ona uzattım. "Hoş buldum."
Ayakkıbılarımı çıkartıp içeri girerken ona verdiğim poşetleri yere bıraktı ve her zaman yaptığı gibi kollarını belime sımsıkı dolayarak sarıldı. Kalbim teklerken nefesimi tutup ben de ona sarıldım.
Cidden arkadaşlarımın sarılmalarına ne zamandan beri heyecanlanıyordum amınakoyim?
Kollarını kendimden uzaklaştırip geri çekildim. "Ee ne yapıyorsun?"
"Yapıyoruz." dedi üstüne basa basa. "Kaçamazsın."
"İyi be. Senin çorapların pizza desenli mi?"
Başını aşağı yukarı salladı. "Evet. Çok kıskanma."
"Öldüm kıskançlıktan."
Muzip bir sırıtış takınırken sırtını arkasındaki duvara yasladı. "Anladım zaten çok belli ettin."
"Ne yemek yapıyoruz?"
"Bilmem. Ne yapalım?"
"Olum aklında bir şey yoksa ne diye yoğurt aldım ben?"
"Evde yoktu." dedi omuz silkerek.
Dudaklarımdan bir kıkırtı koparken o da yanağının iki tarafındaki gamzelerini göstererek güldü. Gamzelerini sakallarına rağmen yüzüne sevimli bir hava katıyordu. İnsanın dikkatini direk o yöne çekiyordu.
"Tamam mutfağa gidelim gel." dedikten sonra öksürerek boğazını temizledi.
Peşinden ufak mutfağa girip sandalyelerden birini ters çevirdim ve sırt kısmına kollarımı koyup çenemi yaslayarak oturdum.
"Ne seversin?" diye sordu bana doğru eğilerek.
"Ne seversem yapacak mıyız ki?" dedim ben de yüzümü ona yaklaştırarak. Bu manasız yakınlığı neden kurduğumuzu ikimiz de bilmiyorduk. Fakat kimsenin umrunda değildi. Ona yakın olmak hoşuma gidiyordu. Arkadaşım olduğu içindi ama bu, bundan emindim.
"Deneyebiliriz." diye fısıldadı. Oysa evde sadece ikimiz vardık.
"Fısıldaman niye?"
Adem elmasının aşağı yukarı hareketini izledim. "Bilmem."
"Yemek yaptığımızı komşular duymasin tabi." dedim yüksek sesle. Nedensizce acayip gerilmiştim. Bu gerginliği dağıtmam gerekliydi.
"Vay be yakalandım." diyerek sırtını dikleştirdi ve bir adım geri attı. Nefes alışını izlerken dışarı bir nefes verdim.
"Hadi." diyerek ayaklandım. "Yemek yapalım."
"Ne çabuk moda girdin he. Aferin çırak."
"Hadi yapacak yemek bul." diye yakındım.
"Sen bul."
"Lan kereviz nedir daha geçen hafta öğrendim hangi malzemeden ne yapılır bilebilir miyim sence?"
"Haklısın. O zaman dur internetten bakalım."
"İyi bari." dedim gülerek. "Bakalım."
Uzun araştırmalarımız sonucu Batu "Sikeyim interneti." diyip telefonu bırakmış ve kendi kafasına göre takılmaya karar vermişti.
Buzdolabından malzemeleri çıkartmaya başladı. "Şimdi senin görevin salata yapmak yapabilir misin?"
"Tabi birde komilik yapacaksın mecbur." diye devam etti.
"Komi, mutfak yardımcısı demek." diye kendini açıkladı sonra.
"Salak." dedim. "Biliyorum anlamını."
"Ben iyilik edeyim demiştim."
"Of hadi ben acıktım ne yapmam gerek?"
"Domatesleri yıka sonra doğra." diyerek direktifleri sıralamaya başladı. Tezgahtaki domatesleri aldım ve bir nevi hayatımda bir ilki gerçekleştirme işine başladım.
...
Of yazasım gelmedi devamını burada kestim üzgnm *asla ne yemek yapacaklarına karar veremememle ilgisi yok*
YA BİSİ DİCEM diğer hikayelerimde çok olmamıştı ama bunlar arasındaki tensel çekim çok fena geriyor beni yazarken sanki kurgulayan ben değilim gibi bir kafa fmskdk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çek Beni Kendine (Boyxboy)
Short StoryHiç ummazdım Senden önce Işıksızdım, bahtsızdım, yalnızdım *Kişiler gerçek kişiler olmakla birlikte olaylar çoğunlukla kurgudur.*