00:50

10.6K 837 320
                                    

Ne kadar zamandır masa başındaydım bilmiyordum. Elimdeki ağır metal kalemi test kitabının üstüne bıraktım. Parmak uçlarımla şakaklarımı ovuşturarak arkama yaslandım. Beynimi hissetmiyordum.

Saat sanırım daha akşam 9 falandı. Ama eve 2'de gelmiştim. Ne ara yemek yediğimi bile hatırlamıyordum.

Çalan zil sesi kulağıma geldi. Kollarımı masada çaprazlayarak başımı koydum. Muhtemelen gelen komşu falandı. Bananeydi?

"Erçin!" diye bağıran annemin sesini duydum. "Arkadaşın gelmiş."

Odamın kapısı açıp içeri daldı. "Aşağı çağırıyordu ben de içeri gel dedim. Gelmedi. Batu mu neydi? Bahsetmedin hiç ondan."

İrkilerek başımı kaldırdım. "Ne?"

Annemin tek kaşını kaldırarak bakmasına karşı sakin davranıp konuşmaya devam ettim. "Dershaneden arkadaşım ya."

"İnsene o zaman aşağı yanına. Ya da sen çağır eve. Soğuk hava."

"Kitabım onda kalmıştı galiba. Onu getirmeye gelmiştir. İneyim aşağı ben." diye konuştum hızlı hızlı.

Annem peki dercesine başını sallarken montumu giyip cebime telefonumu attım. Anahtarlarımı da alıp fazla beklemeden dışarı çıktım.

Apartman girişinde arkasına yaslanmış bir adet Batu görmemle merdivenlerden inme hızımı azalttım. Beni görmesiyle birbirine sürttüğü ellerini vücudunun iki yanına sarkıtıp buruk bir şekilde gülümsedi.

"Gitme hemen olur mu?" dedi uzun süredir konuşmadığını belli eden çatalı bir sesle. "Özledim seni."

Bir şey demeden başımı salladım. Yanına inip metal kapıya yaslandım. Bakışlarım mosmor gözaltları ve koyu kahverengi kan çanağı olmuş gözleri arasında gidip geldi.

"Uyuyamadım pek." dedi fısıltıyla. Kendime çekip sarılmak istedim o an. Ama yüzsüz görünmek istemiyordum.

"Neden?" diye sordum sadece. Oysa belirttiği şey barizdi. Sadece meseleyi uzatıyordum.

"Fazla konuşacak halim yok." dedi yorgunca.

"Telefonuna baksana." dediğinde cebimden telefonumu çıkardım. 4-5 saattir kilidini dahi açmamıştım galiba.

"Neye bakacağım?" diye sordum anlamayarak.

"Youtube'a gir." Sorgulamadan direk direktifini uyguladım. Bildirime tıklayıp açılan şarkıya baktım. Çek beni kendine...

Eskiden yapılmış yorumlarımızı ezbere fısıldamaya başladı.

"Batuhan : Kanıtlayamazsın.

Erçin : Ben kanıtlamasam da bir gün farkedersin.

Batuhan: Farkedersem buraya gelir yazarım ki bence bu ihtimal dışı bir olay.

Erçin: Bekliyorum o günü.

Batuhan: Bekle."

En son olanları okumasının ardından sustu. "Son yoruma bak." dedi sonra.

Ben de baktım.

Batuhan Akıncı: @Erçin Sayıner Sen haklıydın. Kazandın.

Çok fena aşık oldum.

"Pek romantik bir itiraf mı bilemedim ama. Her şey için özür dilerim. Durum bu."

Söylenebilecek çok fazla şey vardı belki ama hiç bir şey söylemedim. Tek elimi yakasına sarıp bedenini kendime çektim ve sımsıkı sarıldım.

"Halledebiliriz." dedim ben de fısıltıyla.

"Seni çok seviyorum amınakoyim." dedi o da. Hafifçe kıkırdadım. "Ben de." dedim. "Ben de seni çok seviyorum."

Geri çekildiğimde dolu gözlerle bana baktığını gördüm. "Soğuk havadan."

"Tabi öyledir."

"Gideyim ben o zaman."

"Yukarı gel." dedim. "Çünkü seni özledim."

"Annenler bir şey demesin." dedi endişeli bir tavırla. "Bir kaosu daha kaldırmaz bu ponçik kalbim."

"Kardeşim gibidir derim. Kalacak yeri yokmuş derim."

"Ha gece kal diyorsun."

"Benimle uyu diyorum." dedim. Bu epey zamandır istediğim bir şeydi. Birbirimizi bu kadar özlemişken de hemen ayrılmak istemiyordum.

"Bu hoşuma gider. Hem de baya."
Gamzelerini yine açığa çıkartmıştı. Ona doğru uzanıp hızla yanağından öptüm.

"Gel yukarı çıkalım."

Başını sallayıp benimle birlikte merdivenlerden yukarı çıktı. Sürekli elini elime temas ettiriyor sonra salak salak gülüyordu. Ben de güldüm. Bu sefer işlerin iyi olacağına dair bir inanç doğmuştu içimde.

...

Bu bölüm aslında final olacaktı ama aklıma bi fikirler geldi ben de biraz daha yazmak istedim.

Sıkıldınız ve bitir diyorsunuz biliorm ama kusura bakmayın ckakc zaten yazacağım 2-3 bölüm

Iyi geceler

Çek Beni Kendine (Boyxboy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin