Çek Beni Kendine (Boyxboy)

00:38

Elimde sönüp biten ve mütamadiyen içmeyi unuttuğum sigaramın külünü döküp bir nefes çektim.

Gözlerimi karşı kaldırımda dikilen ve tek eliyle saçlarını düzelten Batu'ya diktim. Furkan'a bir şey anlatıp gülüyordu. Kafasını yukarı kaldırmıştı. Eh Furkan 1.93'tü görmek için boyun ağrısı geçirmesi gerekiyordu.

Gözlerimi ondan alamadığımı farkettiğimde derin bir nefes aldım. Harbiden ben ne yapacaktım? 2 haftadır bir belirsizlik içinde yalpalayıp duruyordum. Göz göze geldiğimiz her anda kalbim vücudumdan çıkıp gitmek istiyordu ama ben hala bir şey yapmamakta diretiyordum.

Onu görmesen belki daha güzel olurdu diye düşünüyordum bazen hemen sonra da gözlerinin gözlerime değmesini ne kadar özlediğimi farkediyordum. Artık tenimin tenine, ellerimin ellerine değmesini bile geçmiştim. Ufacık şeylere hasrettim.

Sonumuz ne olacaktı bilmiyordum. Fakat böyle devam da edemezdik.

Ona bakmaya öyle dalmıştım ki yanıma geldiğini dişlerinin arasından "Erçin." diye söylendiğinde farkettim.

Bir şey demeden boş boş gözlerine baktım.

"Kes şunu." derken oldukça sakindi. Gündelik bir şeyden bahseder bir hali vardı. "Neyi?" diye sordum sanki anlamamış gibi.

"Bana beni zorlama dedin. Ama sen beni zorluyorsun. Yapma, beni izlemeyi kes."

"Seni izlemiyorum." Evet, yalan söylediğimi ancak bu kadar belli edebilirdim.

"Öyle mi?" derken yapmacık bir şekilde gülümsedi. Buna rağmen çıkan gamzesine küfretmek istedim. Bu kadar çekici gelmemeliydi.

Ceketinin cebinden sigara pakedi ve çakmağını çıkarttı.

"Furkan sen git. Bir sigara içip geleceğiz." dedi çalan zile karşın.

"Ders var." dememe karşın kaşlarını çattı. "Dur yerinde. Gidersin sonra. Sanki pür dikkat dinliyorsun."

Sigarasını yakarken sessizce onu izlemeye devam ettim. Şimdi onu izlemediğimi söylemişken bile onu izliyordum amınakoyayım.

"Artık konuşalım." dedi. Artık etrafta kimse kalmamıştı.

"Tamam." dedim teslimiyet içinde. Artık kaçmak manasızdı.

"Hala." dedim. "Ne yapmam gerektiğini kestiremiyorum. Olayı senin açından bile bilmiyorum çünkü."

"Biliyorsun. Şu an yanına gelmemden bile anlayabilirsin. Bir sorun yok."

"Sorun var." dedim istemsizce sesimi yükselterek. "Kocaman bir sorun var."

Derince iç geçirdi. "Yenemiyor musun şu homofobik düşünceni? Her şeye karşısın, her şeyi sorguluyorsun. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu tarttığını söylüyorsun. Bu meseleye gelince mi kör oluyorsun? Aş oğlum bunları! Toplumun sana ezberlettiği sınırları aş. Sadece kendin ol. Hala yok diyorsan bundan sonra yüzüne bakmam merak etme."

"Sen kendin misin?"

"Olabildiğimce."

"Kafamdakileri sorguluyorum. Yapmadığımı sanma. Direkt olarak kabullendiğim şeyleri de tekrar gözden geçiriyorum. Ama anlam veremediğim için bana kızma."

"Ben de seni anlamıyorum ama. Ne istiyorsun?" dedi parmağını göğsüme bastıra bastıra.

Seni istiyorum.

"Seni istemiyorum." Kelimeler dudaklarımdan döküldüğü an pişman olmuştum. Ne yapmaya çalışıyordum ben?

Dudağını dişleyerek başını aşağı yukarı salladı. "Tamam daha fazla konuşmaya gerek yok. Anladım."

...

Neden kavga ediorsnz bebislerm kim yapıyor size bele kaoslar

YORUM YAPTINIZ İNŞ ZALİM OLMAYANLAR

Hemen diğer bölümü yazasım var napsam