•Orucun bittiği gün, 20.28'•
"Son iki dakika kaldııı!"
"Sakin ol kızım, gecen sene bu kadar çok acıkmıyordun sen."
"Ben hep açtım ana boş- (ezan okunur)
"BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM!""Çatal kaşık sesleri, gülüşmeler.."
"Ee, bi ramazan daha gitti."
"Öyle valla, ne çabuk geçti.."
"Yoo bence gayette uzundu yani." sizce bunu kim söylemiş olabilir? Eveeet, doğru; tabiki ben!***
Babamlar bizim erkekleri de alıp teravih namazına gittiklerinde biz de annemlerle yarın için börek falan yapıyorduk. Önceden hazırlayıp dolaba koyduğumuz dolmalar ise zaten rüyalarımdaydı.
Bu arada biz bayram nedeniyle dün İstanbul'a dönmüştük. Bir hafta sonra da biz gencler olarak tekrar yazlığa gidicektik. Bu sefer Melek'in asla yanımızda gelmesine izin vermezdim zaten, abim o kadar saatten sonra bile iki lokmayla geçiştiriyordu yahu!
"Masal şu peyniri getir bana."
"Peynir yok burdaa!"
"Dolaptan getir."
"Tamaaaam."
Anneme peyniri verdikten sonra bayramda bize gelenlerin aşık olduğu, dillerinden düşüremediği o benim tarifim olan tatlıyı yapmaya başladım, desem yalan olur arkadaşlar, öyle bir şey olmadı.•Ertesi gün, 07.04'•
"Masal kendimi zor kaldırdım, bi de seninle uğraşamam. Kalk hadi."
"Bacım lütfen bes dakka daha, noluuur!"
"Kalk Masal!"
"Tamam ya!"
Kalkıp elimi yüzümü yıkadığımda hâlâ ayılamamıştım. Ama el mecbur kalkmak zorundaydım. Babamlar bizimkileri alıp namaza gitmis olacaklar ki hiç ses yoktu. Annemler de Asellerin evindelerdi, kahvaltıyı orada yapacaktık.
Kızlarla bu bayram için aynı kıyafetleri seçmiştik. Dolabımdan çıkardıklarımı giyince rimel, lipbalm,aylaynır (böyle yazmak daha samimi, yoksa asla bilmediğimden değil(!)😊) üçlemesiyle hazırdım.
Aşağıya inip bizim bahçeden yandaki bahceye, Aseller de kahvaltı hazırlayan annemlerin yanına inip uykulu bir sesle;
"Günaydın güzel ailemin güzel insanları.."
"Günaydınn."
"Masal şu örtüyü ser masaya, al."
"Dışardaki mi?"
"Evet."
Bahçeye çıkıp birleşmiş iki masaya büyük örtüyü serdiğimde Arya kocaman iki patates kızartmasını getirmişti. Gözlerimden kalpler fışkırmaya başlamışken elimi tabağa uzatıp bir iki tane ağzıma atmıştım. Sabahleyin bir şey yemek de çok garip gelmişti.
"Masaaaal, dikilme orda gel yardım et kızlara!"
"Tamağğm."
Sofra sonunda hazır olduğunda önden babamlar, arkasından bizimkiler bahçeye girdiğinde bi sevinmistim. Acıkmıştım be!
"Hadi sofraya oturun da şu minnoş bedenlerimiz bi dolsun, hadi hadi!"
Arya'yı onaylayarak Buğra abimin yanına oturmuştum. Allah'ım sonunda kahvaltı!
****"Oy benim kuzularım ne kadar büyümüş, nasıl da serpilmiş. Maşallah kuzularıma!"
Evet tahmin ettiğiniz üzre kahvaltıdan sonra annemlerle bayramlaşmış, sofrayı topladıktan sonra büyükten küçüğe dedelerimiz ve anneanne, babaannelerimize gitmiştik. Şu an ise en küçük babaanne ve dedemiz olan, Yağız'ınkilerdeydik. Nazire Babanne, bize övgülerini bahşederken ben sabah alamamış olduğum uykuyu muhteşem ötesi börekle yatıştırmaya çalışıyordum. Çaktırmayın, bu iki tane fazla yemek için bahaneydi.
Annemlerin kaşgöz yapmasıyla kalkıp boşalan bardakları almış, mutfağa götürmüştüm. Asel ve Mira da tabakları toplamış mutfağa getirmişti. Doldurduğum bardakları salona götürdüğümde yayılmış oturan Arya'ya öldürücü bakışlarımdan atarak yardım etmesini anlatmaya çalıştım. Balkondan gelen Sude teyze de şıpıdık terliklerini gözüyle gösterince Arya yerinden fırlayıp geri kalan boşları aldığı gibi mutfağa ışınlanmıştı. Biz gülerken Arya da 'gülmeyin yaaa' diye bağırmıştı mutfaktan.
Saat sekiz buçuğa yaklaştığından kalkmıştık artık. Nazire babaanne ve Selaaddin dedenin ellerini öpüp evden çıktık. Malum bizim aile yedi kişi olduğundan Buğra abimin sürdüğü arabaya binmiştim. Yağız ve Mira da bizleydi.
İlk defa tıkabasa doymuş olan midem, arabaya binince bulanmıştı. Başımı Yağız'ın omzuna koyarak uykuya dalmaya çalışmıştım. Başarmıştım da😌*****
"Hoşgeldiniiiiiz, buyrun."
"Hayırlı bayramlaaaar, nasılsın kuzum?"
"İyiyim Sare abla, sen nasılsın?"
"İyiyim ben de."
"Hoşgeldin Emre abiii. Oy oy nasıl büyümüüüş. Eylüül, nasılsın aşkıım?"
"İyiyim Masal abla."
"Oy yerim. Geçin hadi içeri."
(Dingdong)
"Hoşgeldiniiz. İyi bayramlar."
"Hoşbulduk kızım, iyi bayramlar.
Öpme ayol, yaşlı mıyım ben?"
"Estağfurullah Ayşe teyze, benden gençsin maşallah."
"Ay ilahi Masal!"
"Hadi artık Ayşe, ben de hasret gidereyim kızımla!"
(Gülüşmeler, annemin gelmesi)
"Hoşgeldiniiz. Geçin geçin."
"Hoşbulduk, nasılsın Masal kızım?"
"İyiyim Erdal amca, sen nasılsın?"
"İyi ben de."Misafirler içeri geçerken derin bi nefes almıştım. Yorulmuştum valla.
Tam salona geçtiğim sırada yine kapı çalmıştı. Efe abimle birlikte gittiğimizde yine ben açmıştım. Ay benim Demir'im gelmiiiş.
"Hiii, aşkım gelmiiiş!"
"Maşal abyaaa."
"Aşkıımm!"
"Heey, biz de burdayız Demir efendi!"
"Efe abii!"
Abimle Demir sarılırken ben de Erva ablayla Can abiye sarılmıştım.
Yine salona geçtiğinizde bu sefer kapı çalmamıştı. Yeni gelenlere tabak ve çay getirmiş ve sonunda oturmuştum. Saat ondan beri ayakta servis yapıyorduk. Şuan da üç buçuk olduğunu gözönünde tutarsak, haklıydım bence.
****
Saat dokuzu on geçe son misafirimizi uğurlamış, solondaki koltuklara yayılmıştık. Elimden ayağımdan ziyade ağzım 'hoşgeldiniiiz' demekten ağrımıştı be! Ama yine de çok güzeldi, tüm sevdiklerimizle görüşmüş, sohbet etmiştik. Yarın da biz gidemediklerimize gidecektik. En güzel ama en yorucu günler bayramlardı herhalde, mutluluk ve yorgunluk; güzel bir yorgunluk...•-•-•-•-•-•
Selaaaam✋✋
Yazmayı unutmuşum ya😂Beğendiniz mi?
Bu bölümde Melek yoktu, mutlu olalım biraz dedim.Oylayıp yorum yapmayı unutmayııın💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİLERİM
Humor|güncelleme:ergenliğimi unutmamak için kaldırmicam| 24062020 5 tane abim var, hepsi birbirinden kıskanç, hepsi birbirinden öküz... Bu da benim hikayem. Canımdan çok sevdiğim 5 abimle ve canımdan çok sevdiğim arkadaşlarımla dolu kalbim artık size...