*Bölüm 1*

10.6K 272 19
                                    

   "Çikita muz muz muz, çikita muz muz."
      "Ya bi gidin! Kapatın şunu da! Ya bi insan neden Ajdar'ın sesiyle uyandırılır?! Seslenseniz uyanmayacağım sanki!"
     "Tamı tamına 47 dakika 36 saniyedir seni uyandırmaya çalışıyoruz, ama sonuç alamıyoruz."dedi Asel.
      "Bak sana çok mantıklı bir şey söyleyeceğim. UYANDIRMAYIN O ZAMAN!" diye bağırınca hepsi bana baktı, baktı, baktı ve sonra karınlarını tutarak gülmeye başladılar. Hayır yani neydi ki komik olan san- hay ben böyle işin ya! Hayır yani sen biliyorsun gelip seni uyandıracaklarını, neden Barbie'li pijama giyiyorsun? Ben Barbie'den nefret eder, çoğu zaman bu kadar güzel olduğu için söverdim. Ama şu işe bakın ki şu an pijamam Barbie'li!
         "Ya gülmeyin ama ya! Hem niye uyandırıyorsunuz beni?"
         "Unuttun dimi gerizekâlı? Tatile gidicektik falan hani."dedi Buğra abim.
         "Aman tamam neden küçümsüyorsunuz beni? Beni beni, Bihter'inizi!"
          "Kalk hadi kalk, bak daha kahvaltı yapacağız. Uçağı kaçırırız sonra senin yüzünden, yastıkla boğarım seni!"dedi psikopat Arya. Hayır yani bu kızın babası psikolog, bu nasıl bu kadar psikopat olabiliyor?
          "Tamam be kalkıyorum."dedim ve sürüne sürüne tuvalete gittim. İşlerimi hallettikten sonra dün hazırladığım siyah kot, beyaz salaş bir tişört ve Superstar'larımı giydim. Abimler şortu görünce kızacaklardı ama neyse.
          Daha fazla bekletmeyeyim diye koşa koşa merdivenlerden indim ve hemen sofraya oturdum. Başta Kuzey olmak üzere bütün abilerimin şortu çıkarmam konusundaki ısrarlarını dinleyerek kahvaltımızı bitirdiğimizde sonunda arabaya atlayıp havaalanına gitmeye başlamıştık. Şu kontrollerden geçtikten sonra uçağa binebilmiş,hostesi dinlemeyerek uyumaya çalışma işlemlerine başlamıştım bile. Bi uyandıktan sonra uyuyamamak gerçekten çok zor arkadaşlar.

*********

    Midemin bulantısıyla uyandığımda uçağın inişe geçtiğini gördüm. Kol koyma yerlerine tutunarak etrafıma bakındığımda Ege,Efe,Buğra ve Kuzey abimin uyuduğunu, Can abimin boş boş etrafa bakındığını, Arya'nın kulaklığını çantasına sokmaya çalıştığını, Asel'in kitap okuduğunu, Mira'nın ruj sürdüğünü, Yağız'ın dışarıya baktığını ve Bora'nın nereden bulduğunu bilmediğim muzlu pudingi yediğini gördüm. Göz devirerek doğrulmaya çalıştığımda acı sonun belinin tutulması olduğunu anladım ve uzun bir 'of' çektim. Tabi bu arada iç sesim Nuriye'nin ''Taa Karadeniz'e gitmeye üşenmedin mi?"  demesine takılmamaya çalışıyoruz!.
        Uzun uğraşlar sonunda uçaktan ve havaalanından çıkabildiğimizde babamlarin ayarladığı şoförlerle Mira'nın ailesinin yazlığına doğru yola çıktık. O evi çok seviyordum. Hem büyük hem de çok güzeldi. Havuzu vardı ve odalardaki yataklar kocamandı. Yani güzeldi işte.

      Kısa bir süre sonra araba durduğunda o muazzam ev her yaz olduğu gibi yine karşımdaydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

      Kısa bir süre sonra araba durduğunda o muazzam ev her yaz olduğu gibi yine karşımdaydı. Herkes hemen odalarına çıkıp yerleşmeye başladığında ben tabiki kendimi yatağa atmış bir vaziyette telefonumla oynuyordum. Yarım saati böyle harcadıktan sonra mayomu giyip (bikini giysem abilerim beni keser,doğrar,biçer.) odadan çıktım ve çıkar çıkmaz Ege abi mi gördüm. Neden? Çünkü kaldığımız odalar karşılıklı. Allah'ım zekâ!
     "Dedi makarnaya ketçap sanıp salça koyan kız!"
       Nuriye'yi susturduktan sonra hemen abimin yanına gidip kolunun altına girdim,yanağını öptüm. Oda beni öptü.
         "Koridor öpmedi mi?"
         Ya bu espiri mi? Benim kafamın içinde buna espiri olarak mı yer ayrılıyor? Yeter be,bıktım!
          "Üst kısımları iki kat fazla mı kirlendi?"
            Nuriye'yi idam ederken havuzun başına gelmiştik bile. Abim üstüne bi şey giymediği için direk havuza dalarken ben şezloglardan birine oturdum. O sırada Can abim  hariç herkes de gelmişti. O da kesin uyumuştu. Asel yanımdaki şezloga otururken diğerleri de havuza cumburlop diye atladığından  üstümüze su gelmişti. Biz onlara söverken Bora'da atlamadan önce havuzun başına koyduğu muzlu pudingini yiyordu. Evet. Havuzda.
      
       

ABİLERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin