*13. Bölüm*

1.5K 91 13
                                    



        "Günaydın güzel okulumun mal insanları ve yeni gelen çocuklar!"
         "Sana da günaydın Hikaye bacım."
         "Pöff."
        "Masal baksana bi"
  Canım arkadaşlarımla geçen güzel konuşmadan sonra Ege abim beni çağırmıştı. Gül mecalimi görmek istiyo heralde. O başka bi şey miydi ya?
        "He?"
        "Şarjın yanında mı?"
        "En son Kuzey abime vermiştim."
        "Powerbank (nasıl yazılıyo bilmiyorum nakjsmajam) var mı?"
          "Aaa  bak iyi hatırlattın. Onu da en son Yağız'a vermiştim,aliyim ondan."
        "Yanında getirmişse bana versene."
    Aklıma bugün abimi sinir etmediğim gelince hemen bi şerefsizlik geldi aklıma. Eheheh
       "Niye, çakma Görkem'ciğinle mi konuşacaksın?"
       "Allah'ım yarabbim! Kızım varya senin diline düşülmez he!"
        "Düşmeseydin."
Zafer sırıtışımla abimi sınıfına gönderdikten sonra kendi sınıfıma girdim ve Yağız'ın yanına oturdum.
       "Powerbank' ımı naptın lan?"
       "Hee evde o."
       "Sence neden abime şarj lazım olmuş olabilir?"
       "Sevgilisiyle konuşacaktır belki."
       "Ne dedin sen ne dedin?"
       "Şaka yaptım kızım, sen varken nasıl başka sevgilisi olsun."
       "Ya varsa."
      "Aman olsa nolur,sen de yani"
     "Mete,seni gebertirim Mete! Sinir etme beni! Onlar ne kadar kıskançsa ben de o kadar kıskancım,tamam?"
     "Tamam be sakin ol!"

   Bunu da bi araştırmalıydım!

     Eveet, kapı açıldı bakalım hangi hoca geldi ve ders ne?

      "Ne yani, Çarşamba günü ilk ders matematik mi?"
       "İlk iki ders diyecektin herhalde Mert evladım?"
      "NE?"
      "Abartmayın be evlatcıklarım, alt tarafı iki ders katlanacaksınız bana."
      "Hocam size değil matematiğe katlanamıyoruz biz!"

******

      Hocanın her zamanki gibi sınav nutuğunu dinledikten sonra derse başladık. Anam bu ne ya, Çince mi bu?
        "Çocuklar geçirmeyin şimdi bitiriyim öyle geçirirsiniz.
    .......
       Tamam geçirebilirsiniz."
    Renkli kalem hastalığı olan bi kızsanız başlık yazmak için renk seçmeniz oldukça zordur arkadaşlar. Bende buna çözüm olarak her dersin konularının başlığı için bi renk seçmiştim. Mesela matematikte konu başlıklarını mavi ile, alt başlıkları pembe ile yazıyordum. Zaman kaybı olmuyordu böylece.
      Ben tahtayı geçirmeye başladıktan yaklaşık bir iki dakika sonra hoca;
       "Yazdıysanız siliyorum." dedi. Ulan daha yazmaya başlayalı iki dakika oldu ne bitirmesi! İki tahtayı da doldurmuş zaten Çince gibi harflerle.
       "Hocam daha başlığı yazmadım ne bitirmesi!"
       Bunu söyleyen de bu durumlarda kendini feda eden yazı yazmaktan nefret eden -hatta yazmayı bildiğini düşünmüyorum- Eymen kardeşimizdi.
     Sınıftakilerden de onaylayan sesler çıkınca hoca silgiyi bırakıp tekrar sandalyesine oturdu. Ders anlatmayınca sıkılıyor galiba.

*****

       "Diinodinidininodidinodidididido"(çeviri: Hababam sınıfı müziği)
      "Oh be,sonunda! İlk iki ders matematik mi olur lan!" (Bora)
      "Sanırım Çince'yi sökmemizi istiyorlar." (Selin)
      "Arapça dersinde değil miydik lan?"(Gökhan)
      "Biz Arapça mı görüyoruz salak, ayrıca abartmayın o kadar da zor değildi yani." (Asel)
      Biz Asel'e orangutanların çifleşmelerini görmüş gibi bakarken Çağan;
     "Siz bu kıza ne içiriyorsunuz? Şey mi bu, elektrik çarpınca matematiği süper olan çocuk mu?"
      Biz gülerken sınıfa geçen karne gününde abime asılıyo diye yolduğumuz Beren geldi. Biz (Arya, Asel, Mira) kıza kötü kötü bakarken o bana doğru gelmeye başlamıştı. N'oluyo lan, daha üçüncü günden kavga mı etcez? Ayrıca bu da mı sınıfta kalmış lan!
      "Oooo, küçük kıskanç kızımız on iki olmuş, oy sen büyüdün mü?"
      "Ooo, bizim küçük s**tüğümüz mezuna mı kalmış, oy sen gerizekalı mısın?"
      "Bana bak kızım benim asabımı bozma fena dalarım sana!"
      "Hadi ya, karne gününde de aynısını söylüyordun?"
      "Bu sefer saçlarım toplu bebeğim!"
    Gülerek söylediği şeyden sonra arkasında duran Şevval tokasını tuttu çekti ve saçı salık duruma geldi. Biz sırıtırken Beren sinirle arkasını dönüp tokasını Şevval'in elinden bir hışımla alarak;
     "Ne yaptığını sanıyorsun sen be!"
      "Saçını açıyorum, artık dalabilirsin Masalcığım!"
      "Sağol kardeşim."
     "Ah, ne kadar duygulandım."
     "Sende öyle hisler de mi var?" (Poyraz)
     "Uyyy"
     "Neyse neyse,neden geldin sen?"
     "Abinin sınıfına gelmeyeceksin diyecektim, aşkımızı engelliyosun!"
    
Mira_

     Eveeeet, vatana millette hayırlı olsuuun!

     "Bana bak seni burda bi yoların, okuldan çıkıp saç ektirmeye gidersin, yelloz seni!"
      "Gel de dene bakiyim!"
  Beren bunu söyledikten sonra Masal kızın saçlarına asıldı. Çığlık çığlığa bağıran Beren  Masal'ın karnına yumruklarını geçiriyordu. Masal saçların bırakmadan ayaklarına tekme atınca Beren yere düştü. Masal da sanki banyodan sonra saçından kopmuş tutamları çeker gibi Beren'in saçlarını çekip doğruldu. O sırada içeriye bağrışları duyan öğrencilerin arasından geçmeye çalışan hocalar ve müdür girince Masal, elindeki saç tutamlarını kızın yüzüne attı. Arkadan Efe abi ve Ege abi de girince olayın bayağı bi büyüyeceği anlaşıldı. Müdürden önce Efe abi ispiyonlardı Masal'ı Elif teyzeye.
      "Masal Tekin, Beren Yılmaz; odama!" Kel göbekli müdürümüz sinirli  bir şekilde sınıftan çıkınca yanımdaki Eymen çektiği videoyu durdurmuş, abilerinden azar yiyen Masal'ın yanına gitmişti. Onların da küçük çaplı kavgası bitince Eymen;
       "Şifresi 134569. Eğer o salak ben bi şey demeden daldı falan derse gösterirsin müdüre."
    Masal Eymen'e minnet dolu bakışlar atarak teşekkür etti ve abilerine sinirli sinirli bakarak dışarı çıktı. Bizimkilerle ben de peşinden tabi. Masal kapıyı tıklayıp içeri girerken bizim merakımızı gitsin  diye kapıyı hafif aralık bıraktı. Canım Masal.

      "Niye kavga ediyorsunuz kızım siz, iki oldu bu! Masal, niye yoluyorsun arkadaşının saçlarını?"
     "Hoc-"
     "Hocam şimdi bu size yalan söyler kanında var zaten, ben anlatıyım. Bu kız beni bi arkadaşını göndererek sınıfına çağırdı. Sonra bi şey yapmışım gibi bana küfür etmeye, sonra da işi fiziksel hale getirmeye başladı. Siz de gördünüz zaten!"
       "Ne! Hocam yemin ederim yalan söylüyor! Bizim sınıfa gelip omların sınıfına bi daha gitmeyeceğimi abimle aşklarına engel olduğumu söyledi. Siz beni biliyorsunuz zaten diğer üç abim de burada okudu. Ne kadar kıskanç olduğuma siz şahit oldunuz, kaç kere de yanınıza geldim zaten. Asıl yalan söyleyen sensin!"
      "Hocam yalan söylüyor işte, aynen anlattığım gibi oldu!"
      "Hayır hocam,kanıtım var hatta bi arkadaşım videoya almış."
     Masal bunu diyip telefonun şifresini girerken Beren'in yüz ifadesini gerçekten görmeliydiniz. Müdür başını kaşırken Masal videoyu açmış telefonu da müdüre vermişti.
    Video bittiğinde;
  "Beren, hem arkadaşını kışkırtma,kıskanç olduğunu bile bile ve bunu bi kez tatmışken, aynı zamanda müdüre yalan, karşı tarafa iftira. Aileni arıyorum, Masal, sen de bu seferlik yırttın ama bi daha kavga istemiyorum. Sınavına yoğunlaş, çıkabilirsin."
    Masal müdüre teşekkür edip odadan çıkarken son bi kez Beren'e baktı ve kapıyı açıp yanımıza geldi. Biz zafer sırıtışlarımızdan en iyisini yaparken el çakıştık. Eymen sayesinde bir kez daha yırtmıştık, şimdi bakalım Efe abi söylemiş mi Elif Teyze'ye..

****

Selaaam👋 Nasılsınız

Beğendiniz mi?
Beren'e ne diyorsunuz?

Okumak gerçekten yazmaktan bin kat daha kolay, yorum yapıp vote vermek de öyle. Lütfen bana destek çıkın. 🙏 sonraki bölümde görüşmek üzere👋💜

ABİLERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin