3. Günışığı 💫

3.3K 301 224
                                    

*Aqua: Su.
**Nigrum Mortem: Siyah Ölüm.
***Ignis Flos: Ateş Çiçeği.
****Spiritus: Nefes.

Kelimeler Latince.
***

Saray hatta bütün ülke çalkalanıyordu. Kral Park Chanyeol Umbra'nın saldırısına maruz kalmıştı.

Baş muhafız Sehun ve bir kaç asker Kralı saraya ulaştırmışken geride kalanlar kalkanı bitirmeleri için Elfleri koruyordu.

Şifacı ve yardımcıları apar topar Kralın odasına girdiğinde Sehun hemen açıklama yapmaya başladı.

"Majesteleri kalkanın rahat yapılabilmesi için ateşi ile yardıma gelmişti. Kalkan bitmek üzereyken göğüsünden siyah bir okla vuruldu." Şifacı kaşlarını çatıp Krala baktı.

"Oku çıkardınız mı Muhafız?" Tedirgin bir şekilde Kralına yaklaşıp okun olması gereken yere göğüsüne baktı.

"Sorun da bu. Biz oku çıkarmadık Şifacı. Gelirken ok siyah bir dumana bürünüp Majestelerinin göğüsünün üzerine yayılarak kayboldu." Şifacının duyduklarından sonra gözleri kocaman olmuştu. Alel acele Kralın gömleğinin düğmelerini açtı ve gördüğü şeyle hayret dolu bir ses çıkardı.

"Derhal Kahini çağırın! Derhal!"

***
"Aman sakın o huysuz Minseok'a sana izin verdiğimi söyleme." RiJin kehribar rengi gözlerini kısarak sana baktığında kıkırdayıp başını salladın.

Yakınlardaki bir gölde banyo yapabilmek için ondan izin istemiştin. Hazır Orman Ruhu yokken ve orman bu kadar sakinken bundan daha iyi bir fırsat olamazdı.

"Merak etme RiJin. Bugün seni hiç görmedim." Kızıl saçlı kadın kıkırdayıp omzunu okşadı.

"Tamam hadi git de banyonu yap Günışığı." Kıyafetlerinin olduğu heybeyi alıp göle doğru ilerleyeme başladın.

Minik orman perileri senin etrafında hoş bir şarkı tutturmuş bir şekilde uçuyordu. Onların mutlu olabilmesine sevinmiştin.

Umbra, ülkenize saldırmaya başladığından beri Orman Ruhu çok bitkin düşmüştü. Yaşam enerjisi olan ağaçlar ve ruhları bir bir ölüyordu. En kötüsü de içindeki canlılarla birlikte ölmesiydi.

Derin bir nefes alıp pozitif düşünmeye çalıştın. Kralın, Umbra'yı yenmek için elinden gelen her şeyi yaptığını biliyordun. Henüz toy ve genç olsa da senin içinde bir yerlerde ona inancın tamdı.

Göle yaklaşmak üzereyken sağından koşa koşa gelen bir Satir° ile çarpışmıştın. Sert bir şekilde yere düşüp kesik bir nefes aldın.

"Tanrılar aşkına MinHwa koşarken biraz daha dikkatli olsana!" Başka bir Satir senin düşmene sebep olana bağırdığında kendini toparlayıp ayaklandın.

"Sorun yok ben iyiyim." Üzerindeki tozları sikeleyip konuşmuştun. Düştüğün için endişeli olan periler etrafında uçuşmaya başlamıştı.

"Kusura bakma JongHun! Umbra'dan kaçarken etrafıma bakmayı akıl edemedim!" Öteki Satir karşılık verdiğinde korkuyla nefesin kesilmişti.

"Umbra mı?" Periler uçuşmayı bırakıp korkuyla omzuna sığındı.

"Evet Umbra! Ormanın kalbine doğru ilerliyor!"

Ormanın kalbi demek, Minseok ve RiJin demekti. Senin evin demekti. Telaş içinde geri dönüp koşturmaya başladığında Satirler arkandan seslendiyse de aldırış etmemiştin.

"Aelia!" RiJin kanatlarını açmış ve yarı dönüşmüş bir şekilde sana doğru koşuyordu.

"Minseok nerede RiJin?" Sen de kendi kanatlarını çıkarıp endişe ile konuştuğunda RiJin derin bir nefes aldı.

Kehanet [Park Chanyeol OC]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin