Bölüm Üç: Mesaj

210 17 25
                                    




Merhaba! Bu bölüm nispeten daha uzun olacak. Sınav senem olduğu için yazmaya vakit bulamıyorum pek ama bölüm sıklığını artırmaya çalışacağım. Bu arada esas kız ile esas oğlanın kavuşmasına az kaldı sabredin :D . Medyada Alpay'ın Beykent kep töreni fotoları var :d (şaka sdhkfghsyf) Neyse, iyi okumalar...


Düşünmek benim savaşımdır.

Virginia Woolf.

Ekrandaki Dilraba yazısını gördükten sonra yaşadığım şokun geçmesi birkaç dakikamı almıştı. Yıllarca kimseye çaktırmadan yazmıştım. Blog için kullandığım mail hesabı dahi benim adıma değildi. Yani bilgisayar hakkında sıradan bilgilere sahip biri asla kimliğimi keşfedemezdi. Berkay'ın beklediğim kadar normal bir tip olmadığı aşikârdı.

Hemen mail adresime giriş yapıp mesaj kutuma göz gezdirdim. Berkay adlı kullanıcıdan mesaj vardı.

Berkay: Merhaba

Mesaj bir saat önce gönderilmişti. Hemen profiline girdim. Gördüklerim beni hiç tatmin etmemişti ancak kendi hakkında hiçbir bilgi vermemesi zaten umduğum bir şeydi. Ne bir soy ad, ne de bir doğum tarihi... Hiçbir şey yazmıyordu. Bilgi almak istiyorsam bunu onunla konuşarak halletmeliydim çünkü işler git gide ürkütücü bir hâl alıyordu.

Kelebek: Merhaba?

Mesajıma anında cevap gelmesini beklemiyordum ama şu sıralar hayatım bana beklediğimin tersiyle karşılık veriyordu, Berkay'ın mesaja anında geri döndüğü şu anda olduğu gibi.

Berkay: Nasılsın ve kendine neden 'Kelebek' diyorsun?

Kendime verdiğim bu takma adın hiçbir özelliği yoktu gözümde açıkçası. Bu blogu açarken sadece 'Hımm, bir blog yazarına nasıl bir isim yakışır?' diye düşünmüştüm. Berkay'ın duymak istediği cevap 'Ah tatlım, çünkü kelebek benim zarafetimi ve inceliğimi temsil ediyor' olabilirdi. Alakası yoktu, yalan söylemeyecektim.

Kelebek: Beklediğin gibi bir anlamı yok. Kelebeklerden de nefret ederim ayrıca.

Berkay: Neden?

Kelebek: Sen hiç ömründe eline konan iri bir kelebeğe yakından baktın mı? Demek istediğim, tam karşıdan, yüzüne!

Berkay: Ahahah, hayır. Ama bir dahakine bakacağım, söz. Parfümler hakkında çok şey bildiğin ve parfüm koleksiyonun olduğu doğru mu?

Kahretsin. Bütün bunları nereden biliyordu? Şimdi her şey öncekinden ÇOK DAHA FAZLA korkunçtu. Evet, parfümlere ilgim vardı ve parfümleri seviyordum, hatta çok sayıda arkadaşımın hayatlarının parfümünü bulmalarına yardımcı olmuştum. Biriktirdiğim paralarla aldığım bir parfüm koleksiyonum vardı ve aileme, arkadaşlarıma doğum günlerinde hediye ederdim. Ayrıca bazı parfümlerimi –genelde eskiden aldığım şu anda satılmayan sınırlı üretim parfümleri- internet üzerinden satardım. Ama o, bunu nereden bilebilirdi ki?

Her ne şekilde öğrenmiş olursa olsun, benim şu an şaşırmış hatta korkmuş gibi davranmamı bekliyordu, bunu biliyordum. Ama ona istediğini vermeyecektim.

Kelebek: Evet, bu doğru.

Ona sormam gereken birkaç soru olduğunu hissettim.

Kelebek: Biraz kendinden bahsetmeyi düşünür müsün, acaba?

Berkay: Bu konuda pek iyi sayılmam ama şöyle yapalım, sen sor ben söyleyeyim. Tamam mı?

Kelebek: Tamam, kaç yaşındasın ve nerede yaşıyorsun?

HasbelkaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin