Ama yüzükler nasıl? Nasıl burada olabilirler? Bunlar annem ve babam öldüğün de kaybolmuştu.
Ağlıyordum. Hem de hıçkıra hıçkıra. Anne,baba! Şu anda aklıma değişik düşünceler geliyor. Aklımı kaybediceğim. Kapı aniden açıldı.
Allison'dan
Eve gelmiştim. Dua'ya bakmam lazım. Odasına doğru çıkarken merdivenlerde hıçkırık sesi geliyordu.
"Dua." Dedim. Kapıyı açtım. Ağlıyor hem de hıçkıra hıçkıra. "Teyzem güzelim ne oldu neden ağlıyorsun?" Dedim.
Hiç birşey söylemiyor. "Teyze bak." Dedi. Yatağın üstünde ki kutuyu ve yüzükleri gösterdi.
Olamaz ama. "Teyze bak annemin ve babamın yüzükleri." Dedi.
"Nasıl buldun." Dedim. "Eve geldim ve kapının önündeydi." Dedi. Ağlamaya devam ediyordu.
"Güzelim ağlama artık peki kim bırakmış." Dedim. Elleriyle göz yaşlarını sildi burnunu çekti ve "Hani bana mesaj atan birisi vardı ya o galiba." Dedi.
"Nasıl galiba Dua." Dedim. Biraz bağırmıştım. Korkmuştu. İlk defa onu korkutmuştum. "Güzelim ben özür dilerim şaşkınlık içindeyim ben yıllardır aradım ama bulamadım." Dedim üzgün ses tonum ile.
"Galiba değil bana mesaj attı geçmiş olsun hediyesi diye o göndermiş olmalı ama nasıl buldu sen bile bulamadın." Dedi.
"Bilmiyorum sana bağırdığım için özür dilerim güzelim." Dedim ve ona sımsıkı sarıldım. O da kollarını sımsıkı sardı belime.
"Şimdi sen dinlen ben bu olayı araştıracağım merkeze gidicem devriyem var yanlız kalabilirsin?" Dedim sorarcasına.
"Kalırım sen merak etme ama kendine dikkat et." Dedi gülümseyerek. Onu öptüm ve evden çıktım.
Dua'dan
Teyzem gittikten sonra yatağıma yattım. Kendimi uykunun kollarına bıraktım. Bir şey yanağımı öpünce uyanmak zorunda kaldım. Bir şey mi? Ne!
"Ne oluyor be." Dedim. "Sakin ol kuzum." Dedi Roźa. "Kızım senin ne işin var?" Dedim. "Yuh ya insan bir günaydın der hemen ne işin var?" Dedi.
"Ne oluyor burada Roźa alt tarafı uyandır gel dedim ha kahvaltı edeceğiz hadi gelin artık." Dedi Maria. "Kuzumuz günaydın bile demeden ne işin var diyor." Dedi bana bakarak Roźa. "Uzatmayın hadi ya kahvaltıda anlatırız." Dedi Maria.
Ellerimi ve yüzümü yıkayıp aşağıya indim. "Günaydın Sophia şef." Dedim. "Günaydın kuzum masaya geç." Dedi Sophia. Masaya oturdum. "Portakal suyunu kim sıktı." Dedim meraklıca. "Ben." Dedi Kate ve elini kaldırdı.
Kafamı salladım. "Fantastik dörtlü sizin ne işiniz var burada?" Dedim.
"Bak ya yine başladı gelip sana kahvaltı hazırlamamız için bir neden mi lazım?" Dedi Roźa.
"Evet." Dedim imalı bir biçimde. Herkes kahkaha atmaya başladı. "Mmm sebep şu ki Allison abla dün olanlardan bahsetti biz de seni yanlız bırakmak istemedik." Dedi.
"Teşekkür ederim kızlar iyi ki varsınız seviyorum sizi." Dedim.
"Biz de seni seviyoruz." Dediler hep bir ağızdan. Telefonum çalıyordu.
"Efendim teyzem?" Dedim. "Nasılsın güzelim?" Dedi teyzem. "İyiyim sen iyi misin peki." Dedim. Dün akşamdan beri onu çok merak etmiştim. "İyiyim güzelim bu arada sana söylemeyi unuttum iki hafta sonra düğün var." Dedi.
"Ne ama biz nasıl yetiştireceğiz hazırlıkları." Dedim. "Bir şekilde halledicez sen kızlar ve erkekler ile elbise bakmaya falan gidin, akşam görüşürüz." Dedi.
"Tamam dikkat et." Dedim. "Tamam sende." Dedi ve telefonu kapattı. Kızlara kısaca bir özet geçtim. Arabaya bindik ve yolda Derek'i aradılar o da Taylor ve Dylan'a haber verecek.
Alışveriş merkezine geldik. Bir mağazaya geldiğimiz de Sophia Derek'e konum attı. Beş dakika sonra geldiler. "Geç kalmadık değil mi?" Dedi Taylor. "Yok yok biz de yeni geldik hadi beyler siz kendinize şık bir şeyler seçin biz de burada elbise bakarız." Dedim.
Kızlar onaylar şekilde mırıltılar çıkardı. "Biz de kalsaydık." Dedi Dylan. Suratına boş boş baktık. "Tamam ya." Dedi ve Derek'i de alarak yanımızdan ayrıldılar.
3 saatin sonunda elbiselerimiz seçmiştik. Aslında ben elbise ile rahat edemiyorum ama kızlar zorunlu olarak seçtirdiler. Neyse ki hainlik yapıp spor bir elbise seçtim. Spor ayakkabı giyebilirim altına. #güneşgözlüklüemoji
Sophia ve Kate siyah, Roźa toz pembe,Taylor gri, Maria ise zümrüt yeşili elbise seçti. Ben de bordo bir elbise seçmiştim. Hepimizin ki kısaydı ve bize çok yakışmıştı. Elbiselerimizi aldık ve yemek yemek için oradan ayrıldık.
Telefonum titredi ve mesaj geldi. Yine aynı numara. 'Elbiselerin içinde çok güzeldin. Keşke annen ve baban da görebilseydi. Hanımlar çok güzel. Beyler de çok yakışıklı. Yakında çok eğleniceğiz' yazıyordu.
Mesaja takmadan devam ettim. Mekana geldik ve yemeklerimizi sipariş verdik...
İki Hafta Sonra
Düğün günü geldi çattı. Hem heyecanlı aynı zamanda mutlu hem de korkuyorum. İki haftadır mesaj gelmiyor.
Bu sessizlik hiç iyi değil. Beni korkutuyor. Teyzem ve Claus abi: evet artık Claus abi diyorum, iki haftalık süreçte ev baktılar. Gelinlik,damatlık ev için eşyalar falan baya bir yoğundular.
Bu akşam saat 20.00'de düğün var. Teyzem çok heyecanlı. Aynı şekilde Claus abi de heyecanlı. Saat şu anda 18.00! Son hazırlıkları hallediyoruz. Bir saate davetliler gelir. Bu arada teyzem polis olduğu için merkezin yarısı düğüne davetli.
"Beyler bayanlar hazırlıklar tamam hadi artık biz de hazırlanalım." Dedim hepsine birden bakarak. Odaya gittik.
Teyzem. Ben teyzemi ilk defa bu kadar güzel görüyorum. Ben bunu söylersem teyzem beni vurur.
Hiç acımaz vurur. Öldürür beni.
"Teyze sen çok güzel olmuşsun." Dedim. "Teşekkür ederim güzelim de siz de hazırlanın sizi de övelim." Dedi teyzem. Kahkaha attım."Evet kızlar emir büyük yerden bu gün güzel olmamız gereken bir düğün var odalara geçelim ve giyinelim." Dedim ve odalara geçtik.
On dakika sonra giyinmiştik ve saçlarımız,makyajlarımız yapıldı.
"Evet güzel gelin bak bakalım nasıl olmuşuz." Dedim. Bizi görür görmez alkışlamaya başladı.
"En güzeli sizsiniz güzellik prensesi seçilirsiniz." Dedi teyzem gülerek. Kapı çaldı. Erkekler gelmişti. "Sevgilim." Dedi Claus abi.
"Biz çıkalım siz de konuşun." Dedim ve kızları itekleyerek çıkardım. Son hazırlıkları kontrol ederken "Güzel bayan." Dedi sesini tanıdığım bir kişi.
Derek'ti bu. "Oo beyfendi ne kadar yakışıklı olmuşsunuz." Dedim. "Sizin güzelliğiniz karşısında benim ki halt etmiş." Dedi gülerek. "Teşekkür ederim." Dedim sıcacık bir gülümseme ile.
Yarım saat sonra davetliler gelmeye başlamıştı. "Nikâh memuru biraz sonra gelir sen çiftimizi çağır." Dedi Kate. Kafamı salladım ve onları çağırmak için odaya doğru yürüdüm.
Önüme bir çocuk geçti ve elime bir kağıt tutuşturdu. Kâğıdı açıp baktım. 'Ee çiftimiz nerede? Acaba yer yarıldı da yerin içine mi girdiler. Ha! Ne dersin?' yazıyordu.
Hayır. Hayır. Olamaz. Anne ve babamdan sonra teyzemi de kaybedemem. Koşarak odaya gittim. Odayı açtım baktım yok.
"Teyze!" Diye bağırdım. Yok.
"Claus abi!" Diye bağırdım. Yok. Gözyaşlarım yavaş yavaş akmaya başladı.Neredeler?
< DÜZENLENDİ >
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızlar Çetesi
Teen FictionWattys2019 [Tamamlandı] Mesajda 'Annen ile babanın katilini bilmek ister misin? Peki neden öldürüldüler biliyor musun? Aslında seni çok iyi tanıyan birileri biliyor ama sana söylemiyorlar çünkü söylerlerse seni kaybedicekler. Ben söylemiyceğim. Oyun...