gün 3
"Tam olarak Steve Rogers ile bir yıl boyunca hiçbir iletişime girmediğinizi iddia ediyorsunuz değil mi?" Tony ellerini cebine sokmuş artık bitmesi gereken bir havayla konuştu, "Söylediğim gibi, ettiğimiz kavgada her şeyin bittiğini belirtip beni terk ettikten sonra bir daha görmedim." Andrea polis olmaması gerektiğini sorgular gibi bir şekilde başını yere eğdi. Bu kaybolma meselesini gizli tutuyorlardı ama eninde sonunda yayılacağı belliydi. Andrea nedense bu işin sonunda ceset bulacağını hissediyordu ama o cesetin sorumlusunun kim olacağı hakkında hiçbir bilgisi de yoktu.
Bu yüzden tek isteği Steve Rogers'ı sağ bulmaktı.
"Bay Stark, eminsiniz değil mi?" Tony sinirle soludu, sakin kalmalıydı. Sakin kalacaktı. "Evet gayet eminim." dediğinde Andrea ne yapacağını bilemezcesine karşısında hayran olduğu adama baktı. Evet kesinlikle polis olmaktan nefret ediyordu.
"Bakın, Bay Rogers'ın kaybolmasının kendi isteği etrafında olduğunu düşünüyoruz. Çünkü telefonunu dahi yanına almamış. Biz de böylece inceleme fırsatı bulduk." Tony buna çok fazla şaşırmamıştı. Steve buydu işte. Hep ilgi çekmeyi isterdi, bir şekilde de yapardı. Andrea ardından ekledi, "24 Aralık tarihinin sizin için bir önemi var mı?" Tony düşündü, hiçbir çağrışımını bulamayınca olumsuz anlamda kafasını salladı. Artık konuşmak bile istemiyordu.
"Farkında mısınız bilemem ama, Bay Rogers sizi 24 Aralık tarihinde saat yaklaşık gece dört sularında aramış. Evet, gece dört. Ama siz cevaplamamışsınız. Meşgul de vermemişsiniz." Tony az önce ne duyduğunu anlamak istercesine bakakaldı. Sadece bakakaldı, ağır bir şoka girmişti. Bu imkansızdı. Steve onu aramış olamazdı. Tony de cevaplamamış olamazdı.
Bu tamamen imkansızdı.
"Bay Stark?" Tony ani bir hareketle polis kadına baktığında Andrea bir kere başlamıştı mecburen kendini devam etmesi konusunda ikna etti. "Onun sizi aradığının farkında mıydınız?" Tony konuşmak istiyordu ama yapamıyordu. Steve'i her gün düşünüp duruyordu, birkaç ay önce Steve onu aramıştı ve üstelik Tony görmemişti. Yine de Tony aynı soğuklukla konuştu, "Hayır. Olsaydı bir saniye düşünmeden açardım." Andrea anladığını belirtircesine kafasını salladığında karşısındaki adamın şaşkınlığını okuyabiliyordu.
Üzülmeden edememişti."Peki görmediniz diyelim, sizi aradığını gördüğünüzde geri dönmemeniz tuhaf değil mi?" Tony karşılığında hafifçe sinirlenerek, "Çünkü beni aradığını görmedim, bakın, ben de çok mutlu bir dönem geçirmiyorum. Nasıl görmedim bilmiyorum ama ben öyle bir aramayı görseydim dediğim gibi geri döndüğümde açmasa dahi soluğumu onun yanında alırdım." Andrea elleriyle oynamaya başlamıştı bile. Tuhaftı, sorgulanması gereken bir şeydi. Konuyu değiştirmesi gerektiğinin farkında bir şekilde konuştu,
"Son olarak, sizce neden bunu yapmış olabilir? Belki de bir şeyden dolayı korkmuştur-" dediğinde Tony bu saçmalıklara katlanamıyordu, "Steve bu dünyadaki en cesur insanlardan biridir, neden böyle bir şey yaptı bilmiyorum ama bildiğim tek şey hiçbir iz bırakmadığı. Ancak kendi isterse gelebilir." dediğinde Andrea lafının kesilmesine bozulsa da buna karşılık bir yanıt vermedi. Ondan alacakları her bilgi fazlasıyla değerliydi çünkü. Andrea, "Şimdilik bu kadar yeterli. Yardımınız için teşekkürler." dedi ama Tony bunu demesinin birkaç saniye ardından kendini dışarı atmıştı bile. Andrea neyin içine düştüğünü cidden merak ediyordu.
-
"Beni aramış Natasha. Beni." Natasha şaşkınlıkla yere bakakaldığında Tony sinirden gülmeye başlamıştı bile. "Ben de duymamışım bile." Natasha buna karşılık hala yere bakıyordu, Tony neden bu kadar yıkıldığını anlamasa da belli etmedi. "Steve beni boş yere aramazdı. Gecenin dördünde asla ama asla aramazdı, o saatte biz nişanlıyken seyahate gittiğimde bile aramazdı. Kesinlikle bir şey oldu." Clint saçlarını kaşıyordu, "O günü hatırlıyorum, bir şey olduğunu pek söylenemez." dedi fakat bunun üzerine Natasha beklenmedik şekilde konuştu. "Belki de Tony haklıdır. Steve sadece mutsuz olmayı bilen ve herkesi de kendisine benzetmeye çalışan ilgi manyağı biridir." Clint aniden kaşlarını çatarak Natasha'ya baktıysa da Tony durumu gayet iyi anlamıştı ama belli etmedi.
"O her zaman öyleydi, Nat. Neden o gece? Sizce de bir saçmalık var değil mi?" Natasha ağrıyan başını tuttuğunda bu sefer yere bakma sırası Clint'te idi. Yaklaşık yarım saattir susup oturmuş olan Scott sonunda kendi kurallarını bozup konuştu, "Buradaki herkes o gece deliler gibi içip eğlendi. Ama nedense hiçbirinizin ağzını bıçak açmıyor." Tony aniden Natasha'ya döndü fakat kadın hala başını ovuyordu. Scott ekledi, "O gece herkesin kafası berbattı, herkes birbiriyle kavga etti ama bilinci en açık olan Steve olduğu için duyduğu şeyleri hazmedemedi ve bulunduğumuz ortamdan çıktı gitti. Ertesi gün öğlen eve geri göndü. Kimse ne olduğunu sormadı, Steve' de anlatmadı." Tony anlamamazlıkla bakıyordu. Steve alkolden etkilenmezdi, bu yüzden merak ettiği tek şey onu gecenin bir vakti aratacak neler duyduğuydu.
![](https://img.wattpad.com/cover/175371599-288-k667272.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘣𝘦𝘳𝘦𝘢𝘷𝘦𝘮𝘦𝘯𝘵 ∝ 𝘴𝘵𝘰𝘯𝘺
Fanfictiontony stark, depresyondaki eski nişanlısının kaybolduğu haberini sarsılarak alır. stony au• dram ve şiddetsel öğeler barındırır. tamamlanmıştır.