0.6

1.1K 79 47
                                    

2015, Kasım

Steve içtiği ilacın ardından derin bir nefes aldı. İyi gelmesini umduğu bu ilaçlar da onu hayal kırıklığına uğratıyordu, bu yüzden Steve arada hissetiği tüm utancı ve korkuyu yeniden yaşıyordu.

Bir daha kendimi öldürmeye cesaret edebilir miyim?

Bu düşünce, Steve'in intiharından sonra en içine işlemişti ve hiçbir şekilde de çıkmıyordu. Aslına kalırsa, bazen durup durup şu anda belki de öleli iki ay geçmiş olacağı fikirini de aklından çıkaramıyordu. Steve salonun koltuğuna geçtiğinde sıkılarak bir daha iç çekti. Tony muhtemelen yine şirketteydi, sabah uyandığında bunun haberini almıştı ama saat neredeyse akşamüzeri olmaktaydı ve Steve sadece rahatsız etmek istemiyordu. Bu yüzden de aramaması gerektiğini kendine birkaç defa tekrarladı. Zaten Tony içten içe paranoya olmuş durumda Steve'in her davranışını gözlemliyordu, bununla beraber Steve onu herhangi bir sebepten dahi arayacak olsa Tony'nin telefonu açtığında sesinden gelen bir şey mi oldu tarzındaki gerginliği Steve'i bir daha o aramadan aramama düşüncesine itmişti.

Ama yine de çok sıkılıyordu. Tony'ye verdiği sözleri de tutmak zorundaydı, bu yüzden çok sevdiği arkadaşı Bucky ile de görüşemiyordu. Steve'in görüşebileceği arkadaşları; Sam, Natasha ve Scott kalıyordu. Sam bir haftalık görevdeydi, Natasha ise Clint ile beraber olduğu için çok fazla görüşemiyordu, Scott da muhtemelen macera peşindeydi, bu yüzden de Steve hiçbiri ile tam olarak görüşebileceğinden emin değildi.

Tony'ye bu konuda sandığından daha kızgındı. Bucky ile aralarında bir şey olmamasına karşın neden aniden böyle bir kin olduğunu da anlayamıyordu. İki yıldır hiçbir şey demeyen adam son bir yılda tüm kıskançlığını harcamış gibiydi ve tüm olay Steve'e patlamıştı. Tony resmen onu yıllardır aldattığını ima edercesine nefretle konuşmuştu ve Steve bir noktada bunun hayat enerjisini emdiğini düşündü.

Sevdiği birini hayal kırıklığına uğratamazdı. Bu resmen başarısızlıktı ve Steve buna katlanamazdı. Tony'ye zarar vermek istemedikçe kendisi bir yerden hasar alıp duruyordu fakat Steve artık dayanma lüksünün kalmayacağını düşündü.

Steve belki de kafasını dağıtmak için biraz televizyon izlemenin iyi olabileceğini düşündüğü için açmaya yönelik hareket yapacaktı ki Tony'nin geldiğini duydu. Tony'yi görünce istemsizce içi rahatlamıştı, bugün çok sıkıcıydı ve Steve muhabbet edeceği, zaman geçireceği birisini istiyordu. Tony de bu iş için en iyi adaydı.

"Hey, sarışın." Steve içtenlikle gülümsediğinde Tony yorgunlukla kendini Steve'in yanına atmıştı. Steve Tony'yi sarmaladığında Tony mırıldandı, "Bugün çok sevgi dolu görünüyorsun." dedi. Steve buna karşılık hemen yanıt verdi, "İlaçlarımı yeni içtim." Tony gülümsediğinde Steve de gülümsedi.

"Günün nasıldı?" Tony bu soruya karşı derin bir nefes aldığında Steve çok yorucu bir gün olduğunu anlayabiliyordu. "Sandığımdan çok daha fazla yoruldum. Ve hiçbiri de anlatmaya değer şeyler değil, ayrıca lütfen tüm gün evde oturduğunu söyleme." dedi fakat Steve buna karşılık üzgünüm ifadesini takındığında Tony de aynı ifadeyi takındı.

"O zaman birilerini çağıralım, sıkılmışsındır. Ne bileyim, Natasha, Clint, Bruce, belki Scott. Belki. Neden olduğunu biliyorsun." Steve bunun üzerine yavaşça kafasını salladığında sadece tahminleri vardı. Mantıken Tony'nin Scott'u pek sevmemesinin onca sebebi olabilirdi. Steve ne zaman Scott ile takılsa ilginç şeyler oluyordu, Scott'un bela çekebilmek gibi bir özelliği olduğundan dolayı Steve'in de çoğu zaman başı belaya girmişti. Sayılamayacak defa bilmedikleri saçma sapan bir yerde oldukları için Scott'a güvenip kaybolmuşlardı ardından bazen ilginç bir yer keşfedebiliyorlardı ama işin sonu yine Tony'nin onları geri almasıyla son buluyordu. Ayrıca biraz kötü alışkanlığı da vardı ama Steve, Tony gibi birinin bunu sorun etmesini çok tuhaf ve ironik bulurdu.

𝘣𝘦𝘳𝘦𝘢𝘷𝘦𝘮𝘦𝘯𝘵 ∝ 𝘴𝘵𝘰𝘯𝘺Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin