Bölüm parçası: Joel Faviere-If You Knew
Gözleri parlayarak bana bakan kıza elimi uzattım.
“M-merhaba.
Refleks olarak uzattığım eli sıktı ve birkaç saniye sonra geri çekti.Ben hala durumun etkisinden kurtulamamış,eli havada bir şekilde onlara bakmaya devam ettim.Neden bir açıklama yapmamıştı ki bay her işi gizli ?
Başkaları da var demek çok mu zordu?Ah,tabi.O ,değerli nefesini boşa harcayamaz ki.
Şaşkınlığımı üstümden atmak için kendimi zorladım.Ama kimi kandırıyorum onlar bedensiz avcısıydı ve ben sıfır kabiliyetli biri olarak onların arasına çoktan kabul edilmiştim.Bu kadar kolay olmasını beklemezdim ama işte buradaydım.
Jaden’ın arkamda ses çıkarmadan beklediğini farkettiğim de yüzümü ona çevirdim.Biraz yardımcı olmasını isterdim ama bana baktığı bile yoktu.Sanki beni buraya getiren o değilmiş gibi.Umursamazca kafasını aşağıya eğmiş ayaklarına bakıyordu.Elleri cebindeyken onun çekiciliğini herkes farketmiş olmalıydı ama beni sinir etmekten başka bir şey değildi bu tavırları.
Onda ki umut ışığımı ellerimle söndürdüm ve diğerleriyle kuracağım iletişimi kendim inşa etmeye koyuldum.
“Sizler avcı olmalısınız?Kasabayı koruyan süper güçleri filan olan kahramanlar gibi.”verdiğim örneğin saçmalığını tartışmak istemiyorum..İğrençti!
“Kasabayı koruduğumuz doğru ama süper güçlerimiz olduğunu pek söyleyemem.”dedi ateş saçlı kıvırcık kız.
Gülümsemesi çok güzeldi ve insanı derinden etkiliyordu.Saçları alev kızılı gibi ışıltı saçıyordu.Acaba Jadenla yakınlık dereceleri neydi?Nerede ve nasıl tanışmışlardı?Sevgili olma ihtimalleri var mıydı?Hiç öpüşmüşmüydüler?
Ah,ne zırvalıyorum yine?Şu durumda düşündüğüm şey gerçekten bu muydu yani!Aptallıkta zirve yapmış düşüncelerime koca bir domates fırlatıyorum.Sonsuza kadar susun!
“Ben Lauren.Grubun elçisiyim.”
Elçi?Daha anlayacağım dilde lütfen.
Şaşkın bakışlarımdan anlamış olacak ki cevap verme gereği duyarak konuştu.
“Sadece bizim olduğumuzu düşünmüyorsundur umarım?Başka şehirlere de bağlı gruplar var ve onlarla iletişimi ben sağlıyorum.”
Vay canına.Bu gerçekten beklemediğim gerçeklerdi.Hey gezegenimde neler oluyor biri bana açıklamalı.
“Lauren..”
Orada olduğunu bir an için unuttuğum Jaden’ın sesi konuşmamızı kesmişti.
“Tamam,tamam.Uzatmayacaktım.”diye karşılık verdi elçi.
Grubun diğer fertleriyle bizi tanıştırmak için hareket eden Lauren’ı dikkatle izliyordum ki gözüm arkadaki topluluğa ilişti
“Merhaba Tilda, ben Brandon.Gruba katılmana sevindim.”
Kumral saçları dağılmış uzun boylu çocuğa ağzım kuruyarak baktım.Kaslı ve ela gözlü olmakla birlikte kıskanılacak türde bir cildi vardı.Uzun kirpikleriyle bana bakarken ona sırıtmaktan kendimi alamadım.Bu sadece dostça bir gülümsemeydi.Bir dakika! Tilda mı ? Annem yada beni yakından tanıyanlar bana bu şekilde seslenirdi.Adımı kısaltacak kadar beni tanımamıştı bile.Garip bir duyguyla bakışlarımı yan tarafa çevirdim.
Yanında ki sarışın kızın gözlerinde içtenlik yakalamış gibiydim.Bana “iyi ki geldin bakışları” atmasına rağmen yanlış bir şekilde yorumlamış olabileceğimi de düşündüm.Ama samimi yüz ifadesi çok rahtlatıcı bir etki yaratıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Yabancı
RomanceBabası kaybolmuş umutsuz bir kız..Kız arkadaşını boğmuş sessiz bir genç..Aynı evde yaşayan iki yabancı..İnsanların vücutlarını sömüren bedensizler..Herşey tesadüften ibaret mi? Hiç sanmıyorum..