(Medya Kamer)
Sabahın ilk ışıkları ile gözlerimi aralamıştım bu kadar mıydı? Gerçekten hayat bu kadar acımasızcamı oluyor bütün yaşantılar.
Neyse bunları düşünmeyi bırakıp yerimden kalktım. Kalkar kalmaz pencerenin yanına varıp pencereyi açtım. O güzel mis gibi hava içime dolarken eskileri düşünmemek için öldürdüm ama olmuyordu.
Bu yüzden pencereden ayrılarak lavoboya gittim. Birsüre işlerimi halledip çıktım.
Dolabın karşınına geçip dolabı açtım. Hiç okula gidesim yok hele Pati yi burada tek başına hiç bırakasım yok ama buna mecburum.
Dolaptan çıkardığım siyah kot şortu üzerime geçirdim. Tekrar elimi dolabın içerisine daldırıp gelen şeyi elime aldım siyah dar beli açık bir tişört giydim.
Okadar özenmiyordum ama benim eski Kamer olmadığımı bende çok iyi biliyordum. Babam sağken onunla beraber box a giderdik. Babam eğer kendisine birşey olursa kendi kendimi koruyabilmem için istemişti bunu ben ne kadar istemesemde box a katılmıştım. Bundan yanı sıra ise silah dersi almıştım. Benim çok sevdiğim bir silha ım vardı aslında yanımdan hiç ayırmazdım ama okulada götüremezdim tabi.
Hele o annemin yavrum diyip saçlarımı öpüşü gözlerimin içine bakıp kızım demesi. Çok özledim anne sizi neden benide almadınız yanınıza neden ha neden?
Ne zaman aktığını bilmediğim gözyaşımı elimin arkasıyla silip makyaj masasının önüne oturdum.
Dün leyin yatmadan önce ördüğüm beliği hafifçe çözüp salık bıraktım.
Saçlarım belime kadar gelirken adeta ben burdayım diyordu ama onu takan kim hiçbirşey umrumda değildi.
Makyaj yapmadan oturduğum yerden kalkıp dün akşam hazırlamış olduğum siyah çantamı alıp tek omzuma taktım.
Yavaş adımlarla kapının yanına ilerleyip dışarı çıktım. Kapıyı neden olduğunu bilmediğim bir şekilde hızla kapattığım için Pati ürkmüş ve yanıma koşarak gelmişti.
Bende omzuma taktığım çantamı bir köşeye koyup yere çömeldim. Of tabi Pati fırsat bu fırsat diyip kucağıma atlamıştı. O benim üstümde depelenirken bende kahkaha atıp ona sarılmaya calışıyordum. Ne zaman büyüdün sen yahu daha dün minnacıktın. Minicik patilerin minicik gözlerin vardı.
Ben bunları içimden geçirirken bir yanda saat aklıma geldiği için hemen Pati yi üstümden yavaşça indirip şortumun arkasında duran telefonunu alıp saate baktım. Zilin çalmasına 30 dk vardı ve ben daha kahvaltı yapacaktım. Hemen lavoboya gidip elimi yıkadım ve koşarak aşağıya indim.
Tezgahın yanına varıp bir kase çıkarttım. Kaseyi tezgaha koyup dolaba yöneldim 2 adet yumurta alıp dolabın kapağını kapattım. Kasenin yanına varıp yumurtaları kırdım. Biraz tuz ekleyip çatalla karıştırdım.
Bir tafaya yağ koyup ocağa koydum. Yağ biraz kızdıktan sonra elimdeki yumurtayı tafaya koyup pişirdim.
Pişirdiğim yumurtayı alıp masaya koydum o sıradada tezgahın altındaki dolapta olan köpek mamasını alıp Patinin kasesinin içine döktüm.
Bende gidip masaya oturdum. Pati mamamyı yerken bende bir yanda yumurtayı yemeye çalışıyordum.
Yemeğimi yedikten sonra masadan kalkıp etrafı toplayıp tezgaha döndüm. Yukarıda unuttuğum çantamı alıp aşağıya indim. Patinin kafasını öpüp kapının yanına vardım. Oturarak ayağıma çok yüksek topuk olmayan siyah sporumu giyip dışarıya çıktım ve yavaşça kapıyı kapattım.
Bugün canım istediği için ve okulun ilk günü olduğu için yürüyerek gitmek istedim.
Yavaş yavaş ilerlerken bir yandanda çantam dan kulaklığımı çıkartmaya çalışıyordum en sonunda çıkartıp elime aldım arka cebimden çıkarttığım telefonuda alıp kulaklığı taktım. Şarkılara girip
İrem Derici: Tek Tabanca
şarkısını açıp kulağıma taktım.Yaklaşık 10 dk yürüdükten sonra bir kolejin önüne geldim. Dıştan bakıldığında hoş ve lüks bir yapısı vardır üstündede Rüzgar Koleji yazıyordu.
Dıştan Koleje biraz bakındıktan sonra sessiz ve sakin bir şekilde dış kapıdan girip okul kapısına doğru yürüdüm.
İçeriye girdiğimde yavaş adımlarla yürürken bir yandanda etrafımı inceliyordum. Etrafta hoş bir açık kahverengi ve krem rengi hakimken etrafın her bir köşesinde ise çiçekler vardı aslında Kolej çok güzeldi ve etraf çok sakindi. Taki etrafımı incelerken biriyle çarpışasıya kadar aslında ilk başta duvara çarptım sandım ama sonradan anladım ki koca yapılı bir bedene çarpmışım.
Ben şaşkınlıklar içindeyken kendimi yerde buldum dizim hafif sıyrılmış ve kanıyordu. Kafamı havaya dikip baktığımda bana çarpan çocuk karşımda mal gibi sırıtıyordu.
Ben çocuğa çatık kaşla bakıp "Ne bakıyon be yardım etsene ln."
'Oldu başka önüne bakaydın kızım sende."
"Ne kadar düşüncelisin sağol ya."
Çocuk hafif bir kahkaha atıp yerinde beklemeye başladı.
Ben bundan bir bok olmayacağını düşünüp kalkmaya çalıştım tam kalkıyordum ki ayağıma gelen ani bir sancı ile dengemi kaybedip düştüm ama tam o sırada adını bilmediğim çocuk beni belimden tutup düşmemi sağladı. Aslında bana ilk başta yardım etseydi birşey demicektim ama kendime gelip çocuğu ittim. " bıraksana ln."
Çocuk bunu beklemiyor olacak ki beni tutan ellerini belimden çekti.
'Sana yardım edende kızım kabahat.'
"Yav hehe yürü hadi yaylan."
'Benim hakkımda düzgün konuş yoksa...'
Sırıtıp yanına yaklaştım ayak uçlarıma dikelip kulaklarına yaklaştım.
"Yoksa ne? dur ben diyim hiç bir halt yapamazsın bunu o kalın kafana sok!"
Deyip elimle alnına bastırıp onu geriye ittim.
Ordan sırıtıp uzaklaşırken bana bağırdığını duydum 'görelim ozaman'
Ben onu takmayıp müdür odasına gittim kapıyı çalıp içeriye girdim ve sınıfımı öğrenip odadan çıktım.
Sınıfım ise 11/B ydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
/Yeni Bir Başlangıç!!/ Dikkat Ett!!
Teen Fiction14.02.2019 S-sen o-sun!! Doğru bildin ufaklık. Y-yoksa h-hayalet s-sen misin? Ta kendisi. Çok korkuyordum. Herşeyden. Heryerden.