Ekranda bekleme süresi dolmuş olan yeteneğine baktığında Kubilay derin bir nefes aldı. Bu yeteneğin mevcut savaşları içinde ne kadar önemli olduğunu çok iyi biliyordu, dudaklarında sert ancak kurnaz bir gülümseme ortaya çıktı. Bir ay boyunca süren dehşet verici deprem haberlerinden sonra isminden nefret etse de bunu kullanmaya kararlıydı.
"Artçı Deprem yeteneğim aktif hale geldi çocuklar!"
"Ne duruyorsun öyleyse kullansana!"
Hemen parmakları tek bir tuş üstüne yerleştirildi ve yetenek faresinin istediği bölgede kullanıldı. Yeteneğin kullanımıyla önlerindeki savaş bir anda lehine dönmüştü ve bu o kadar bariz bir durumdu ki karşı takım bunu karşılayacak ve nötrleyecek duruma gelmeden önce çoktan toprağa karışmıştı.
"HAH! İşte bu bebeğim! Benim Artçı Depremimin tadına bak!"
"Bah... Bana daha fazla deprem deme neredeyse kusacak gibi hissediyorum. Zaten babama kızgınım sadece bu haberlere inandı diye güzelim evimizi bıraktık ve kendimizi bu çöplüğün içine attık."
"Aynı şekilde benimkisi de bunu yaptı peki ne uğruna? Sözde "Güvenliğiniz için çocuklar," dedi ve ardından da bizim yanımızdan ayrılarak eski işine koştura koştura gitti."
"Aptallık düzeyindeki bu adamlara inanmamızı nasıl beklerler ki!"
Ekip arkadaşlarının konuşmalarına daha fazla müzdarip olmak istemeyen ve konuşulan konu hakkında aşırı derecede sıkılmış olan Artun sadece bir iç çekti ve "Gençler ben çıkıyorum haydi öptüm." Diyerek bilgisayarını kapattı.
Elbette ki bu yaşanan durum onu da etkilemişti, anne ve babası ölüydü ve kendisi tek çocuktu. Anne ve babası bir trafik kazasında öldüğünde kendisi çoktan bir üniversite için tercih yapmış kazanmış ve civar bölgesinde bir yurda yerleşmişti. Bunu duyduğunda şoke olmuş ve gittiğindeyse kendisini bir oda içerisine kapatmıştı.
Hala daha bu alışkanlıkları sürüyordu, sırf haberlerde gördüğü için ailesinin kendisine bıraktığı mal varlığının büyük bir kısmını elinden çıkardı ve yine ailesinden kalan nispeten güvenli bir bölgeye doğru taşındı. Şimdi burada felaket düzeyindeki kötü internetle birlikte eski arkadaşlarıyla oyun oynayarak gününü öldürüyor, boş olmayacak kadar ilerlemiş yaşını boş vakitleriyle öldürüyordu. Kendisinin bu sefil hayatı için aslında tamamen kaybeden denilebilirdi, kendisi asla böyle düşünmese de çok ufak zamanlarda bu aklına gelir ve hemen kendisini avutmasını da bilirdi.
Ne zaman birisi depremle ilgili konu açmış olsa Kubilay'ın canı sıkılırdı, bu ona satmış olduğu mal varlığını hatırlatır ve canının sıkılmasını sağlardı. Ne kadar ölümden diğer herkesten daha fazla korkan bir canlı olsa da tutumlu bir insandı. Birikimlerinin bir anda ortadan kaybolması onun her zaman kalbinde kanayan bir yara olarak kalacaktı.
"O bilim insanlarının hepsine lanet olsun! Şerefsiz evlatları yüzünden kaybetmediğim ne kaldı ki?"
Daha da fazla küfür etmek isterdi ancak çalar saatin çalmasıyla birlikte spor yapma zamanının geldiğini bildiğinden kendisini durdurdu ve alarmını kapattı. Boşa geçirmiş olduğu hayatının belki de tek anlamlı zamanı bu yapmış olduğu antrenmanlarıydı. Geçmişte bir yıl kadar kick boks eğitimi almıştı ve bunu sürekli uygulamaya da devam etmişti. Ancak asla kendisini de ölümüne zorlama gereksinimi duymadı çünkü bunu yaparsa kaslarında oluşan can sıkıcı ağrıdan da nefret ediyordu.
Antrenmanı tam olarak bir saatti, bunun büyük bir çoğunluğu koşuya dayalıydı ve en azından ince vücudunu buna borçluydu. Eski püskü kulübe benzeri evinin çevresindeki arazi bu koşuya çok müsait olduğundan bu bölgedeki yaşamının tek artısının da bu olduğu söylenebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nemesis Sistemi - Dünyanın Kaderi
Fantasiaİnsanlık tek bir büyük çaplı depremle yok olma eşiğine geldi, üstelik bu deprem bilim insanlarınca haber edilmiş olmasına rağmen bu duruma gelmişlerdi. Sırf devletlerin yapmış olduğu propagandalar yüzünden kimse bilim insanlarını dinlemedi. En sonun...