True or Dare?

179 5 0
                                    

‘’Benim adım Eleanor ve gidiyoruz, hem de hemen!’’ diyerek beni sandalyemden hiç de nazik olmayan bir şekilde çekerek ayakta durmamı sağlamaya çalıştı. Eminim geceyi mahvettiğim için benden nefret edecek ve bu acıyla öleceğim. Ne acı ama(!)

‘’Tamam gidebiliriz ama unutma beni getiren sendin.’’

Son dengesizliklerimi yaparken Harry koluma girdi. Başımı omzuna yasladım ve ayaklarımı sürüterek oradan çıktık. Elly benimle birlikte arka tarafa bindi, başımı bu kez de ona yaslandım. Az da olsa alkol alınca derbeder olduğum ve bulduğum kişiyi yastık yerine kullandığım doğrudur. Bugünki rezaletten dolayı biraz pişmanlık duydum aslında ve en masum halimle Eleanor’a bakıp konuştum.

‘’Bana kızdın mı Eleanor?’’

‘’Hayır çünkü sen kendi cezanı kendin verdin. Yarın sana bunları anlattığımda önce kızarıp sonra da bunu inkar edip özür dileyeceksin.’’

‘’O zaman birkaç buluşmaya hayır demem, hem tatlıydı. Ayrıca artık buluşma ayarlaman için ben seni tehdit edebilirim!’’ kırdığım kaçıncı pottu bilmiyorum.

Eleanor beni çimdikledi.

‘’Ama daha uygun bir yerde çimdikle, arabanın arkası olmaz.’’

Louis ve Harry gülmeye başladılar. Birkaç dakika sonra eve vardık. Kalan aklımla ve sendeleyerek arabadan indim. Yere ayağım takıldı ve tam düşecekken Harry kolumdan tuttu ve kendimi eve zor attım  sonra Eleanor barbarca kolumdan çekip beni odamdaki küvete adeta fırlattı ve banyodan kendini kurtuluşa ermiş gibi attı.

‘’Seni cani!’’

El ve diğerleri aşağı inince soğuk suyla duş almaya başladım ne kadar üşüsem de yavaş yavaş kendime gelmeye başladım. Hatta duşta uyursam benim ayağım kayıp düştüğümü yada  bir yerlerimi kırdığımı düşüneceğini bildiğimden uykum gelse de duştan erken çıktım. Elime ilk geçen giysileri alıp giyinirken birkaç saat önce olan şeylerden belli belirsiz görüntüler gözümün önüne gelmeye başladı, birkaç saçma an dışında çok fazla bir şey yapmamıştım herhalde. Saçımı kurutmaya gerek duymadan direkt aşağı indim. Su içmek ve kendime kahve yapmak  için mutfağa ilerlediğimde El de oradaydı ve önce bir yerlerimi sakatlamadığımı konrol etmiş olacak ki beni baştan aşağı süzüp aldığı nefesi rahatça geri bıraktı.

‘’Hala sağlamsın bu iyiye işaret.’’

‘’Bence abartıyorsun , hem artık içkili değilim ve kendime geldim büyütme şunu.’’

‘’Ya demek öyle iki buçuk saat önce  yediğin haltların farkında bile değilsin değil mi!’’

Bu kızın sorunu ne anlamıyorum bence içkili olan o ben gayet normalim.

‘’Ne saçmaladığın konusunda hiçbir fikrim yok ve olmasını da istemiyorum. ‘’ derken beynime o anlardan bazılarının devamı dolmaya başladı; karşımda Harry ve tepeme hunharca diktiğim şaraplar. Kıyafetime tezat bir şekilde hiç de zarif davranmayışım, ikinci şarap şişesi… Düşüncelerimi bölen ses nedene tanıdık geliyordu.

 ‘’Eve Louis’yi attığını söyleme bana!‘’ derken El’e kınar gibi bir bakış attım.

‘’Hey ben buradayım ve bizi eve sen çağırdın!‘’ diyen Louis’nin salondan söylediklerini duyunca olanların hiçbirini hatırlamak istemediğime kanaat getirdim. Çünkü yarım yamalak hatırladığıma göre hiç hoş şeyler değildi.

‘’Biz derken sen ve?’’ diye bağırdım ve cevabı beklerken kahve yapmaya başlamanın iyi bir fikir olduğunu düşündüm.

‘’Sen balık hafızalı falan mısın, ben ve Harry!’’

Love at First SmileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin