Gözümü her açtığımda karşımda farklı birini buluyordum. Beynimin duvarlarına çarparak yankı oluşturan müthiş bir uğuldama sesi vardı ve bu çirkin ses kulaklarımı tırmalıyordu. Sağ kolumun omuz bölgesindeki keskin ağrı beni yerimden hoplatıyor, üşüdüğüm için deli gibi titriyordum ama büyük bir uğraşla açtığım gözlerimi bir müddet açık tutup da yardım istemeyi bir türlü başaramıyordum. Uzunca bir sürenin ardından vücut ısım yükselince yorgun düşen bedenimde kalan son bir güç kırıntısıyla göz kapaklarımı tekrar aralayabildim. Gözlerimin değdiği ve karşılaştığım ilk şey beyazdı. Sadece beyaz.
"Göremiyorum!"
Belli belirsiz bir ses tonuyla panik içinde konuştuğum sırada gözlerimin önüne Altay'ın dalgalı saçları ve korkuyla bakan kahverengi gözleri uzandı. Göremiyor olsaydım beyaz tavan yerine karanlıkla karşılaşmam daha mantıklı olurdu tabii. Etrafı süzen bakışlarımın sonrasında hastanede olduğumu anladım.
"Oh! Görüyormuşum!"
Korkuyla bakan gözleri yerini ciddi bir yüz ifadesine bıraktı. Yönelttiği soru sayesinde kanımı donduran anlar birer birer gözlerimin önüne serildi.
"Devrim Yalman'la dün gece ne yaptığından bana bahsedebilir misin Nilvera? Daha sonra da neden omzundan vurulduğunu anlatırsın."
Altay'ın hatırlatmasını duyan beynim bana tanımış olduğu molanın yeterli geldiğine karar vermiş olmalı ki zonklamaya benzer büyük bir yanma hissini sağ omzumun üzerinde toplayınca acı içindeki bir ifadeyle dişlerimi sıktım. Ben nereden anlatmaya başlayacağımı bilemezken o sırada odada olduğunu yeni farkettiğim kadın doktor Altay'ı uyarırcasına "Hastayı fazla yormayalım lütfen beyefendi." dedi kırmızı çerçeveli gözlüklerinin üstünden attığı bakışlarla. Altay geçiştirircesine başını salladı ve bana bakarak sıkıntıyla nefesini dışarı üfledi. Karşımdaki tekli koltuğa kurulup dakikalar boyunca öylece beni izledi. O süre zarfında doktor bana geçirdiğim ameliyattan, riskli bir bölgeden yaralanmama karşın ne kadar şanslı olduğumdan ve narkozun etkisiyle birkaç kez uyanıp Altay'ı sorduktan sonra geri uyuduğumdan bahsetti. Her uyanışımda farklı birini gördüğümü hatırlasam da doktorlarla iletişimde bulunduğumu hatırlamıyordum. Doktor çıktığında Altay boğazını temizleyerek lafa girdi. Ama cümlelerini bir türlü toparlayamıyordu. Kafasındaki hangi soruya öncelik vereceğini, ilk önce neyi aydınlığa kavuşturmak istediğini bilmiyordu. "Sen birini mi se-" Devamını getiremeden sustu ve sonra ağzını tekrar açtığında onu zorlayan şeyi tek seferde sordu. "Devrim Yalman'la mı birliktesin?"
"Ne?" Acıyan omzuma rağmen hızla yattığım yerden doğruldum. "Hayır!"
Kahverengi gözleri sanki inanmıyormuş gibi soluk, güvensiz bakıyorken "Neden?" diye sordu. "Neden eve gittiğini söyledin ama onunla birlikteydin?"
"Altay." dedim ama ne diyeceğimi bilemediğim için devamında bir şey söylemeden sustum. Dün yasadışı şeylere tanık olmuştum ve peşimi öylece bırakacaklarını sanmıyordum. Öğrendiklerim Altay'ın başını yakabilirdi. Evet, her şeyi anlatabilirdim ama olay sadece Devrim Yalman ile sınırlı değildi. Bildiklerim onu hapse sokmak içi yeterli olsa bile arkasında sayısız adamı vardı. Sıkıntılı bir nefes verip sorusuna başka bir soruyla yanıt verdim."Sen Devrim Yalman'ı tanıyor musun?"
Donukça yüzüme baktı. Sonra başını olumsuz yönde salladı. "Hayır. Bana anlatılanlara göre dün bir oteldeymişsiniz. Silahlı saldırı olmuş. Sonra polis ihbar üzerine mekanı basınca ikinizi de yaralı hâlde odada bulmuşlar. Dün geceki barın sahibi ve nedense adını pek duyurmak istemeyen önemli bir iş adamıymış kendisi. Yasadışı şeyler yaptığından gram şüphem yok. Polis de öyle düşünüyor fakat ortada o yönde bir kanıt da yok. Kanıt olmayınca bütün şüpheler kendini feshedip toz olur uçar değil mi? Tabii sen gerçekleri anlatırsan durum değişir. Ama cevap veremiyorsun. Yani her şey gösteriyor ki bana 'Sevgilin olmak istiyorum' diyen doyumsuz Nilvera bundan birkaç saat sonra başka zengin bir adamla otel odasına gitti." Dirseklerini dizlerinin üstüne yerleştirerek oturduğu yerde öne eğildi. Ellerini saçlarında gezdirirken sakinleşmek için birkaç saniye bekledikten sonra konuşmaya devam etti. "Silahlı saldırının da diğer rakip iş adamlarının başının altından çıktığı düşünülüyor. Kamera kayıtları silinmiş. Anlayacağın her şey senin vereceğin ifadeye bağlı. Ya o adamı içeri tıkarsın, ya da korursun. Bana istediğin masalı anlatabilirsin. Ne söylersen söyle o herifin masum olmadığı konusuna her şeyin üzerine yemin edebilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEVR-İ AZAZEL
Fantasy"Emrime uymayarak, Adem'in önünde eğilmekten seni alıkoyan nedir?" "Ben ateşten yaratılmış, diğer yarattıklarının içinde en üstünü olan Azazel!," dedi kibirle gülerek. "Bir balçığın önünde mi eğileceğim?!" "İnsan yaratılmışların en üstünüdür." diye...