Geldiğim katta bacaklarım heyecandan titrerken bir kaç kişinin bana baktığını fark ettim. Bakışlar altında gözlerimi kapılarda gezdirdim. Bir tanesinin üzerinde istediğim ismi görmemle adımlarımı o tarafa yönlendirip kapıdaki sekreterde durdum.-"İyi günler. Mirza içeride mi ?" diye sordum direk beklemeden.
Gerçekten baştan çıkaran sekreter tipinde bir kızdı. Kocaman göğüslerini göstermek için gömleğinin ilk baştaki düğmeleri açık duruyordu.
-"Mirza bey...sizinle görüşeceğini not almamışım üzgünüm. " Bir de beni düzeltiyor ! Ben bey demeyi bilmiyorum sanki.
Gözlerimi devirip yanında durduğum büyük kapıyı tıklattım.
-"Ne yapıyorsun sen ?! Güvenlik çağırmadan dışarıya çık." Kalkıp kolumu tuttuğu an açtığım kapıyı yarım bırakarak bir hışımla kolumu çektim.
-"Ne yapıyorsun ?!"
Kolunu tuttuğum kapının geri açılmasıyla elimi çekip Mirza'ya baktım. Çatık kaşlarıyla olayı kavramaya çalışıyordu.
-"Ne oluyor burada ? Ne bu gürültü ?" diye kızarken bana değil sekreter kıza bakmıştı.
-"Mirza bey bu kız yanınıza gelmek istedi bende randevusu olmadığı için içeriye almıyordum. Zorla girdi çok özür dilerim bir daha olmayacak efendim." diyip tekrar koluma yapışınca elini ittim.
-"Ya çekiştirmesene."
-"Tamam Yeliz geç yerine. Sende gir gireceksen ." Önündeki küçük mesafeden içeriye girerken ona sürtünüp girmek zorunda kaldım. Arkamdan kapıyı sertçe kapayıp sinirli sinirli üzerime yürüdü.
-"Yapması gerekeni yapan insanlara karşı gelmemeyi öğrenmelisin. Neden geldin buraya ?" Üzeri siyah cam olan masaya geçip oturdu ve bedenine yapışmış beyaz gömleğinin yakasını düzeltti.
-"Haber vermeden gelmemeliydim haklısın. Bir nedeni yok işin varsa gidebilirim." dedim yerimde rahatsızca kıpırdanırken.
-"Yok otur." Eliyle masanın önündeki deri tekli koltukları gösterince usulca oturdum.
Onu görmeye böyle hevesle geliyorum bir anda kırıyor hevesimi.
Masada duran telefonu kulağına dayayınca sessiz kaldım.
-"Kahveni nasıl içersin ?"-"Sade." dedim kısık sesle.
-"İki sade kahve getir Yeliz." diyip telefonu kapattı. Ellerimi bacaklarımın arasına sıkıştırıp odayı inceledim. Oldukça ışık alan güzel bir odaydı. Duvarlarında tablolar ve farklı objeler yer almıştı.
-"İşin olduğunu sanıyordum." Tok sesini işitmemle ona döndüm. Sağ kolumu masanın üzerine koyarken vücudumu ondan tarafa hafifçe döndürdüm.
-"Aslında az önce hoşlanmadığım birisiyle birlikteydim. Annemin bir arkadaşının oğlu , Yiğit. Annem itiraz kabul eden birisi olmadığından mecburen onunlaydım ama buraya gelmeden önce ayrıldık." diyerek yalansız açıklamada bulundum.
Yüz hatları gözle görülür derecede gerilmişti. Şişirdiği göğsünü indirip eline bir kalem aldı.
-"Boşta kalınca bana geldin yani."
Bu defa gerilen ben oldum.
-"Ne ?" dedim istemsizce.Göğsünü gere gere koltuğuna iyice yerleşti.
-"Ee sen neler yapıyorsun ? İş okul ?" Konuyu değiştirmesinden hoşlanmadığım için ona bakmayı sürdürdüm.-"Sen beni yanlış anladın galiba benim sürekli birileriyle takılmak gibi bir derdim yok." Koltuktan kalkıp çantayı sırtıma geçirdim. Ve devam ettim.
-"Sana iyi günler." dediğim gibi odasından çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKU
Romance-"Aramızda olan önemsiz sayıları umursamadan senin olmak istiyorum." 18.02.19 "Anlamayanlara ve anlamak istemeyenlere dip not ; bu bir yaş farkı hikayesidir. Yaş farkı günümüzde olan 6-7 yaş gibi sıradan bir fark değildir. İdrak edecek olgunluğa er...