° 15

142K 4.7K 537
                                    

Gece kulübünde kendi köşeme çekilmiş oturuyor olmamdan rahatsızlık duyan Mirza yarım saat sonra otele geri dönme teklifini sunmuştu. Ama elbette kabul etmedim. Bu gece kardeşinin yanında olmalıydı. Zaten benim haricimde kuzenleri ile hepsi iyi vakit geçirmişti.

Gece yarısından sonra saat 3 gibi otele dönmüştük. Kuzenleri evlerine dönerken biz aynı grup odalarımıza dağıldık. Mirza'nın yüzü bütün akşam olduğu gibi yine asıktı. Benimde öyle.

Mutsuzdum. Düşünceliydim. Ve içimi dökerek ağlama isteğim hala kaybolmadı.

Banyoya girdiğim an bir kaç damla süzülmüştü. Elimin tersiyle silip yüzümdeki makyajı temizledim. Makyaj çantamda bulduğum tokayla saçımı tepeden toplayıp dişlerimi fırçaladım. Odaya döndüğümde Mirza kıyafetlerini etrafa dağıtarak soyunmuş ve altında pijaması ile duruyordu. Gözlerimi büyüleyen vücudundan zorlukla çekip bavuluma eğildim. İnce askılı atlet ile dün gece giyindiğim şortu aldım. Ek olarak temiz iç çamaşırlarıyla banyoda üzerimi değiştirdim.

Yarına öğlede uçağımız vardı. Gidene kadar dinleneceğimi umuyorum. Keşke her şeyi unutup Mirza'nın kollarında uyuyabilsem.

-"Gir yatağa geliyorum." diyince başımla onaylayıp yatağa uzandım. O da ışığı söndürmüş banyoya gitmişti.

Yattığım yerde telefonumu açtım. Gurur tamam gibi bir şeyler yazmıştı. Ve teyzem ne zaman geleceğimi sormuştu. Ona yarına geleceğimin haberini verip Alp'e tıkladım.

-Özlendin.

Mesajına ufak bir tebessümle baktım.

-Sende öyle. Bir an önce gelmek istiyorum. İşler kötüye sardı.

Gönderip telefonu kenara bıraktım. Mirza'nın gelip yanıma girmesiyle soğuk teni üşütmüştü.

-"Üzerini giyinsen ?" dedim beni göğsüne çekmesine izin verirken.

Teninin kokusu ciğerlerimi doldurunca iç çektim.

-"Yok ten tene daha güzel." dedi sıkıca belimi sarıp.

Yanağımı çıplak göğsüne sürtüp üzerimizdeki yorganı burnuma kadar çektim.

-"Yüzünün gülmesi için ne yapabilirim ?" diyince bir an duraksadım.

Beni böylesine önemseyen birisi kalbimi bir heves uğruna kıracak kadar kötü olabilir miydi ? Olmamalıydı.

Gözlerimi kapayıp nefesimi seslice verirken kolları arasında ona arkamı döndüm. Boynumla omzum arasına başını sokup bir çok kere öptü.

-"Seni bırakmayacağımı biliyorsun değil mi ?" Sorusu üzerine sessizliğimi korudum. Karanlığa alışmış gözlerim baktığım yerdeki dolap aynasından onu görebiliyordu.

Karnıma elini bastırıp sırtımı iyice göğsüne çekti.
-"Konuş benimle. Seni bu kadar üzen ne bilmiyorum ama öğrenmeden bırakmayacağım Duha." dedi ciddiyete bürünüp.

Tekrar ona döndüğümde yüzüme bakıyordu. Bakmaması için yüzümü boynuna gömerek elimi karnından sırtına getirdim. Kasları çok gergindi. Dokunduğum an kıpırdamıştı.

-"Deniz'in söylediklerini duydum. Yanına gelecektim ama o konuşunca istemeden duymuş oldum." İçimden attığım bu cümle beni büyük ölçüde rahatlattı.

Ben rahatlarken Mirza kasılmış sertçe yutkunmuştu.
-"Söyledikleri saçmalıktı."

İstediğim cevap bu değildi.

Başımı iki yana salladım.
-"Belki de ailenden birilerinin arasına karışmam için çok erkendi. Sonuçta aramızda biz bile ne olduğunu bilmiyoruz. Ve sen hala nişanlısın. Bizim bu şekilde yanlarında yakınlaşmamızı tuhaf bulmaları normal. Nerede hata yaptım bilmiyorum ama aklım çok karışık."

TUTKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin