Alp'in geleceği hastanenin acilinde hemşireleri doktorları bekletirken ileri geri volta atıyordum. Çok geçmeden acil girişine hızla giren Alp'in arabası ile kravatımı çekiştirip gevşettim. Duran arabaya koştuktan sonra arka kapıya asıldım. Anneannesinin dizinde bilinci kapalı olarak yatan Duha'yı gördüğümde ilk defa elim ayağım titredi.
Çok kötü sarsıldım.
Benim küçük meleğimin başı kanıyordu.
-"Çekilin !"
Doktorun beni itmesine izin verip kenara çekildim. Sedyeye yatırdıkları gibi hastaneye girdiler. Arkasından gittim ama müdahale ettiklerini alana giremeyince iyice delirdim.
Yanımda beliren Alp'in yakasına yapıştığım gibi sırtını duvara vurdum.
-"Nasıl oldu Alp ?! Nasıl düştü anlat ?!!" Yüzü kırmızıya dönerken ellerimi itmeye çalışıyordu.
Anneannesi yaşlı gözlerle kolumu tutunca hırsla bıraktım.
-"Öldürecek misin beni oğlum ?! Attan düştü diyorum hayvan bir şeye irkildi attı sırtından anlamadım bende ! "
İşaret parmağımı ona doğrultup salladım.
-"Eğer Duha'ya bir şey olursa seni öldürürüm !" Sinirden titreyen elimi yumruk yapıp sıktım ve doktorla görüşmek için ilerledim.
Bir bilgi vermedikleri için acili başlarına yıkacaktım ki kolumu kavrayan babamla durdum. Arkasında Olcay'la birlikte gelmişlerdi.
-"Bir anda kalktın gittin merak ettim ne oldu oğlum ?"
Kolumu çekip elimi saçlarımın arasından çekiştirerek geçirdim. Derin bir of çekip geri adım attım. Ne büyük ne zorlu duygularmış bunlar böyle.
-"Duha...içerde." dedim zar zor kelimeleri çıkartarak.
-"Sen önce sakin ol. Ben arkadaşımı arayıp geleyim kendisi ilgilensin." dedi ve uzaklaştı.
Olcay konuşacakken dinlemeden yanından uzaklaşıp yakındaki koltuğa çöktüm.
-"Ne oldu ?" Sorularını Alp'e yönlendirirken dirseklerimi dizlerime koyup başımı eğdim.
İçimden durmadan iyi olması için dua ediyordum. Canının yandığını düşündükçe kalbim kavruluyordu.
-"Hastamız kendine geldi." Yarım saat sonra yüreğime su serpen haber ile önüme gelene çarparak Duha'nın bulunduğu servise girdim.
Gözlerimle etrafı taradığımda en başta yer alan Duha'yı gördüm. Hızlı adımlarla yanına geçtiğim gibi eğilip alnını öptüm. Aralık gözlerini genişletti ve masum masum baktı.
Beni ne kadar korkuttuğunu bir bilse.
-"İyi misin ?" dedim geri çekilir çekilmez.
Hasar tespiti yapma amaçlı yüzünün vücudunun her yerini taradım. Başının sağ kısmında beyaz bir sargı bezi vardı.
-"İyi sayılırım." diyip gözleriyle işaret ettiği yere bakınca kolundaki alçıyı fark ettim.
Nasıl oldu da görmedim ?
-"Kırık mı ?! Bu doktor bize niye bir şey anlatmadı ?! Gidip şimdi ağzını yüzünü-" O hışımla çıkacakken elimin içine yayılan sıcak el nedeniyle gidemedim , durdum.
-"Yanımda kal."
Dayanamayıp dudağına ufacık bir öpücük bıraktım. Yanağını nazikçe okşadım.
-"Sana bir şey olacak diye aklım çıktı."
Ondan ayrılmama sebep olan öksürük sesi sinirimi bozarken sırtımı dikleştirip gelenlerde göz gezdirdim. Utangaç meleğim elini elimden çekip karnına koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKU
Romansa-"Aramızda olan önemsiz sayıları umursamadan senin olmak istiyorum." 18.02.19 "Anlamayanlara ve anlamak istemeyenlere dip not ; bu bir yaş farkı hikayesidir. Yaş farkı günümüzde olan 6-7 yaş gibi sıradan bir fark değildir. İdrak edecek olgunluğa er...