° 28

122K 3.8K 478
                                    


Düğünün sonunda Reyhan hanımla vedalaşıp arabaya binmiştim. Kucağımda birleştirdiğim ellerimi sıkıp camdan dışarı baktım. Arabalar bir bir sıraya giriyordu.

Anayolda herkes ayrılmıştı. Mirza'nın kendi evine sürdüğünü anladığımda konuşmak için dudaklarımı araladım.

-"Beni eve bırakır mısın ?" diye rica ettim.

Bana ters bakışlarından en sertini attı.
-"Hayır. Niye böyle bir şey istiyorsun ?"

Gözlerimi ön camdan ayırmadan konuştum.
-"Yoruldum dinlenmek istiyorum." dedim olabildiğince mesafeli.

-"Benimle dinlenirsin."

Canım sıkkın olduğundan konuşmadım. Evinden içeri girerken kenarda artık ayaklarımı ağırtan topukluları çıkarıp elbisemi kaldırarak yürüdüm. Diğer yandan anneme mesaj atacakken beni çok da umursamadığı aklıma gelince vazgeçtim.

-"Dolapta senin için bir kaç eşya var üzerini değiştirebilirsin." diyince oturmadan yatak odasına yürüdüm. Perdeler açık olduğu için oda aydınlıktı. Bu yüzden ışığı açmadan dolabın kapaklarını açtım. Ceketimi ve çantamı berjere koyarken Mirza odaya girmişti. Yan gözle baktığımda gömleğini çıkarttığını gördüm.

Sıklaşan nefeslerimi duymaması için çaba sarf ederken dikkatimi zorlukla dolaba verdim. Dediği gibi bir kenarda kıyafetler vardı. Siyah tamamen dantel olan iç çamaşırına uzanırken yanaklarımı ateş basmıştı. Elimle sıkıştırıp katlanmış olan pijamayı da aldım.

-"Önce konuşalım." dedi arkamdan elini karnıma koyarak.

-"Duş almak istiyorum." dedim kenara çekilip.

Sesli bir soluğu sertçe vermişti.
-"Söyle tamam dinliyorum. Ne var içinde ?!"

-"Hala ne var diyorsan sana ne anlatabilirim ki ? Tek anladığın beni utandırmak !" dedim kendimi tutamayıp. Daha fazla konuşmadan banyoya kaçtım ve kapıyı kilitleyip elbisemden kurtuldum.

Sıcak ve içimi ısıtan duşun sonrasında giyinmiş saçlarımı geriye açık bırakarak banyodan çıkmıştım. Çıkmamla beraber salona buhar yayıldı.

Mirza ise mutfak tezgahında ocakta bir şeyler yapıyordu.

-"Acıktın mı ?"

Acıkmıştım ama canım istemiyordu.

-"Hayır." diyip koltuğun kenarına oturup bağdaş kurdum ve kumandayla televizyonu açtım.

Mirza'nın kısık sesle mırıldandığı şeyleri duymamıştım. Gözlerimi ekrana kilitleyip izlemeye çalıştım. Aklım ondayken olmadı tabi.

-"Güzelim , benim minik sevgilim gel bakıyım sen kollarıma." Ne zaman yanıma oturduğunu anlayamadan beni göğsüne sabitlemiş çekilmeme izin vermeyecek kadar sıkmıştı.

Islak saçlarımı okşayıp bir kaç kere öptü ve derin bir iç çekti.
-"Amacım seni utandırmak değildi. Çok güzelsin...çok dikkat çekiyorsun. Ve ben bundan nefret etmeye başladım ! Bir de vücudunu sergileyen kıyafetler giyince iyice çıldırıyorum anlıyor musun ? Neden biraz daha çirkin değilsin ki ?" demişti en sonunda ses tonunu alçaltarak.

Görmeyeceğini bilsem bu sözüne gülebilirdim. Onu çabucak affedeceğimi sanmasın !

-"Sana kırgınım ve uyuyacağım." Göğsüne bastırarak kalktıktan sonra odaya girip kapıyı kapattım.

Kıskanmasına bir şey demiyordum ama ailesinin yanında o kadar olmasa daha iyi olur.

Tam yatağın içine girmiş yorgana sarılmıştım ki kapı açılıp kapandı. Bir saniye geçmeden üstümden yorganı atıp beni hızla kucakladı.

TUTKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin