Multimedya Davut Heykeli
Ben bunları düşünürken Davut Heykeli “Şey hazır çıplaklıktan konu açılmışken ben kurulanıp üzerime bir şeyler giysem iyi olacak. Mutfak hemen şurada, eminim sende acıkmışsındır ben gelene kadar bize bir şeyler hazırlarsan hiç fena olmaz” diyerek göz kırpıp benim az önce çıktığım odaya girerek gözden kayboldu.
Normalde birinin evinde yemek yapmak için onu uzun süre tanımayı beklerim ancak bu çocuk nedense varlığıyla bana kendimi güvende hissettirmeyi başarıyordu. Hemen dolabı açtım ve ihtimalleri değerlendirdim. Dolapta bekar bir erkeğin dolabında olmasını beklemediğim bir çok şey vardı. Dolaptaki yiyecekler ve çift kişilik yatağa bakacak olursak bizim heykel muhtemelen evli ya da biriyle beraber yaşıyordu. Bu neden bilmiyorum ama gerçekten canımı sıkmıştı.
Suratımı asıp dolaptan domates, peynir, zeytin, reçel ve biraz yumurta aldım. Başta her ne kadar bunları hiçbirini canım istemesede krep yapmaya karar verdim. Ben krepin hamurunu hazırlarken Heykel giyinmiş bir halde yanımda bitti diyebilirim. Göz ucuyla onu süzdüğümde bir insana eşofman bundan daha fazla yakışabilir mi gerçekten merak ettim. Bu arada bu çocuğun adını artık öğrenmeliydim.
Ben daha hiç bir şey demeden konuşmaya başladı “Krepe bayılırım aslına bakarsan bir dönem aşçılık eğitimi aldım ama nedense pratik yemeklerden daha fazla hoşlanıyorum. Her zaman dolabımı dolu tutmayı severim. Genelde pek gelenim olmaz yalnız yaşamayı tercih edenlerdenim ama kimin ne zaman geleceği de belli olmayabiliyor tabi” diyerek bana gör kırptı.
Daha ben sormadan aldığım cevaplar ve sıcak tavırları yüzümün kızarmasına neden olduğu sırada “Kendimle ilgili birçok şey anlattım ama hala adımı bilmiyorsun. Ben Mert ve bu evde aslına bakarsan tek başıma kalmıyorum. Yanımda çok güzel küçük bir hanım var adı Tess ve iki yıldır benimle” diyerek o anda yanından geçen ve beni eve gelir gelmez iki kez korkutan sarı tüylü mavi gözlü kediyi gösterdi. Normalde kedileri sevmeyen benim bile açıkçası kanım bu kediye kaynamıştı.
Yiyecek bir şeyler hazırladıktan sonra bunları kocaman bir televizyonun önüne taşıyıp Mert’in tavsiyesi üzerine film aramaya başladık. Onca arayışın sonucunda seçtiğimiz film 23 Numara oldu. Jim Carrey her zaman sevdiğim bir oyuncu olmuştur ve açıkçası tanımadığım bir adamın evinde izlemek için oldukça iyi bir seçimdi.
Tek problem yanında uyuyakalmayı adet haline getirdiğim heykelin yanında yine uyuyakalmamdı diyebilirim. Gerçekten bu adamla tanışalı daha bir gün bile olmadı ama ben şimdiden bu çocuğun yanında iki kez sızdım.
Ah lütfen ama bu gerçekten çok garip bir durum ben şuan depresyonda olmalıyım. Normalde böyle olması gerekmez mi? Bir insan sevgilisini evde başka bir kızla bastığı gün, hafta hatta ay boyunca uyuma problemi yaşar, genelde kafasında o anı tekrar tekrar yaşar, verdiği tepkileri değerlendirir, kafasında eksik olan tepkileri verdiği sahneleri canlandırır ve sabaha karşı ağlayarak uyuyakalır. Ama bana ne oluyordu böyle? Hey depresyon sana sesleniyorum madem acı faslını atladık lütfen eve gittiğimde de bırak peşimi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIĞINAK
Teen FictionGittiği yerin kaderini değiştirebileceğini nereden bilebilirdiki? Girdiği bir cadde , sokak ya da ev onun hayatında belkide hiç birşey değiştirmeyecekken o hayatını değiştirecek o bara girmeyi seçmişti. Belki o gün Onur'un evine sürpriz yapmak için...