Multimedya Mert
Odama girdiğim zaman orada bekleyen iki adam ayağa kalktı. Alışık olduğum bu tepkiyi umursamazken kıyafet giymeyi unutmakla suçlanabilecek daracık mini deri elbiseli, estetikçi tornasından çıkmış, davetkar bir şekilde beni süzen yüzsüz kadın beni süzmek için bakışlarını bana çevirmek dışında kılını bile kıpırdatmamıştı.
Bu kadınla sonra ilgilenmeye karar vererek masama geçtim ve "Sizi dinliyorum"dedim. Davetkar kadın söze kendini tanıtarak başladığında umursamaz bir şekilde elimde devam etmesini belirten bir işaret yaptım ve kadının yüzündeki özgüvenin çatlamasını büyük bir keyifle izledim.
Kadın kendiyle gurur duyar bir halde konuşmaya devam ederken benim aklım çoktan bardaki kıza kaymıştı bile. O gün borçları karşılığı saçma sapan bir heriften aldığım angarya bir bara uğramış halletmem gereken birkaç işle ilgilenmiş gitmek üzereydim ki bardaki taburelerden birinden güçlükle inen minicik burnunun ucu, yanakları alkolün ve ağlamanın etkisiyle kızarmış bir kız bana çarptı.
Göz göze geldiğimizde gözlerinden akıp yanağına inmiş bir damla yaşı silerek panikle bana dönüp özür dilemişti. Normalde ağlayan kadınlardan nefret etmeme rağmen bu kız yıllardır kimse için hareketlenmemiş kalbimde bir kıpırtıya yol açtığında yaşadığım şaşkınlık dillere destan olacak nitelikteydi.
İçimdeki bu kadını teselli etme arzusunu alaşağı edip boş taburelerden birine yerleştim ve kendime üç buzlu bir viski söyledim. İçkimle beraber kırmızı burunlu kadında taburesine dönmüş, muhtemelen doldurduğu kotasını dahada dolduracak yeni bir içki söylemişti.
Kız içkisini içerken kahverengi saçlarını ela gözlerinin önünden ittiğinde upuzun kirpiklerinin arasındaki yaşların yerinde hırsla yanan gözler dikkat çekiyordu.
Tam bu kadar gözlem yeter gidiyorum diyerek ayağa kalktığım anda kadına yaklaşıp elini beline sararak kulağına doğru eğilen bir adam bu kararımı dahada destekler nitelikteydi.
Tam kapıya yöneleceğim sırada kadının adamı terslediğini ve adamın bunu üzerine değişen tavırlarını gördüğümde bana ne olduğunu anlamadan adamın yanına gidip burnunu kıracak kuvvette bir yumrukla o yavşağı buluşturmuştum.
Daha sonra olaylar dahada çığrından çıkmış hiç bir kadının uyumasına izin vermediğim yatağımda ilk defa bir kadını uyumaya bırakmış kafamı toplamak için kendimi duşa atmış dinginliğe ulaşma çabasına girmiştim.
Bu kadınla yaşadığım heran gözümün önünden geçerken sabah aldığım, bu kadından uzak durma kararımı tekrar gözden geçirdim ve doğruluğundan birkez daha emin oldum.
Güçlü bir insanın zaafları olmazdı ve ben çoktan bir zaafa sahiptim. Bu kadının karşıma çıkmasına sebep olan rastlantılar sınırlarımı zorlarken bu kadını eve getirdikten birkaç saat sonra bana ulaşan ona dair bütün bilgileri bir kez daha kafamda tarttım.
Lanet olsun bu kadını dayanamayıp aramam yetmiyormuş gibi birde bugün karşılaşmıştım. Hayatın verdiği mesajlara her zaman duyarlı olan zihnimde tek bir cümle yankılandı.
"Artık uzak durmak için çok geç"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIĞINAK
Teen FictionGittiği yerin kaderini değiştirebileceğini nereden bilebilirdiki? Girdiği bir cadde , sokak ya da ev onun hayatında belkide hiç birşey değiştirmeyecekken o hayatını değiştirecek o bara girmeyi seçmişti. Belki o gün Onur'un evine sürpriz yapmak için...