9.Sarhoşluk

160 7 2
                                    

Multimedya Erdem

Kalkana kadar ne kadar içtim gerçekten hatırlamıyorum ama sandığım kadar çok içmedigimdende emindim. Bana göre sarhoşluk alkolün bittiği yerde başlar. Bu nedenle içerken kendimi zamanla frenlemeyi öğrenmiştim. İçerken ne kadar sarhoş olduğunu anlamayan biri içmeyi bırakıp ayağa kalktığında dünyanın döndüğü ve bu dönüşün midesinin dönüşüyle ters yönlü olduğu gerçeğiyle yüzleşiyor ne yazıkki.

Erdem'le içip uzun zaman atamayacağımı sandığım kahkahalar eşliğinde muhabbet ederken bir yandanda paranoyak bir şekilde sağa sola bakıp gözlerimle Mert'i arıyordum. Her zaman sabırsız olmanın en kötü yanlarından biri olan biranda düşen bir moralle Erdem'e dönüp "Hadi kalk gidiyoruz!" Dediğimde Erdem'in ne olduğunu anlamasına bile fırsat olmadan başım döndü ve yere düşecekken beni yakalayan eller sayesinde dengede kalmayı güçlükle başardım.

Beni yakalayanın Erdem olmadığını ancak Erdem bir hışımla ayağa kalktığıda idrak edebildim ve kafamı beni tutan ellerin sahibine çevirdim.

Ah hadi ama ben zil zurna sarhoş olup başıma bir iş gelmeden çıkamıyormusun sen ortaya? Davut Heykeli'nin gözlerine bakmaktan yüzündeki sert ifadeyi farketmem yıllar almış, yüzündeki o buz gibi ifade bende adeta soğuk duş etkisi yaratmıştı.

Erdem beni onun kollarının arasından çekip "Teşekkürler ama gerisini ben halledebilirim" dediğinde Mert'in bakışları dahada sertleşti ve ben insanı bakışıyla öldürebilecek insanlar listesindeki birinciliğimi Mert'e devredip saygıyla önünde eğildim.

Allahım sen bana sabır ver benim iç sesim gerçek bir idiot. Bu idiot eğilimi yoğun olan tarafımı görmezden gelip kendine gel ve ortamı yumuşat diyen tarafıma kulak vererek. "Teşekkürler Mert" dediğimde Erdem "Mert?" Nidası eşliğinde kendi kafasındaki sorulara yanıt bulurken yüzü biraz yumuşasada, Mert ona Davut Heykeli diyişimi kanıtlarcasına yüzündeki ifadeyi hiç bozmadan "Seni eve götürsem iyi olacak" dediğinde neye uğradıgımı şaşırdım. Adamla ikinci karşılaşmamız ve beni eve bırakacağını söylüyor. Amaç ne? Mekanımda birinin yerlere kusup olay çıkarmasını istemiyorum mesajını fazlasıyla vermek filan mı?!

Bir hışımla dönüp "Yürü Erdem gidiyoruz" dediğimde Erdem bana sarılıp düzgün yürümeme yardım ederken arkamdan duyduğum tek şey sinirli bir ağızdan çıkan keskin tek bir kelime yani "Duru!" Oldu.

Arkama dönmeyip arabaya doğru gitmeye devam ederken Erdem'inde arkasındaki sesi kale almayıp yola devam etmesi beni gerçekten rahatlatmıştı. Açıkcası her ne kadar Erdem'e sürekli benim yüzümden kimseyle kavga etme, hiç hoşlanmayacağım bir durum bu desemde bir adamın iki gündür karşıma çıkması gözüne yeterli bir kavga sebebi gibi gözükebilirdi.

Erdem arabayı çalıstırıp sarhoş bir insandan beklenmeyecek bir beceriyle hızlı bir şekilde arabayı sürerken bu kadarcık içkiyle bu kadar sarhoş olmayı başaran tek insan olduğu gerçeğiyle yüzleşmem gerekti.

Erdem biranda durduğunda eve bu kadar çabuk gelmiş olmanın şaşkınlığıyla etrafa bakarken buranın bunaldıkça geldiğimiz manzarası mükemmel sığınağımız olduğunu farkettim. Erdem kesinlikle nerede derin mevzu konuşulması gerektiğini biliyordu ama ben ne konuşacağımı biliyormuyum bence asıl problem buydu.

"Kızım sen cidden manyak seviyorsun! Yeni manyağımız hayırlı olsun." Dediğinde ilk Mert'ten bahsettiğini idrak edememiştim. Mert'in neresi manyaktıki? Adam bence kesin takıntılı ve titiz tiplerden biriydi. Mekanında olay çıkaran sevgilisinden yeni ayrılmış kızları oradan uzaklaştırıp bir şekilde mekanlarının adını kurtarıyordu. Bu düşüncemi Erdem'e açıkladığımda histerik kahkahalarla gülmeye başladı ve bende sızmak üzere olan halimden sinirden kızaran bir insana geçiş yaparak "Ne gülüyorsun be sen? Ben gülünecek ne dedim!" Dediğimde "Sen ciddi salaksın. Ya evet tatlım, adam sırf mekanında olay çıkmasın diye bir kızın belini tutan adamı yumrukluyor ya da seni kendime çektim diye bana öldürecekmiş gibi bakıyor. Duru uyan ve kendine gel bu adamın olayı mekanlarıyla değil seninle! Ve benim için önemli olan senin ne düşündüğün. Eğer bu adamdan uzak durmak istiyorsan bunu sağlarım ama yok ben Onur'daki gibi kör aşık olucam tin tin bu adamın peşinde koştururum dersen o zamanda arkanı kollar en ufak hatasında senin yanında olurum. Ama bak başından uyarıyorum bu adama mal gibi dakika bir gol bir güvenme!" Dediğinde uzun bir süre dediklerini idrak etmeye çalıştım. Diyebildiğim tek şey "Biraz düşünmeye ve güzel bir uykuya ihtiyacım var lütfen beni eve bırakırmısın?" Oldu. Erdem tek kelime etmeden arabayı çalıştırdı ve böylece benim içimdeki yeni savastada ilk mermi atıldı.

SIĞINAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin