8. Masa

130 8 3
                                    

Multimedya Mert

Masaya geçtiğimde allak bullaktım Erdem telefonu hala kapatmamıştı. Allah aşkına benim için yıllar gibi geçen bu süreç sadece beş dakika içerisinde mi yaşanmıştı?

Erdem telefonu kapatıp kafasını çevirip bana baktığında yüzümde nasıl bir ifade olduğunu merak etmeme neden olacak şekilde şaşkınlıkla kocaman açılan gözlerinin üzerindeki kaşlarını çatıp yüzünü buruşturdu. Ama bu nasıl mümkün olabilir derseniz en ufak bir fikrim yok. Bu çocuk gerçekten birçok duyguyu aynı anda yaşamak için yaratılmış.

Elini elimin üzerine koyup avucunun içindeki elimi yaşadığım şoktan çıkmamı sağlayacak şekilde sıkarak "Duru ne bu hal?" Diye sorduğunda ağzımı açıp söyleyebildiğim tek kelime "O burada!" Oldu. Erdem kimden bahsettiğimi bile anlamadan sinirli gözlerle etrafta beni bu kadar sarsan kişiyi aramaya başlamıştı.

Tanıdık bir yüz bulamayıp bana döndüğünde buz gibi keskin bir sesle "Duru kendine gel ve bana ne olduğunu anlat!"dedi.

Ne oldu?  Bu soru kulağımda değil adeta beynimde yankılanıyordu. Yıllardır buraya gelip giderim ama bugüne kadar bir kere bile o yemyeşil gözleri farketmemiştim. Gerçi farketmem nasıl beklenebilirdi ki yıllardır gözüm Onur'dan başkasını görmüyordu. Ah tamam kabul ediyorum ben tam bir salağım. Az önce Mert'i görmenin şoku içerisindeyken şimdi Onur için acı çekiyordum.

Arkadaşlarımın hiç biri Onur'a olan bu bağlılığıma anlam veremezken ben adamın yüzüne her baktığımda keşfettiğim yeni bir kusuru bile ona yakıştırıyordum. Kusurların adamı olan Onur'a haketmediği kadar değer verirken meğer kusursuz bir adamın etrafında dolanıp bunu farkedememişim bile.

İç dünyamdaki hesaplaşmayı kenara itip Erdem'e aşağıda Mert'le karşılaştığımı söylediğimde başta koruma iç güdüsüyle beni buradan çıkarmak için harekete geçsede "Erdem dur burası onunmuş" dediğimde olduğu yerde durup bana baktığında şaşkınlıkla açılan ağzı yerini kısılarak kenarları kırışan gözleriyle kuşkucu bir bakışa bırakmştı.

Erdem'i elinden çekip masaya oturttuğumda olayın şokunu artık atlamıştım ve olanları bütün ayrıntılarıyla anlattım. Aktaracak başka bir bilgi kalmadığında ondan beklediğim tepki kesinlikle kahkaha değildi. Ancak Erdem eline birasını alıp onu benim bardağıma vurup "Seni tebrik ediyorum Duru. O kadar sık buraya geliyorsunki sonunda buradan birini bulup onunla evleneceksin derken mekanın sahibini bulacağını kastetmemiştim." Diyip yeni bir kahkahanın ardından birasından büyük bir yudum aldığımda şaşkınlıkla kasılan bedenim yerini neşeli bir kıkırdamaya bırakmıştı.

SIĞINAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin