Azra
Ilgaz, Heves ve Yoncanın bağırışlarıyla yeni bir güne uyanmıştım. Yüzümü buruşturup üstümdeki yorganı yana ittim. Çıplak ayaklarım soğuk zemine değerken üstümdeki eşofmandan kurtulup pantolon ve bir tişört geçirdim. Üstüne kırmızı mavi renklerde bir gömlek geçirip esneyerek odamdan çıktım.
"Öykü of ya!" Yoncanın huysuz sesi koridoru doldururken evimizin salonuna girdim. Öykü, Yoncanın kardeşiydi ve liseye gidiyordu. Ergenliğin getirdiği o olağanüstü sıradanlık yüzünden iyice çekilmez olmuştu son zamanlarda.
"Günaydın bebeğim." Heves yanağımdan makas alıp koltuktan atladı. "Günaydın sabah kuşları," dedim bende kendimi koltuğa atıp. O kadar yumuşaktı ki içine gömülüyordu. Heves de kendini diğer yanıma attı. "Günaydın evimizin direği." Heves ve Ilgaz gülüşürken göz devirip ayağa kalktım. "Evinizin direği hepinizin kafasını kırmadan okula hadi, geç kaldık."
Kapı çalınca Yonca bağırdı. "Ben açarım!" Birkaç bağırış çağırış sonra Hasretin sesi geldi. "Azo, Azo!" Yonca seslendi. "Sana da günaydın Hasret!"
Başımı çevirdim. Hasret bizden bir kaç yaş büyüktü ve aşçıydı. Ayrıca beni tüm ailesi olarak gördüğünü söylerdi hep, gülümsedim. "Sabah sabah ne oluyor Hasret?"
"Azo, dünkü barda bir kız vardı hani sevimsiz Gudubet Kudret, her yere haber salmış demiş ki, o kız yanlış yaptı göstereceğim falan demiş." Diyip soluk soluğa anlatınca umursamazca omuz silktim. Heves ayağa kalkıp çantasını sırtına attı. "Azra ne yangınlar gördü, hem sen kilo mu verdin Haso?" Konu anında değişirken gülümsedim. Öykü yanıma geldi. "Azra, ben aşık oldum ama ablama söyleme."
Gülüp başımı iki yana salladım. Beş kişiye annelik yapmak zordu. Yanağından makas aldım. "Sen ne ara büyüdün ya?" Deri ceketimi askılıktan çıkarıp omzuma attım.
____________
Deniz
"Hadi Deniz, hazırsan çıkalım baban sinirlendi yine." Üstümdeki mavi tişörtü son kez çekiştirip odamdan çıktım. "Hazırım." Annem gülümseyip önden ilerledi. Yüzümü buruşturup peşinde gittim. İki katlı evimizde merdivenlerden aşağı indim. Annem topuklu ayakkabılarını yere vura vura kapıya ilerledi.
Sonra babam olacak o adamın suratını gördüm. Bu evden de, buradaki herkesten de nefret ediyordum. Üvey babamın alkolik, kumarla kazandığı parasından da annemin bunlara göz yummasından da. Arabaya bindik, Annem saçlarını savurup ön koltuğa oturdu. Babamın yanağını öpüp bana baktı. "Ee heyecanlı mısın ilk gün için?" Omuz silktim. "Alıştım artık."
Arabayla on beş dakikalık seyahat sonucu gelmiştik. Zoraki bir şekilde arabadan inerken üvey babam sinirle söylendi. "Teşekkür etseydin bari." Boğazımı temizleyip para kokan arabamızdan indim.
Araba beklemeden giderken etrafı süzdüm. Önümden geçen kalabalık bir grup vardı. Kızlardan biri yanındaki kızıl saçlı kıza eğilip bir şeyler mırıldandı. Kızıl saçlı kızın bakışları beni bulurken ne yapacağımı bilemeyip telaşla büyük binanın kapısına ilerledim.
_________________
Çantamdaki listeyi çıkarıp derslerimi son bir kez kontrol ettim. Koridorda dolabımı ararken derse geç kalmamak için hızlı adımlar atıyordum. Etrafı süzüp dolabımı baktım. 206 dolabı açıp bir kaç kitabı içine koydum ama bu sefer dolap tekrar kapanmıyordu. Sinirle dolabı ittirirken aynı anda bir el dolabımı kapattı.
Başımı kaldırıp sabah gördüğüm kızıl saçlı kıza baktım. Arkasında arkadaşlarıyla bana bakıyordu. "Merhaba Deniz Demir, Azra ben." Uzattığı ele baktım. Hayatımda belki de ilk arkadaşlarımı edinirken telaşla elimi kaldırdım. "Memnun oldum, Azra." Gülümseyip elini yavaşça çekince bende gülümsedim.
"Ouv, Pişt kınalı? Nasıl lakap yeni buldum." Siyah gür saçlı bir kız bize bakıp sırıttı. Azra kaşlarını kaldırdı. Gülüp arkasında ki kızlara baktı. "Senden de anca bu performans beklenirdi zaten, Kudret." Hepsi kahkaha atarken kaşlarımı çattım. Burası gittiğim hiç bir liseye benzemiyordu. Burdakiler hiç bir üniversite sınavına hazırlanıyor gibi durmuyordu.
Bakışlarım Azra'nın saçlarına takılırken aslında o kadar kötü bir lakap olmadığını düşündüm. Sert bir kıza benziyordu. Kudret Azra'ya seslendi. "Dün akşamki mekana tekrar gelin, dün hazırlıksızdık." Azra onaylayıp tekrar bana dönerken Kudret konuşmaya devam etti. "Bu Ahmet Bey'in kızı değil mi lan?"
Herkesin bakışları bana dönerken yüzümü buruşturdum. Böyle tanıtılmaktan nefret ederdim.
"Bundan sonra derdin olursa bize gelmen yeter kıvırcık." Azra yüzünü buruşturdu. "Acilen insanlara lakap takmayı bırakmalısın," bana döndü. "Dimi boncuk?"
Herkes gülüşürken zil sesiyle rahat bir nefes verdim. Herkes dağılırken Azra dolabımın yanındaki dolaptan kitaplar çıkardı. İşini bitirmesini bekledim. Dolabı kapatıp gidecekken arkasından seslendim. "Şey, Azra?" Arkasını döndü.
"Ee, 12-B nerde biliyor musun?" Azra kaşlarını kaldırdı. "Şanslı günündesin, yanımdaki kız üç gün önce okul değiştirdi." Başıyla işaret edince peşinden ilerledim.
*
Belki dedim ve oldu aha bu ilk bölüm beğenildiği vakit severek yazarım ben bu hikayeyi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
first time
FanfictionAzra ve Deniz başka bir şekilde, bambaşka kişiler olarak tanışsaydı ne olurdu?