Azra
Güneş doğalı yarım saat olmuştu. Arabadan indim, titreyen ellerimi birbine kenetleyip Denizi izlemeye başladım. Dizlerimin üstüne çöküp kağıdı çıkardım, tekrar tekrar okurken derin nefesler alıyordum.
01,07,2005
Melek Kaya'nın otopsi raporunda herhangi bir darp izine rastlanmamıştır. Hastanın tüm hayatı bulguları yerindedir. Ölümünün bir suikast girişimi olduğu düşünülüyor. Aynı şekilde Melek K'nın kızı A.K çocuk esirgeme kurumuna verildi.
14,04,2010
Melek K. Davası sonuçlanmıştır. Daha önce aralarında husumet bulunan Ahmet Demir ve Burak Öztürk'ün 5 (beş) ay hapisle cezalandırılmasına karar verilmiş, hastane yetkililerine yüz bin liralık tazminat davası açılmıştır.
Kağıdı yüzüme yaklaştırdım. "Allah'ım, beş ay? Benim annemin hayatı." Kahkaha attım. "Sikerim sizi de adaletinizi de." Kağıdı cebime sokarken telefonumu çıkardım. Yaklaşık elli den fazla arama vardı. İçin de Deniz'in de olduğu.
Gülüp telefonu fırlattım. Telefon parçalara ayrılıp bir kısmı Denize karışırken arabaya bindim. Bundan sonra, benim yolum bambaşkaydı.
___________
Deniz
"Açmıyor!" Okulun önünde hepimiz sırayla Azrayı arıyorduk. Ilgaz durdu. "Ulaşılamıyor, telefonu kapandı." Ağlamaklı bir ifadeyle kızlara baktım. "Bana mı kızdı, kızlar cidden Azrayla araştırmamıza devam edebilmemiz için bunu yapmam gerekiyordu yoksa babam o odayı tamamıyla başka bir eve taşırdı. Hiç şansımız olmazdı o zaman gerçekt-" Yonca elini omzuma koydu.
"Azra bir kavgayla böyle habersiz kaçacak bir insan değil. Başka bir siyasi oldu." Kızlar bana döndü. "Şuan hiç okulu çekemem, Azra'nın yanında para yoktu. Gün içinde eve gelebilir. Biz de evde bekleyelim." Hepsi onaylarken eve doğru ilerledik.
______________
AzraEve girip anahtarı komidine attım. Ayakkabılarımı çıkarıp odama ilerledim. Dolabımdaki paranın tamamını aldım. Bir kısmını alıp diğer kısmını masaya bıraktım. Masamdan kağıt ve kalem alıp hızlıca bir not yazdım. Sinirle kağıdı çöpe atıp tekrar yazdım. Kısa ve özdü.
'Gidiyorum, kendi adaletimizi sağlamaya çalıştığım bu dünya yanlızım artık. Sizi seviyorum,'
Hızlı adımlarla montumu alıp üstüme attım. Çantama biraz kıyafet sıkıştırıp kapıya ilerledim. Aynı anda kapı açıldı, kızlar mutlulukla bana bakarken yutkundum. Kahretsin,
"Azra, özür dilerim. Yemin ederim babam anlamasın diye ben-" hıçkırıp kollarını bedenime sarınca gülümsedim. Elimi beline sarıp saçını öptüm. Geri çekilirken kızlarla da sarıldım. Heves korkuyla bana baktı. "Bir yere mi gidiyorsun?" Çantama baktı.
"Kızlar ben," yutkundum. "Ben başka şehirde okumaya karar verdim." Hepsi şaşkınca bana baktı. "Azra, sen bu kadar ani yani, halledebiliriz demiştik." Dedi Deniz dolu gözlerle bana bakıp.
Kızların hepsi dolu gözlerle bana bakıyordu. "Sakın, ağlamak yok." O sırada açık olan kapıdan Hasret girdi. "Azo! Bak size ne yap-"
Daha fazla durursam gidemeyeceğimi farkedip kapıya ilerledim. "Azo? Nereye?" Hasretin yanından kapıya ilerledim. Deniz'in hıçkırma sesi geldi. Tam merdivenlere ilerlerken Heves bağırdı. "Yalan söylüyorsun Azra! Okuma gitmiyorsun ki!"
Bir yandan da ağlıyordu. Gözyaşını silip az önce bıraktığım kağıdı kaldırdı. O kağıdı ben gidince bulmaları gerekiyordu! Seslice okurken kızlar bana baktı. "Buldun, Annenin katillerini buldum değil mi?" Dedi Deniz bana bakarak. Başımı salladım. "Buldum,"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
first time
FanfictionAzra ve Deniz başka bir şekilde, bambaşka kişiler olarak tanışsaydı ne olurdu?