Azra
"Hapşu!" sinirle söylenip burnumu çekerken kızlar otomatik bir şekilde çok yaşa diye seslendiler. "Ay Allah sana uzun ömürler veriversin inşallah gari Azra, Yarabbim seni şu okula da geri aldırıvirsin!" Diyip dua etmeye başlarken bende içimden amin demeyi ihmal etmedim.
"Azra, al iç bunu." Deniz yanıma oturup elindeki bardağı bana uzattı. Gülümseyip sıcak bardağı elinden aldım. "Adaçayını nerden buldun ben bir haftadır bulamıyorum." Deniz gülümseyip omuz silkti. "Alt raflara bakmamışsın." Sıcak çayı yüzüme götürüp kokladım. Deniz esneyip kendini geriye bırakırken kızlar televizyon izliyordu. "Off şu kız! Abi bayılıyorum şu güzelliğe!"
Heves dizide yürümedik kız bırakmazken Derya oflayıp kafasına vurdu. "Yavaş Heves yavaş, ayağın kaymasın sonra." Heves kahkaha atıp Deryaya sarılırken Dudu bağırdı. "Amanin! Amanin geldi gine gudubet suratlin kari!" Eliyle ekranı gösterirken Deniz'in telefonu çalmaya başladı. Cebinden çıkarıp bakarken bende ekrana eğildim.
Babam arıyor...
Yutkunup ekrana baktı, "Aç," diye mırıldandım. "İyi olduğunu söyle bari. Üç gün old-" o sırada evin kapılarına sertçe vurulmaya başladı. Kızlar telaşla bana dönerken elimdeki çayı yere koyup ayağa kalktım. "Birini mi çağırdınız?" Hepsi başını iki yana sallarken Deniz de peşimden geldi.
Kapıyı açtım. "Deniz! Ah kızım sonunda!" Oya Hanım Denizi yanına çekip sarılırken arkadaki polislere ve babasına baktım. "Ne yüzle geliyorsun sen buraya?" Dedim nefret dolu bir ifadeyle. "Kızımı eve götürmeye geldim. Annesi misin, babası mısın?" Dedi Ahmet Bey önüme gelip. "Uzatma baba, geldim gidiyoruz. Bulaşma onlara." Deniz telaşla arkadaki polislere bakıp tekrar bana dönse de onca anlattığı şeyden sonra o eve dönmesine izin veremezdim.
"Yalnız o öyle pek kolay olmaz." Deniz'in elinden tutup içeri çektikten sonra kapıyı kapadım. Başını kaldırıp şokla bana bakarken dışardan bağırışlar geliyordu. "Azra kapıda polisler var!" Elimi yanağına koyup okşadım. "Biliyorum güzelim, sen yetişkin biri olduğun için elinden tutup götürmeye hakları yok, kapıyı açınca gelmeyeceğini söyle de anlasınlar." Elimi kapı koluna koyunca Deniz de elini elimin üstüne koydu.
Kısa bir an duraksayıp başımı kaldırdım. Deniz başını boynuma yaslayıp sarılınca güldüm. "Gribim güzelim," Deniz kıkırdayıp geri çekildi. "Benim yüzümden." Yanağından makas alıp kapıyı açtım. Ahmet bey sinirle bize baktı. Deniz tam önüne geçip sinirle ona baktı. "Azra ne oluyor yarın tarih sına-" Öykü durup başını kapıdan uzattı. "Oha bunlar ki-"
"Öykü! Çık göremiyoruz!" Heves'in sinirli sesiyle Öykü telaşla içeri girdi. Kapıyı kendime çekip dar bir açı yarattım. Soğuk mermere basarken gece yine ateşlenmemek için dua etmeye başlamıştım. "Hop nereye ya?" Oya Hanım ve Deniz merdivenlere ilerlerken teleşla arkalarından baktım. Deniz ağlamaklı bir ifadeyle bana baktı "Eve,"
"Yalnız sizin böyle bir hakkınız yok!" Dedim parmağımı sinirle kaldırıp. Ahmet bey gülüp bana baktı. "Sen kızımı ne zaman alır evine yerleştirirsen o zaman bizim söz hakkımız olmaz. Kısacası, hiçbir zaman."
______________
"Azra geçmiş olsun, hoşgeldin!" Yüzüncü kez hoşbuldum derken insanlarla selamlaşıyordum. Sınıfa ilerleyip kapının önünde durdum kızların geri döndüğümden haberi yoktu Melis sağolsun, halletmişti. sınıfın kapısını tıklayıp açtım. "Girebilir miyim?"
Herkes bana bakarken sınıftan uğultular yükselmeye başladı. "Aaa, Azra gel tabi gel!" Leyla hoca yanıma gelip sarılınca karşılık verdim. Kızlar ıslık çalıp alkışlarken sırıtıp ellerimi kaldırdım. Hepsi anında sessizleşirken gülümsedim. "Dersteyiz arkadaşlar ama aa!" Cam kenarındaki klâsik yerimize doğru ilerlerken durdum, Deniz yoktu. "Çocuklar ben müdürle konuşacağım uslu durun, tamam mı Azra?" Hoca apar topar dersten çıkarken çantamı sıraya attım. "Deniz nerde?"
Kızların hepsi on dakika boyunca bağırıp çağırarak bana sarıldıktan sonra sorumu tekrar ettim. Heves gülüp eliyle ortadaki masalardan birini işaret etti. Başımı yana yatırıp Sarışın kızı ve Denizi izledim. "Bizim sınıfta böyle biri mi vardı lan?" Ilgaz omuz silkti. "Sen gittikten sonra geldi reis, Leyla hoca senin sırayı boşalttı protesto olarak. Deniz de kızın yanına geçti işte, adı Pelin." Deniz göz ucuyla bana bakınca kaşlarımı kaldırıp yanlarına ilerledim.
"Başkan hoş geldin ya, sensiz dersler çok boştu." Gülüp Jalenin yanağından makas alıp elimi Deniz ve Pelinin oturduğu sıraya koydum. "Günaydın, kızlar." Deniz cevap vermeyip elindeki kalemi döndürürken pelin gülümsedi. "Günaydın, Azra." Sahte bir gülücük gönderip Denize baktım. "Hadi kalk,"
Deniz yutkunup elindeki kalemi incelemeye başladı. "Boncuk, hadi." Deniz ısrarla bana cevap vermeyince sıranın üstünde eğilip Denizle göz göze geldim. "Güzelim, sabrımın sınırındayım farklı yöntemlere başvurmak zorunda kalacağım." Deniz sinirle ayağa kalkıp bana baktı. "Azra, tepki vermediğime göre gelmek istemiyorum değil mi? Pelinle oturuyorum işte!"
Kaşlarımı kaldırıp elimi masadan çektim. "Arkadaşlar oturun! Biraz uzun sürdü kusura bakmayın, müdür biraz tuttu da." Bakışlarımı Denizden çekmeyip yerime geçtim. Ilgaz omzumu sıvazlarken Hevesin yanıma oturmasına izin verip arkama yaslandım. Ders boyunca bakışlarımı bir saniye boyunca ikisinden çekmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
first time
FanfictionAzra ve Deniz başka bir şekilde, bambaşka kişiler olarak tanışsaydı ne olurdu?