"Ulan ayarsız mısın Derya! Aşağıdan atacaksın." Dedim sinirli bir şekilde. "Anam kedi!" Heves yanıma gelip parmağıyla yüzümü gösterdi. Kızlar kahkaha atarken kaşlarımı çattım. "Ne alaka?"
Yonca kendini yere bırakırken Derya dizilerinin üstüne çöktü. "Yonca! Hayırrrr!" Heves karnını tutup Derya'nın yanına otururken Yonca tek gözünü açtı. "Ölüm nedeni, Heves espiri yaptı."
"Heves, Derya, Yonca ? Kaytarıyor musunuz?!" Fatih hoca cellat gibi kızların başına dikilirken sırıttım. "Hocam arkadaş bayıldı da Hevesin esp-" Heves şokla Deryayı sustururken Fatih hoca başını bana çevirdi. "Azra evladım sen de- Hamdullah yavrum o bankı yerine koy!"
Fatih hoca Hamdullah bankı dambıl olarak kullandığı için yanımızdan ayrılırken demirlerden çekilip yeni gelenlere doğru ilerledim. "Pişt, Eylül?" Okula turnuva için gelen okulun grubu bana döndü. Hepsi bana dönerken Eylül gülümsedi.
"Azra? Noldu senin kızlar düştü sanki?" Kahkaha ve Hevesin ıslıkla karışık anlamsız sesleri gelirken güldüm. "Yok ya, her zamanki kızlar işte. Deli dolular biraz."
"Azra saat on iki yönünde Lavanta bahçeye giriş yaptı!" Yoncanın bağırışıyla arkamı döndüm. "Saat on iki yönü neresi lan?" Derya kahkaha atıp omuz silkerken başımı kapıya çevirdim. Deniz, yanında Ayşegül ve iki dangalakla içeri girince kızların yanına ilerledim.
"Dinlenebilirsiniz arkadaşlar!" Fatih hoca ellerini çırpıp muhtemelen dünyanın en geniş okul bahçesinin ortasına bize bakarken rahat bir nefes verdim. "Heves, Derya, Yonca Ilgaz," Fatih hoca bana bakınca başımı iki yana salladım. Hoca sırıttı. "Azra, siz yeterince dinlendiniz yirmi şınav yirmi mekik."
Heves acıyla inleyip dizlerinin üstüne çökerken Ilgaz şokla hocaya bakıyordu. "Azra, bir şey yap." Dedi Yonca yanıma gelip. Kızlara ciddi bir ifadeyle baktım. "Bakın şimdi, ben şuraya bayılıyorum sizde o sırada arka kapıda- ulan altı üstü 20 tane hadi!" Dedim.
__________________
Esneyip derse odaklanmaya çalıştım. Başaramayınca başımı sıraya yasladım. "Azra?" Yüzümü buruşturup başımı hafifçe kaldırdım, bir milisaniye falan bile geçmemişti. "Hocam?"
"Dinliyor musun?" Başımla onaylarken tekrar esnedim. Heves gülüp Deryaya bir şeyler mırıldanıyordu. "Azra sen ordan kalk bakalım, seni biraz önlere alalım."
Sinirle inleyip ayağa kalkarken Derya bağırdı. "Hocam grubun reisini yolluyorsunuz ayıp oluyor!" Onaylarcasına Sinan Hocaya baktım. "Evet Hocam ya! Azrayı bırakın ben gidiyim!" Dedi Heves dramatik bir edayla. Derya şokla Hevese bakarken güldüm. "Hocam geri kalan dersi ayakta dinleyeceğim herhalde." Yoncanın gülüşü geldi. "Lavantanın yanı boş,"
Bakışlarım Deniz'in sırasına kaydı, Pelin gelmemişti. "Heh, Azra geç bakalım Deniz'in yanına. Bundan sonra benim derslerimde burdasın!" Kızların ıslık sesi gelirken Ilgaz mırıldandı. "Allah'tan yabancıya gitmedi!"
Heves güldü. "Biraz fazla yakına git-" sertçe öksürünce Heves eliyle hayali bir fermuar çekip arkasına yaslandı. O günden sonra Deniz aniden evi terketmişti sabah o üç sarhoş kalkmış, Ayşegül sırf Denizle konuşuyorum diye onu kaçırdığımı iddia edince gaza gelip evet demiştim.
Yine evimizden polisin eksik olmadığı bir sabah sonunda Denizi on yedi kere aramış, sonra da dokuz saatlik bir konuşma sonrası -ciddi manada- kızları bu konuda şaka dahi yapmamaları için uyarmıştım.
Kendimi sandalyeye bırakıp arkama yaslandım. Deniz göz ucuyla bana bakarken boğazımı temizledim. "Naber Boncuk?" Deniz yutkunup bana baktı. "İyi," elini saçlarına götürüp telaşla mırıldandı.
"İyi sen?" Başımı sallayıp ellerimi sıraya koydum. Oflarken bunun nereye kadar gideceğini merak ediyordum, belirsizlikten nefret ederdim. Deniz beni itememişti hatta öpüşmek karşılıklı bir eylem olduğuna göre istemiş bile olabilirdi.
Ama belki de sonra pişman olmuştu, yüzümü buruşturup başımı sıraya yasladım. Ayşegül arkasını dönüp bize baktı. "Pişt, nabıyonuz?" Ters ters bakıp omuz silktim. "Azra özür dilerim her şey için, yeng-"
"Oha! Oha-a Ayşegül." Dedi Deniz öksürerek. Gülüp başımı iki yana salladım. "Azra? Konuşturma milleti." Oflayıp sinirle bacağımı salladım. Şu Sinan bana takıktı gerçekten. Tenefüs zili çalarken derin bir nefes verip ayağa kalktım. "Azra, Konuşalım mı biraz?"
Tam sırama ilerlerken Deniz'in sesiyle duraksayıp kızlara baktım. Heves hayvan gibi sırıtırken Derya eliyle evet de işareti yapıyordu. "Olur, konuşalım ama burda." Çünkü hala o günü konuşmaya hazır değildim.
"Tamam, şey" Boşta ki arka sıralardan birine ilerledik. Deniz otururken bende sıraya oturdum. Garip bir bakışma sonrası Deniz derin bir nefes verip konuşmaya başladı. "Azra acaba diyorum ki, yani sen yada kızlar falan hepiniz yani acaba-" gülünce Deniz ters ters bana baktı. "Toparlamaya çalışıyorum, çok yardımcı oldun."
"Ha gayret boncuk, bu nasıl?" Deniz gülüp başını salladı. "Bize mi gelseniz, yani annem tutturdu. Babam yurtdışında zaten."
"Niye?" Dedim kaşlarımı kaldırıp.
"İş görüşmesi falan." Sıradan inip kendimi Denizinin yanına bıraktım. "Geliriz, ama minik bir sartım olacaktı." Deniz başını bana çevirdi. "Neymiş?"
"Sırana geri dönüyorsun, bu ders." Deniz ayağa kalktı. "Pes etmeyeceksin değil mi?" Omuz silktim. "Eceyle Pelin çok iyi anlaşacaklar eminim."
_____________
"Deniz vay vay vay, yuvana dönmüşsün." Ilgaz sırıtarak Denize bakarken Derya ve Heves aynı anda arkasını döndü. "Deniz sonunda doğru yolu buldu, darısı Derya'nın başına." Derya oflayıp Hevese göz devirdi.
Derya bu aralar yan sınıftan bir kız ile konuşmaya başlamıştı. Heves zaten yeterince deli doluyken şu kız yüzünden iyice uçuşa geçmişti. Deniz Heves ve Deryayı izlerken başını omzuma yasladı. Saçları omzuma dökülürken elimi arkadan beline sarıp kendime çektim. "Bir şeyleri konuşmanın zamanı geldi sanki, ha Boncuk?"
"YA DERYA SİKTİR GİT YA OF AZRA, BİR ŞEY DE ŞU KIZA YOKSA ELİMDEN BİR KAZA ÇIKACAK YA!"
*
Derya geri döndüğünde göre Hevder'e özel bölüm yazacağım. Ha bu arada Azra nasıl özlemişim bağırmanı, kaç bölümdür şöyle bir bağırmamıştı suiwnaianaokaoajaosm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
first time
FanfictionAzra ve Deniz başka bir şekilde, bambaşka kişiler olarak tanışsaydı ne olurdu?