SuvillaSuvilla Feylanord, kökeni Finrol'a dayanan pek çok orman elfine kıyasla nezaketten ve incelikten yoksundu. Şık elbiseler giyer, hareli pelerinler takar ve çiçeksi kokular sürünürdü. Engin denizlerin geceleri büründüğü vahşi renge sahip saçını muntazam tarar ve süt beyazı tenini polen şurubuyla yıkardı. Yine de tüm bu görünenlere rağmen, içindeki zalim dürtüler bir yolunu bulur ve ortaya çıkardı; kimi zaman gözlerindeki tehlikeli bir pırıltıyla kimi zaman ise neşeden yoksun ve tüm odayı çınlatan kahkahası ile.
Aramir'in çift kanatlı kapıdan kuleye girdikleri vakit fark ettiği detaylar ise, beden titremesi ve atılan sarsak adımlardı. Mermer zemin topukların tıkırtısıyla dövülürken Suvilla hışımla merdivenlere yöneldi. Şeffaf pelerini bu sefer de elbisesiyle uyumlu olarak yeşil tonlarda parlıyordu.
"Ne yapıyorsun?" Aramir duygudan yoksun sesi ile Suvilla'nın arkasından bağırdı. Cevap gelmeyince başını bıkkınlıkla yan çevirip kardeşinin peşi sıra ilerledi. "Sana ne yaptığını sordum."
"Tutsak mı istiyor? Öyle olsun, ona istediği tutsağı vereceğim." Duvar taşlarına dokunduğu an yarıklardan sızan ışıklar meşalelere konup ortamı aydınlattı; şimdi prensesin öfkeli yüzü daha net görülüyordu. "Nesraka aptal ve düşüncesiz bir deniz elfi. Ziyafetlere ve dişilere düşkün olduğu kadar yönetim işlerine de iştahla saldırmalıydı."
"Okhinas gibi gösteriş budalası bir elfin oğlunun da aynı yolda ilerlediğini görmek hiç şaşırtıcı değil. Eline bir fırsat geçti ve bunu, yani bizi avcunda tutma hissini iliklerine kadar yaşamak istiyor." Beklemiş kan kokusu burun deliklerine ulaşınca Aramir istemsizce yüzünü buruşturdu; midesi kalkmıştı.
"Biliyorum ve ben de ona kiminle dans ettiğini göstermeyi arzuluyorum." Taş kapıya dokunan Suvilla bir anda ortaya çıkan onlarca kelebeğin arasından geçerek kara dikenlere girdi. Siyah kukuletalı pelerin giyen üç elf saygıyla önlerinde eğildi; duyulan tek ses kii'fala ait homurtulardı. "Rasin bilinç düzeyi en yüksek iki kii'fayı hazır etmeni istiyorum. Çetrefilli bir yolculuğa çıkacaklar." Suvilla kendisine en yakın duran kukuletalı elfin omzuna tatlılıkla dokunmuştu; şirin görünen ama şehvetli bir gülümseyişi vardı.
Standart bir yüze sahip olan Rasin bir süre sessizce bekledi; utandıysa bile yüzü kukuletanın karanlığı altında ustaca gizlenmişti. "Kii'falardan birinin ani tepkilerini büyük oranda kontrol altına aldık. Zihni bazı komutları algılayan bir düzeye geldi ancak bu özelliklere sahip ikinci bir kii'fa sunma şansım ne yazık ki yok." Ruh eğitici mahcup bir tavırla başını önüne eğdi.
"O zaman onu sersemleteceksiniz. Zihni tamamen boşalacak; ne ilkel dürtüler ne de vahşi duygular, hiçbiri olmayacak. Beni anlıyorsun değil mi Rasin?"
"Evet efendim ancak bunu çok kısa bir süreliğine sağlayabiliriz. Sonrasında kii'fa tekrar saldırganlaşacaktır." Rasin kıpırtısız bir duruşla bekledi; iki yanında bekleyen diğer ruh eğiticiler dilsiz bir cübbeyi andırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ SİHİR (Sivri Kulak Günceleri-1) #wattys2018
Fantasy~ Wattys2018 Dünya Kuranlar Kategorisinde Kazanan ~ ° ° Gerçekle büyünün raksı başlıyor. Sivri şapkalarla buluşan kulaklar, küçük bir kız çocuğunun hayalperest sözleriyle çınlarken rüyalar peş peşe gelmeye başlar...