fifth day

726 107 160
                                    

evlatlık gibi kaldı burası. daha çok özen göstereceğim.

Zayn'in kardeşi Waliyha işe başlayalı sadece iki saat olmuştu ve ben oldukça gergindim. Evden çıktığım dakikadan beri mesaj atmamak için kendimi tutuyordum ama şimdi patlayacak gibiydim. Dikkatimi karşımdaki bilgisayar yazılımına veremiyor, bir telefon konuşması aracılığıyla tanışıp anlaştığım birinin oğlumu emanet etmek için ne kadar güvenli olduğunu düşünüyordum. Aslında Waliyha ile geçen çarşamba konuşmuştum ve işe pazartesi başlayabileceğini söyleyerek beş gün boyunca kendimi bu olaya hazırlamıştım. Tam olması gerektiği gibiydi. Okul öncesi öğretmenliği okumuş fakat iş bulamamıştı. Çocuklarla ilgilenmeye bayılıyordu. Daha önce çocuk bakmıştı ve taşındıklarında da işi bırakmak zorunda kalmıştı. Zayn ile fiziken de ruhen de alakası yoktu, bambaşka bir insan gibiydi. Bir OKB hastası ile yaşamanın etkisi olarak onda da temizlik gözü vardı. Kir gördüğü an siliyordu ama Zayn kadar değildi.

Yine de olmuyordu. Hoşlandığım çocuğun kardeşi olsa dahi içim rahat etmiyordu. Annemle olduğu zaman en azından bir şekilde güven duyuyordum çünkü bu kadın beni ve iki kız kardeşimi büyüterek başarılı insanlar yapmıştı. Ama her gün o yolu çekmesini istemiyordum, benim evimde kalmasını teklif ettiğimde de eve dönüp yemek yapması ve orayı çekip çevirmesi gerektiğini söylüyordu.

En sonunda dayanamayıp elimi telefona uzatmıştım ki, Waliyha'dan mesaj geldi. Bear, ayıcığına sarılıp uyumuştu. Normalde onu bu saatlerde uyutmak benim için hayal gibiydi ama basbayağı uyuyordu işte.

İçime bir ferahlama yerleşirken bu güzel fotoğrafı kaydedip ekranıma koydum ve şimdiden iki saatini kaybettiğim işime geri döndüm.

Yirmi dakika sonra kendimi bilgisayar yazılımından çıkmış, stalk yaparken bulmuştum. Gerçekten müdürüm bunu fark etse beni işten atmakta haklıydı. Önce hiçbir şey yapmadan öylece bilgisayara bakıp durmuştum, sonra da Instagram ve Twitter'ı gezmeye başlamıştım. Zayn Malik yazdığımda bir sürü sonuç çıkıyordu, en az otuz hesap gezmiştim ve hiçbiri aradığım değildi. Kullanıcı adı muhtemelen başka bir şeydi. Tabii onu bulamadıkça yanındaki adını bilmediğim adamı da bulmak imkansızdı.

"Liam? Bugün hiç masadan kalkmadan çalıştın. İyi bir öğle yemeğini hak ediyorsun. Benimle gel, ben ısmarlıyorum." bölüm patronunun sesiyle telaşla sekmeleri kapatırken şaşkınca ona baktım. Tanrım, adam cidden çalıştığımı sanıyordu. Bu yazılımı bu hafta içinde bitirmem gerektiği için de çalışmam gerekliydi açıkçası. Bir saat daha kaybedemeyeceğimi fark ettiğimde "Teşekkürler efendim ama yetiştirmem gerek. Size afiyet olsun." diyerek teklifini nazikçe reddetmiş ve gözündeki parıltıyla onun için daha fazla yükseldiğimi görebilmiştim.

"Seninle gurur duyuyorum, Liam. Son yaşadıklarından sonra hâlâ mükemmel bir çalışansın. Yazılım bitince odama uğra." gerçekten gururlu bir baba gibi konuşup olmayan gözyaşlarını silerek asansöre doğru ilerlediğinde arkasından bakakalmıştım. Bu adamın beni bu kadar benimsemesi cidden korkunçtu. Beni ne kadar seviyorsa da Logan'a o kadar sövüyordu. Logan'a aradan dönerken bana yemek getirmesi mesajını atıp "Bok ye." cevabı aldıktan sonra işime odaklandım ve bu sefer gerçekten yazılım üzerinde çalıştım.

×××

Rory'nin salyaları akıyordu, Brian göbeğini katlayıp içine sokmaya çalışıyordu, Joe elinde haç kolyesiyle ağzı açık bir şekilde bakıyordu ve April de büyülenmiş gibi görünüyordu.

Çünkü karşımızda terapi grubuna yeni katılmış ve dünyanın en güzel yüzlerinden birine sahip olduğu kesin bir kadın vardı.

"Pardon hanımefendi, adınız Angel mı çünkü cennetten düşmüş gibisiniz de." diyerek girişi klişe bir şekilde yapan Rory biraz daha zorlasa gözünden kalp çıkabilirdi. Kadın ona cilveli bir şekilde güldüğünde Zayn yanımda kısık sesli bir şey homurdanmıştı.

My Therapy // Ziam MayneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin