(Merhaba, Aynı evrende geçen ve aynı güçlere sahip bir erkek karakteri konu alan bir tane daha kitap çıkaracağım. Neler olduğunu bilemezsiniz :) Güzel şeyler bekliyor sizi canlar. Bu arada uzun zaman kitap yayınlamadığım için acele ile yazdım bu bölümü. Hatalarım için af ola)
4 Nisan 2019
Gözlerimi açtığımda kendimi yorgun hissediyordum, ve de çok geç kalkmıştım. Anlamadığım bir şey daha vardı. Benim kollarım niye ağrıyordu. Yatakta doğruldum. Baktım kızlar falan yok. Kollarıma baktığımda küçük bir turuncu ışık veriyordu. Işık çok şiddetli değildi. Kollarımı kaldırdım ve avucumu açtığımda sanki bütün gücüm avuçlarıma gelmiş gibi oldu ve bir den avucumun içinde ateş yanmaya başladı. Biranda nefesim kesildi ve ateş söndü. Yataktan kalkıp bütün odağımı avucumun içine vererek bir daha denedim. Ama bu sefer farklı bir şey oldu. Birden avucumun içinde buz bir çubuk oluştu. Gerçekten ne olduğumu kendim bile bilmiyordum. Avuçlarımda ateş mi oluşturuyordum yoksa buz mu? Ben neyim ki şimdi? Kimim?
Aklımda bu sorular tekrarlanırken bir den soruların sesini susturdum. Artık kendimi bile tanıyamaz olmuştum. Biraz düşünür gibi oldum ve sonra "Ben benim ya" dedim. Bu güçleri öğrenmek biraz sevindirdi ve birazda şaşırtmıştı. Acaba bütün odağımı avucumun içinde ateş yandığını düşünerek ateşi yeniden yakabilir miydim? Buz çubuğu yere atıp bir daha ayakta denemeye başladım. İlk başta kıvılcımlar oluştu. Bir kaç deneme sonunda ateşi yakabilmeye başladım. Bu oldukça hoşuma gitmişti çünkü ateş beni çoğu şeyde koruyabilirdi. Ailemi kaybetmeden önce oynadığım "League Of Legends" oyunundaki "Brand" karakterine dönmüştüm. Bunları düşünürken kendi kendime gülümsedim. Sonra dedim ki "Ateşi yakabildim şimdi de buz parçaları oluşturayım". Yine odağımı avucumun içine verdim ama bu sefer ateş değilde, vücudumun soğuduğunu düşündüm. İlk başta yine küçük buz çubuk falan yapabildim. Bir kaç deneme sonunda buzu da öğrendim. Bunun güzel yani ise buzdan koruma yapabilir ve asla üşümezdim. Yine bunları düşünürken manyakça kahkaha attım. Sonra "Kesin kızlar kahvaltı falan yapmaya gitmiştir. ben bir duşa gireyim, sonra ararım onları." dedim. Valizden güzel bir mavi tişört ile mavi ceket çıkardım. Altıma da koyu mavi dar kot pantolon aldım. Duşa girdim ve soğuk duş almaya başladım. Duş alırken "Demek ki ben bu yüzden soğuk duş alabiliyordum." dedim ve gülümsedim. Güzel bir soğuk duş aldıktan sonra kıyafetlerimi giydim. Saçımı da kuruttuktan sonra yatağın üstündeki telefondan Serpil'i aradım. Telefonu açınca;
Cansu: Alo Serpil nerdesiniz ?
Serpil: Sana baktık kolların turuncu ışık saçıyordu. Uyandırmaya çalıştık ama bir türlü uyanmadın. Bir ara gözlerini açtın ve gözlerinde turuncu olduğunu farkettik. Sonra gözlerini geri kapattın sen. Bizde bırakalım kahvaltı yapalım arar o bizi deyip çıktık.
Cansu: Onun sebebini öğrendim.
Serpil: Neymiş?
Cansu: Buluşunca gösteririm "gülümseyerek"
Serpil: İyi görürüz o zaman. Bu arada biz İstiklal caddesindeyiz.
Cansu: Tamamdır geliyorum o zaman oraya bekleyin beni.
Serpil: Gelince haber et.
Cansu: Tamam canım görüşürüz.
Serpil: Görüşürüz.
Telefonu kapatınca otelden çıktım. Bir taksiye binip istiklal caddesine gittim. İstiklal caddesine gelince Serpil'i bir daha aradım. Buluştuk ve kıyafet mağazalarını gezmeye başladık. O sıra bir mağazadan çıktık. Yürürken yolda 2 erkek bize baktıklarını fark ettim. Biri uzaktan göz kırptı bana. Bende normal olarak sinirlendim. Kızlarla yanına gidip "Hayırdır polis mi arayalım?" dedim. Hemen bir asılmaya başladılar. Bu duruma iyice sinirlenip elimi sıkınca ne olduğunu bilmedim ve birden sustular. Ve biraz uzaklaştılar. Bende "Ne oldu korktunuz mu?" dedim. Arkalarına bakmadan uzaklaştılar. O sıra Burcu "Cansu sakinleş gözlerin turuncu olmuş" dedi. Hemen çantamdan ayna çıkartıp baktığımda gerçekten turuncu olduğunu fark ettim. Kendimi sakinleştirmeye çalıştım ve güzelce sakinleştim. Sakinleşince gözlerim düzeldi. Şunu öğrendim ki benim sinirli olup olmadığımı gözlerden öğrenebilirsiniz. Kendime gelince İstiklal Caddesinden uzaklaştık.
Üsse gitmek amacıyla araca gittik. Araca binince güzel bir müzik açtım. Telefonumdan da İnstagram'a bakmaya başladım. Üsse giderken;
Cansu: Kızlar üsse bakalım güzel bir dekor planları yapalım.
Özlem: Güzel olur. Şimdiden aklıma güzel koltuklar falan geldi.
Biraz sohbet ettikten sonra üsse vardık. Üssün kapısına gelince kızlara üsse nasıl gireceklerini, kapıdaki güvenlik sistemini anlattım. Hepsi sırayla Retina ve Face ID'den geçerek açıp açamayacaklarını denediler. Açma işlemi tamamlandıktan sonra üsse girdik. Üsteki bilgisayarı da gösterip nasıl kullanacaklarını gösterdim. Sonra üssü gezmediğimi birlikte gezmek istediğimi söyledim. Kızlarda meraklılardı. Sırayla ilk önce ilk katı gezdik. İlk kat o kadar büyük değildi. Orta boyda bir salon gibiydi. 2. kata gittiğimizde ağzımız açık kaldı. Çünkü o kadar büyüktü ve özel yerleri vardı ki tam anlamıyla bir üs kelimesini anlatıyordu. Duvarda silah koyacak yerler, titanyumla kaplı bir oda tarzı bölüm, nişan çalışma yeri ve benim en sevdiğim yer ise en güçlü bombalara bile (atom bombası hariç) dayanacak kadar 8 kat titanyum ile kaplanmış bir oda vardı. Odayı sevdim çünkü çeşitli manyaklıklarımı orada yapabilirdim. O odada yanacak bir şey yoktu. Titanyumla kaplı odanın bir duvarında 10 katlı cam vardı. Şimdi diyebilirsiniz nereden biliyorsun bunları falan, odanın üstüne büyük bir metal çerçeve ile yazmışlardı. Kızlara odanın dışında durmalarını gerektiğini söyledim. Odaya girmeden önce kıyafetlerimi çıkardım. Bildiğin çıplaktım. Kızlar ne yapıyorsun dese de izleyin dedim. Odaya girdiğimde odaklandım. Bunu daha önce denemediğim için biraz zor bir şey yapacaktım. 1-1:30 dakika kadar vaktimi aldım ve sonunda yapabildim. Yaptığım şey ise bütün vücudumu alevlendirmekti. Bildiğin yanıyordum. Kızlar odanın dışında bağırsada elimle işaret ederek sorun olmadığını belirttim. Bir müddet sonra ateşimi söndürdüm ve eski halime geldim. Ufak bir deri kısmım bile yanma belirtisi yoktu. Bu gücümü çözmem oldukça hoşuma gitmişti. Kızlar odaya gireceklerini görünce durmalarını gerektiren işaret yaptım. Yine beni izlemeye koyuldular. Bir kez daha odaklandım. Yine biraz uzun zamanımı aldı ama bu seferde bütün vücudumu buza çevirdim. Derim kristale döndü. Kızlar ağızları açık bakıyorlardı sadece camın arkasından. Vücudumu eski hale getirdim. Odadan dışarı çıkıp kıyafetlerimi giydim. Kızlar şaşırdıklarını söylediklerinde ben "Artık alışın buna kızlar. Ormanda falan kalırsak hayatta kalmanızı sağlarım" diye espri yaptım. Biraz güldükten sonra 1.kata geri döndük. Kızlar ile bilgisayar başına oturup üs için eşyalar falan baktık. Girdiğimiz sitede güzel koltuk takımları vs. vardı. Bu koltuklar 1.kat içindi. 2.Kat için koltuk kullanmayacağız çünkü içerisi tamamen ekipmanlarla doluydu. Aslında ekipman yerleriyle :) Tek yapmam gereken ekipman almaktı ki bunları şimdi alamazdım. Çünkü daha Şirketi İstanbul'a taşımam lazım. Çok para harcadım. Şirket İstanbul'a gelince bir müddet para kazandıracağım.
Yaklaşık 3 saat sipariş ve planlar hakkında konuştuk. Şu ev alma işini de halledelim rahatlayacaktık. Eve yeni eşya almayı planlamıyoruz. Annem ve babamla büyüdüğüm evdeki eşyaları getirecektik. Çünkü gerçekten fazla para harcadık. Planlar bittikten sonra artık otele dönelim falan dedik. Otele gitmek için araca geri bindik ve otele döndük. Ben güzel bir duşa girdikten sonra pijamalarımı girdim. Sonra televizyon önüne geçip dizi vs. izlemeye başladık. O sırada yemek söylemiştik. Bir ara elimde titremeler fark ettim. Sanki kollarımda bir güç vardı. Titriyordu ve tuhaf hissettiriyordu. Galiba vücudun güce alışmasından dolayı böyle olmuştum. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkayım deyip musluğu açtım. Tam elimi uzattım ki musluktan akan su dondu. Musluğu kapatıp kendim odaklamaya çalıştım. Maksat ateş ile buzu eritip suyu musluğu düzeltmekti. Elimde ateşi yaktıktan sonra muslukta oluşan buzu erittim. Daha sonra elimi yüzümü yıkamaktan vazgeçip kızların yanına geçtim. Biraz sohbet falan derken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Saate baktığımda 23:36 olduğunu fark ettim. Yatağın içine tam girip uyumamın gerektiğini düşünerek gözümü kapattım ve uykuya girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Turuncu
FantasyUyanmıştım, hiçbir şey hissetmiyor gibiydim. Adeta ellerim, ayaklarım kitlenmişti. Birden anlamadığım derecede güçlü hissettim kendimi ve orada güç patlaması yaşadım. Vücudum yattığı yerden havaya doğru tam göğüs hizamdan yükselmeye başladı. Etrafa...