Sonunda eve dönmüştük. Uçaktan iner inmez arabamız bizi bekliyorduk. İstanbul'a alışmıştım aslında ama her şeyi çok hızlı geçirdik. Bir anda ev, üs satın aldık. Arabaya bindikten sonra yorgunluktan ölüyordum. Eve gidip yatmak istiyordum. Çünkü akşam uçağa bindik ve gelmemiz 3 saat sürdü. Gece yorgunluktan ölüyordum. Yaklaşık 1 saatte arabayla eve vardık. Eve girer girmez "Kızlar ben yatıyorum" diye seslendim. Onlarda "Tamam" dediler. Odama girer girmez hemen pijamalarımı giydim. Duşa girecek halim yoktu. Yatağa yattıktan sonra güzel bir uykuya daldım.
** 6 SAATLİK UYKUDAN SONRA **
Gözlerim aralanıyordu hafif hafif, güzel bir uykudan kalmıştım. Ama bir sorun vardı. Bu sorunu aynanın karşısına geçince anladım. Saçlarım yine turuncu olmuştu. Ama anlamadığım konu sinirli değildim. Galiba bu saç kalıcı olacak gibi duruyordu. Hiç yalan söylemeyim gözlerimde turuncu olunca çok güzel duruyordum. Banyoda ufak yüzümü yıkadıktan sonra aşağıya indim. Özlem uyanmıştı ve hatta Aykut ile televizyon izliyordu. Birbirlerini özlemişlerdi belli ki. Tülay ablanın yanına gidip biraz sohbet ettim. O'da sıkılmıştı evde. "Tülay abla sağlam bir kahvaltı hazırlar mısın?" dedim. Tülay abla kafasını sallayarak olumlu cevap verdi. İçeri geçip televizyon izlemeye başladım. Yarım saat sonra kahvaltı hazırdı. Tülay abla kahvaltıya çağırdı. Masaya oturup hep birlikte kahvaltımızı ettik. Kahvaltı ederken kafam çok yoğunlaştı. Tuhaf duygulara geçiş yaptım. Masadan kalkarak "ben bir su içeyim geleceğim" dedim. Mutfağa geçerken bir den yere kapaklandım. Bir şeyler anımsamaya başladım. Sanki birinin gözünden bakıyordum hayata. Etrafa baktığımda ormanda olduğumu fark ettim. Vücudu ben kontrol etmiyordum. Sadece gözlerden bakıyordum. Birden koşmaya başladım ki, bir anda kendime geldim. Kapaklandığım yere sessizce oturup kızlara ses vermemeye çalıştım. Merak etmesinler diye. Acaba bunlar neydi? Kimin gözünden baktım? Delirmeye mi başladım yoksa bu benim bir gücüm falan mıydı? Bunlar hep aklımı karıştıran sorulardı. Kendimi ufak bir silkeleyip kendime geldim. Suyu içip kahvaltı masasına tekrar döndüm.
Kahvaltı bittikten sonra kızlara "ben dışarı çıkıp biraz kafa dağıtayım" dedim. Kızlarda "bizde takılacağız öyle ya" dediler. Uzun zamandır aracıma binmiyordum. Arabama binip şehir merkezine doğru sürmeye başladım. Şehir merkezinden marketten biraz içecek bir şeyler alıp ormana sürmek istiyordum. Uzun zamandır sakin sakin gezemiyordum ve bu olanları düşünmek istiyordum. Bu güçler bir anda karşıma çıkıp dank etmişti. Şehir merkezine gelip markete girdim. Bira ve yiyecek bir şeyler alıp çıktım. Aracıma binip orman yoluna doğru sürdüm. Arabamdaki bluetooth açıp telefonumu bağladı. Spotify'dan çalma listelerimden birini açıp sürmeye başladım. Yaklaşık 20-25 dakika sonra orman yoluna girdim. Yol sakindi ve çok güzeldi. Yolumda ilerlerken ailemi düşünmeye daldım. Araba sürerken dalmak kötü bir şeydi biliyorum ama nedensizce daldım ve hızlandım. Kendimi düşüncelerden çıkaramıyordum. Yolda giderken hiç istemediğim bir şey oldu. Bir araç beni sollayarak önüme kırdı ve bende aracın yanından sert bir şekilde çarptım. Bir anda aracım arkadan kalkarak üzerinden takla attı ve ters döndü. O takla anında gördüğüm tek şey karşımda aracın zırhlı bir araç olduğunu ve camlarının filmli olduğunu fark etmiştim. Bu bilerek yapıldığı belliydi ama neden bunu anlamamıştım. Takla anı tahminimce 10 saniye falan sürmüştü ama o 10 saniye bana 10 dakika gibi gelmişti. Düşüncelerden kaçamamıştım. Niye birisi bana bunu yapar diye. Takla attıktan sonra koltukta ters şekilde duruyordum ve gözlerimi hafif araladım. Ama gözlerim kapanmak için baskı yapıyordu. Kapanmadan önce tek gördüğüm şey bana yaklaşan ayaklar idi. Gözlerimin baskına dayanamayıp kapanmasına izin verip uykuya teslim oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Turuncu
FantasyUyanmıştım, hiçbir şey hissetmiyor gibiydim. Adeta ellerim, ayaklarım kitlenmişti. Birden anlamadığım derecede güçlü hissettim kendimi ve orada güç patlaması yaşadım. Vücudum yattığı yerden havaya doğru tam göğüs hizamdan yükselmeye başladı. Etrafa...